Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

“Umudun Kadınları”

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Bir grup engelli-engelsiz bağımsız kadın, Şubat 2022’ den beri, “Umudun Kadınları” adlı aylık bir dergi çıkartıyorlar. Yazılı ve sesli olarak yayımlanan derginin amacı; engelli kadınların, dezavantajlı kesimlerin ve genel olarak kadınların hak mücadeleleri konusunda farkındalık yaratmak.

Dergi, içeriğindeki yazılarla;

  • Engelli kadınların haklarını öğrenmeleri, kendi potansiyellerini fark etmelerini sağlamayı ve deneyimlerini yazmaları konusunda motivasyonlarını artırmayı
  • Kadınların insan hakları konusunda, başta engelli kadınlar olmak üzere,

tüm kadınları ve toplumu bilinçlendirmeyi 

  • İnternet erişimi bulunmayan ya da teknolojik olanakları kısıtlı olan kadınlara ulaşabilmek için çalışma yapmayı ve onları da dergiden yararlanma sürecine dahil etmeyi
  • Araştırma ve yazma yeteneği bulunan kadınları kazanmak için, yazmaya yeni başlamış olan kadınları motive etmek için çalışmalar yapmayı hedefliyor.

Umudun Kadınları Dergisi’nin 18. sayısında okuduğum, Emine Kamcı tarafından kaleme alınmış “Engele Engel Olmayan Bir Yer” başlıklı yazıda düne kadar adını hiç duymadığım bir kütüphanenin varlığından haberdar oldum.

Söz konusu kütüphane, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı (TÜRGÖK), ne yazık ki, İzmir’de. Yani benim gidebilmem pek mümkün görünmüyor. Bu özel kitaplık, yurdumuzda yaşayan görme özürlüler ile yurt dışında yaşayıp da Türkçe bilen görme özürlülerin yazılı kaynaklara erişimini sağlamak üzere; 11 yaşında geçirdiği bir kaza sonucu gözlerini kaybeden eğitimci, yazar, çevirmen ve avukat Gültekin Yazgan önderliğinde 2004 yılında kurulmuş. TÜRGÖK; Türkiye’nin, görme özürlülerin eğitimleri ile kültürel gelişimlerine ücretsiz hizmet eden ilk ve tek Görme Özürlüler Kitaplığı. 

 

Haberin Devamı

TÜRGÖK Türkiye’nin her yerine ayrıca İngiltere, Hollanda, Kıbrıs, Amerika ile Almanya’ya ücretsiz ve geri iadesiz hizmet veriyor. Hizmet ulaştırdığı görme özürlü üye sayısı altı bini geçmiş durumda. Tüm bu hizmetler, sayıları 400’ü aşan gönüllü destekçiler sayesinde üretiliyor. Amaç; görmeyen kişilerin Türkçe okur yazarlık oranını artırmak, eğitim ve kültürlerine katkıda bulunabilmek ve bu sayede yaşam kalitelerini yükseltmek. 

 

Şimdi gelelim Sevgili Emine Kamcı’ nın deneyimine. Kamcı Türkiye Görme Özürlüler Kütüphanesi’nden aranarak bir müze sergisi olduğu ve kendisini davet etmek istedikleri söyleniyor. Emine Hanım il dışında bulunduğunu, etkinliğin yapıldığı tarihte İzmir’de bulunursa katılabileceğini söylüyor. Etkinlikten iki gün önce tekrar aranıyor Emine Hanım ve davet tekrarlanıyor.

Haberin Devamı

Kamçı, tüm programlarını iptal edip davete katılmaya karar veriyor. Etkinlik günü geldiğinde tüm katılımcılar belli noktalardan arabayla alınarak müzenin bulunduğu yere götürülüyor. Yani, İzmir Yeşilova’ya… 

Mekan içine alındıklarında kendisini evinde hissettiğini söylüyor Emine Hanım. Zira içerideki her şeyin tamamen görme engellilere göre düzenlenmiş bulunduğunu; yürümekte oldukları çizgilerden tutun da duvar diplerine sıralanmış eserlerin alt kısımlarındaki kabartma açıklamalara dek her şeyin son derece anlamlı olduğunu dile getiriyor. “Böyle bir mekana ilk kez geliyordum ve bütün bu yapılanlar benim için çok değerliydi. Çünkü buradaki her şey beni özgürleştiriyordu. Öyle ki, zaman zaman gruptan ayrılıp kendi başınalığımın tadını çıkarıyordum. Ancak, böyle durumlarda hemen bir görevli ya da rehber yanıma gelerek yeni yeni eserlere yönlendiriyordu beni.” diyor.

Haberin Devamı

Müzedeki eserlerin çoğunlukla Yeşilova Höyüğü’ nden çıkarılmış bulunan kalıntıların kil ile yapılmış taklitleri olduğunu dile getiren Emine Hanım; ilk olarak kemik buluntuların taklitlerini incelediğini sonra da sırasıyla deniz kestaneleri, deniz kabukları, çeşitli balık figürleri ve yine kille taklit edilmiş farklı boyutlarda kaplar ve evleri incelediğini söylüyor.

“Evlerin bazıları çok ilginçti. Hatta elimin altındaki bir evi incelerken arkeoloji başkanı gelip evin çatısını kaldırınca çatının direklerle ayakta durduğuna tanık olmamı sağlamış oldu.” diyor Emine Kamcı.

Artık Yeşilova’da deniz yok… Bu sebeple, bir an, balık ve deniz kabuğu gibi buluntuların orada ne işi olduğunu düşünen Emine Hanım’ın yanındaki kadın görevli -sanki onun düşüncelerini okumuşçasına- “Bir zamanlar buralarda deniz varmış ve sonra deniz çekilince de bütün bunlar toprakta kalmış.” diyor.

Haberin Devamı

Emine Kamcı’ nın duygu dolu üslubu, şükredecek çok şeyimiz olduğunu tekrar hatırlattı bana. Bence, “görmek” için sadece bakmak yetmiyor. Nereden ve nasıl baktığımız da büyük önem taşıyor. Bir de bazı durumlarda kalp gözüyle bakabilmeyi başarabilmek…

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Not: “Umudun Kadınları” Dergisi” ni https://www.umudunkadinlari.com/ adresli web sitesinden ister okuyabilir, ister dinleyebilirsiniz.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları