Paylaş
AGİT, yani Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı deyince, akla son derece üst düzeyde, son derece resmi, son derece bürokratik, dolayısıyla çok korkutucu bir heyula geliyor.
Bu izlenimde doğruluk payı olabilir; ama aslında AGİT, sürekli olarak ‘‘insani boyutu’’ ön plana çıkarmaya çalışan, insan haklarına büyük önem veren, sivil toplum kuruluşlarına devlet organları kadar yer vermeye çalışan bir kuruluş...
Ne kadar başarılı? Bu tartışılabilir, ama en azından niyet böyle...
İşte bana İstanbul adına en tuhaf gelen de bu oldu.
AGİT zirvesi İstanbul'da yapılıyor... Buna sadece devlet ve hükümet başkanları katılmıyor. Dünyanın her yerinden sivil toplum kuruluşları da bu zirvenin vazgeçilmez ve çok önemli bir parçası...
Gelin görün ki, böyle bir toplantı şehrimizde, toplumu evlerine kapatacak derecede geniş ve sert güvenlik önlemleriyle yapılıyor. Hatta okullar bile tatil edilebiliyor!
Bunda İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı haksız mı? Değil; çünkü o kadar çok devlet ve hükümet başkanı AGİT için İstanbul'a geliyor ki! Bir aksilik olmaması için her türlü önlem alınıyor.
Ama sonuç ortada: Sivil toplum kuruluşları toplantı yapacak, toplum ise evlerine kapanacak!
AGİT'te bir tuhaflık var gibi geliyor bana. Hem en üst düzey devlet temsilcileri, hem de onların tam karşıtı olan sivil (devlet dışı) toplum temsilcileri aynı örgüt çatısında toplantılar yapmaya kalkarsa, ortaya böyle gülünç bir manzara çıkar işte!
İstanbul'da yaşayanların çoğu, 17-19 Kasım tarihleri arasında ne olduğunu tam olarak bilmedikleri bu ‘‘AGİT’’ denilen şey hakkında hiç de iyi şeyler düşünmeyecekler. Tıkalı yollara, katı güvenlik kontrollerine kızacaklar.
Ve sonuçta sivil toplum kuruluşları, toplumla karşı karşıya kalacak.
Paylaş