Paylaş
Millet olarak çok zor günlerden geçiyoruz son zamanlarda. Ülke genelinde yaşanan olumsuzlukların bizleri etkilememesi mümkün değil. Hal böyle olunca da büyük bir isteksizliğe teslim olmaktan kaçınmak hayli zor oluyor. İşte ben de böyle bir isteksizliğe kapılmamak için var gücümle çabalarken, katıldığım bir basın toplantısı umutlarımı tazelememi sağladı.
İçinde bulunduğumuz günlerin benzerlerinden daha önce de geçmiş bulunan Sabancı Vakfı, tam kırk yıldır kesintisiz olarak sürdürüyor çalışmalarını. Merhum Hacı Ömer Sabancı'nın sağlığında bir yaşam felsefesi olarak kabul ettiği "bu topraklardan kazandıklarını bu toprakların insanlarıyla paylaşmak..." ilkesini benimseyen Sabancı kardeşler bu düşünceden yollarına devam ederek hayır işlerini düzenli bir şekilde yürütebilmek amacıyla 1974 yılında Hacı Ömer Sabancı Vakfı (Sabancı Vakfı)'nı kurmuşlar. Merhume Sadıka Sabancı’nın tüm malvarlığını bağışlaması ve aile bireylerinin katkıları, Sabancı Vakfı’nı kısa sürede Türkiye’nin en büyük vakıflarından biri haline getirmiş.
Sabancı Vakfı’nın var olma nedeni "Toplumsal potansiyelin gelişimini sağlamak ve toplumsal duyarlılık bilincini gelecek nesillere aktarmak için özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak insanların hayatında fark yaratmak" olarak benimsenmiş. Vakıf; 2000’li yılların başında, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandırılmış. Bu yapılanma; Sabancı Vakfı’nın 40’ıncı yıl basın toplantısında Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı tarafından, “Türkiye ve dünyadaki sosyal değişim ve gelişmeler paralelinde biz de yenilendik. Etkileri ölçülebilir sosyal yatırımlara yöneldik. Geçmişteki hayırseverlik tecrübemizin üzerine, stratejik hayırseverliği inşa ettik. İşte bu da yeni bir dönemi ifade ediyor. Bu dönemin en önemli özelliği ise ‘işbirlikleri’dir. Her şeyi yalnız yapamayız. Toplumsal kalkınma ve gelişme; ancak kamu, özel sektör ve sivil toplumun, birlikte ve etkin çalışmasıyla gerçekleşir. Buna dünyada başarı üçgeni diyorlar. Biz de bu modeli benimsiyoruz” sözleri ile ifade edildi.
Sabancı Vakfı bu yeni dönemde kadınların, gençlerin ve engellilerin sorunlarına etkili ve uzun soluklu çözümler üretmeye odaklanmış bulunuyor. “Toplumsal ihtiyaçlara çözüm getirebilmek amacıyla, ülkemizin gençleri, kadınları, kız çocukları ve engellilerine eşit haklar tanıyacak şekilde kalkınmaya katkıda bulunmak için çalışan” Sabancı Vakfı, uluslararası vakıfçılık standartlarını uygulayan, öncü ve örnek bir vakıf olmayı başarmış durumda. Vakıf, 40 yılda yaptığı sosyal yatırımlarla, 1,5 milyar doların üzerinde kalıcı değer yaratmış bulunuyor. Sayın Güler Sabancı’nın sözleri ile, “üzerine eğildiği her konuda çözüm arayan, sorunların çözümü için ‘konuşan’ ve ‘konuşturan’ olan Sabancı Vakfı, son yıllarda pek çok vakfın ve özel şirketin kadınlar, engelliler ve gençlere odaklanmasına hem örnek hem de teşvik unsuru oldu.
Sabancı Vakfı, Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının projelerine hibe uygulamasını başlatan vakıf. Sivil toplum kuruluşlarının sayılarının da, proje yapma kapasitelerinin de artmasında önemli katkıları var. Vakıf; kadınların, gençlerin ve engellilerin eşit fırsatlara sahip olmalarını ve topluma aktif katılımlarını, bu konularda çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının projelerini Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP) kapsamında destekleyerek sağlıyor.
Program kapsamında; bugüne kadar toplamda 7 milyon TL hibe ile desteklenen 37 proje, 72 ilde faaliyet uygulamış ve ulusal düzeyde önemli etkiler yaratmış bulunuyor.
.
Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP) kapsamında cinsiyet, yaş, fiziksel ve/veya zihinsel engeller sebebiyle ayrımcılığa maruz kalan kadın, genç ve engellileri hedef alan projeler destekleniyor. ‘Çifte dezavantajlı’ grupları hedefleyen (genç kadın, engelli kadın, engelli genç veya engelli genç kadın) ve/veya farklı alanlarda çalışan kurumlarla işbirlikleri kurarak, “toplumsal cinsiyet”, “engelli” ve/veya “gençlik” yaklaşımlarını çalışmalarına entegre eden kurumların projelerine öncelik veriliyor.
Sabancı Vakfı’nın Türkiye’ye kazandırmış olduğu kalıcı eserlerin başında ise Sabancı Üniversitesi geliyor. Ekim 1999'da ilk öğrencilerini karşılayan Sabancı Üniversitesi, bugün bir “dünya üniversitesi” konumunda. Türkiye'de ve yurt dışında pek çok üniversite tarafından örnek alınıyor. 40. yılını “Yarının Bir Farkı Olmalı!” sloganı ile kutlayan Sabancı Vakfı, ulusumuza kazandırdığı bu “özel” üniversitede, yarının farklı, duyarlı, “özel” gençleri yetişiyor. Vakıf, başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan öğrencilere verdiği karşılıksız burslarla eğitimde fırsat eşitliği yaratılmasına da katkıda bulunuyor.
Evet, “Yarının Bir Farkı Olmalı!”… Ve bunun için hepimiz çalışmalıyız…
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş