Avrupa’nın Obaması’ndan yeni jenerasyon liderlik tüyoları

Tüm dünyada değişim rüzgarları estiren Obamalar, İngiltere Kraliçesi’ni bile, içtenlikleriyle eritmişlerdi. Michelle Obama’nın, Kraliçe 2’ci Elizabeth ile sarmaş dolaş pozları, ciddiyeti ile tanınan Majesteleri’nin karizmasını etkilememişti. Bilakis, İngiliz basını bu içten tabloyu Obamalar’a mal etti.

Avrupa’nın Obaması ise  İngiltere’nin çiçeği burnunda başbakanı David Cameron.
---
Genç.
İyi eğitim görmüş.
Karizmatik.
Muhafazakar’ların ‘ Demir Leydi’si  Margaret Thatcher’den bu yana, partinin yüzünü değiştiren daha doğrusu partiyi sevimli hale getiren ilk lider.
Şeffaf.
Aile babası.
Samimi.
İngiliz’lerin deyimiyle  ‘ Lip Service’ yapmıyor. Yani sadece konuşmuyor, harekete geçmeye de niyetli.
- - -
Muhafazakar Parti Lideri ve Başbakan David Cameron, Liberal Demokratlar’la kurduğu koalisyonla 13 yıllık İşci Partisi iktidarına son verirken omuzlarına ciddi bir yük aldı. İşci Partisi’nin kurmaya çalıştığı çok sesli İngiltere yerine, ekonomisi çatırdayan işsizlik rakamlarının tavan yaptığı İngiltere’yi  yeniden yapılandırma için kolları sıvadı. Seçimlerin üzerinden çok az bir zaman geçti. Hükümete ve farklılığıyla fark yaratmaya başlayan Başbakan David Cameron’a not vermek için henüz erken. Bekleyip görmek lazım. Ancak, David Cameron’un iktidara geldiğinden bu yana eylemlerine bir göz atarsak, hem İngiltere’de hem de dünyada popülaritesinin hızlı bir ivmeyle arttığını göreceğiz.

- - -

Seçimler sonrası ‘ Kemer Sıkma Politikaları’ nı hayata geçiren Cameron, bunun sözde kalmadığını, Amerika gezisiyle ispatladı. Daha önceki başbakanların yurtdışı gezileri için tuttukları pahalı Boing 747 veya 767’lerin yerine, ABD’ye tarifeli uçakla uçtu. Kraliyet Havayolları’ndan da yararlanmadı. İngiltere başbakanının normal yollardan seyahat etmesi korumalarına nasıl bir eziyet yarattı tahmin edilir ama  Cameron, liderlik tüyolarını bir bir vermeye başladı. Başbakan’ın, Türkiye gezisi ise ‘ tatlı bal’ tadındaydı. Eski başbakanlar Tony Blair ve Gordon Brown’dan kalan, Tony’li ve Gordon’lu günlere şimdi de David’li günler eklendi.

David Cameron, Avrupa’nın Obaması oldu bile..

Daha şimdiden farklılığıyla fark yarattı. Üstelik bunu insanın gözünün içine soka soka da yapmıyor.

Amerika seyahatinden sonra ikinci ülke olarak Türkiye’yi seçmesi de tesadüf değil elbet. Türkiye’nin avukatlığını yapar mı bilemem ama, böyle giderse çoktandır yüzleri gülmeyen İngiliz halkını gülümsetecek gibi.