Paylaş
Bugün 5. sayfada arkadaşımız Ergun Çolakoğlu'nun bir haberini okuyacaksınız. Arkadaşımız, bir trafik kurbanının ailesiyle görüşmüş.
Kazayı (buna benzer diğerlerinin arasında) hatırlayacaksınız.
Bu yaz, 17 yaşında, ehliyetsiz bir genç, babasının otomobilini alarak Bağdat Caddesi'nde gezmeye çıkmıştı. Otomobil kontrolünden çıktı, kaldırımda bekleyen Cem Teoman'ı savurup attı.
Cem Teoman bir ay hastanelerde süründükten, iki kez ameliyat geçirdikten sonra hayata gözlerini yumdu.
Böyle bir ölüm haberi duyduğumda içimi büyük bir öfke ve korku kaplıyor.
Yasalar gereği, kazayı yapan genç olaydan sonra çıkarıldığı mahkemede serbest bırakılmış ve tutuksuz olarak yargılanacak.
Ama hepimiz ileride neler olacağını biliyoruz.
Ona fazla bir şey olmayacak.
Çünkü bunu yapmak neredeyse serbest. Ehliyet sahibi olup olmamak da fazla bir şey farkettirmiyor.
Yasalar, o çocuğun velisi ve kullandığı otomobilin sahibi için de bir ceza, bir yaptırım öngörmüyor.
O çocuk, ileride, ‘‘bu badireyi atlattıktan sonra'' eminim ehliyet de alabilecektir.
Ölen ise öldüğüyle kalacaktır.
Çünkü Türkiye'de çok ciddi bir otomobil sürücüsü lobisi var. Aralarında milletvekillerinin de bulunduğu, ülkenin en başarılı baskı grubunu oluşturan bu lobi, otomobil sürücülerinin işledikleri suçlara ağır cezalar konulmasını büyük bir ustalıkla engelliyor.
Üstelik bu lobi, çok geniş bir kitleden oluşuyor. Neredeyse bütün otomobil sürücüleri bu lobinin doğal üyesi.
Yalnız, otomobil sürücüsünün unuttuğu bir şey var.
Herkes doğuştan bir yayadır.
Ve bir gün bir başka sürücü onu, ailesini, sevdiklerini kaldırımda yakalayabilir!
Hangi lobiye katılmanız gerektiğine karar verirken doğrudürüst bir kár/zarar analizi yapın!
FAKS: (212) 677 04 21 E-MAIL: agur@hurriyet.com.tr
Paylaş