Paylaş
Kuruluşu 2008 yılının Kasım ayı sonunda tamamlanmış olan Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) hak temelli çalışan Sivil Toplum Kuruluşları’ndan biri. Bu dernek; sosyal, ekonomik ve psikolojik mağduriyet ve kısıtlılık yaşayan, ayrımcılığa, istismara ve hak kaybına uğrayan risk altındaki sosyal grupların kanun, anayasa, uluslararası sözleşmeler ve evrensel hukuk ilkelerinden doğan tüm haklarının kazanılması, korunması, kullanılması ve evrensel hukuk normları içerisinde geliştirilmesi için çalışıyor.
TOHAD çalışmalarını, kadınların, çocukların, engellilerin, yaşlıların ve risk altındaki diğer sosyal grupların medeni haklar, sağlık, eğitim, istihdam, ulaşım, erişim v.b alanlarındaki hak kayıplarından ve/veya uğradıkları ayrımcılık sorunlarından yola çıkarak gerçekleştiriyor. Bir taraftan bu sorunların çözümü için her türlü iletişim kanalını kullanarak kamuoyu yaratmaya uğraşırken, diğer taraftan da kamu kurum ve kuruluşları nezdinde gerekli girişimlerde bulunuyor. Dernek, idari girişimlerin sonuç vermediği hallerde öncelikle ulusal hukuk sistemi kapsamında hukuki girişimlerde bulunmayı, gerektiği hallerde de Uluslararası sözleşmeler kapsamında Avrupa Sosyal Konseyi, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi gibi uluslararası hak arama zeminlerinde çözümler aramayı hedefliyor.
TOHAD, ülkede anayasanın öngördüğü sınırlar çerçevesinde seçme ve seçilme hakkına yönelik ihlâllerin önlenmesi dışında, hiçbir politik konuda faaliyet göstermiyor. Ayrıca; ırkçılık, her türden dine ait radikal dini ideoloji, otoriterizm, totalitarizm gibi demokratik ve anayasal geleneklerle bağdaşmayan anlayışlara ait sosyal grupların taleplerini kamusal bir hak olarak kabul etmiyor ve bu grupların sorunlarıyla ilgilenmiyor.
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Akbulut 1970 doğumlu. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde yükseköğrenim görürken,
5 Ekim 1991'de geçirdiği bir trafik kazası sonucunda belden aşağısı felçli kalmış. Akbulut, 1998 yılından sonra engelliler konusunda faaliyet gösteren çeşitli kuruluşların yönetimlerinde görev almış. Bu kuruluşlarda engelli bireylerin yasal-sosyal konulardaki haklarının kazanılması konusunda çalışmalar yaparak kamu kurum-kuruluşlarına idari girişimler ve
davalar açılmasını üstlenmiş.
Süleyman Akbulut, başta mavi kapak kampanyası olmak üzere, engellilere yönelik olarak yürütülen tüm yardım toplama kampanyalarına karşı. “Bir engellinin ihtiyaç duyacağı özellikle tıbbi içerikli mal ve hizmetler ile tıbbi tedaviler bir yardım konusu değil, anayasa
tarafından güvence altına alınmış bir haktır. Bir hakkı yardım konusuna dönüştürmek, engellinin eşit birey olma durumunu ortadan kaldırıp, onu toplumun merhametine ihtiyacı olan öteki insan durumuna indirgemektedir. Bu kampanyalar, toplumun belleğine, özellikle de bu kampanyalara destek veren çocukların zihnine engelli bireyin mağdur, acınacak, bir mavi kapağa bile muhtaç olan zavallı insan olduğu algısı yerleştiriliyor. Unutmayalım ki; sakat, acınacak insan motifi 1970'li yıllarda popüler film kültürüyle siyah beyaz filmlerde toplum
belleğine yerleştirilen bir motifti. Bu motifi hâlâ toplum belleğinden silemedik. Şimdi bu mavi kapak benzeri kampanyalarla da oluşan bundan başka bir şey değil. ‘Engelli bireyin toplumun diğer bireyleri ile eşit haklara sahip bir birey kimliği taşıdığı ve asıl ihtiyacının kendisine yasalarca tanınmış hakların hayata geçirilmesi olduğu düşüncesi’nin yaygınlaştırılmasına ihtiyacımız varken, biz yardımlarla onları lütuf gösterilmesi gereken insanlara dönüştürüyoruz.” diyor Akbulut.
Ben tüm kalbimle katılıyorum Sayın Akbulut’a. Aynı konuda çalışan Sivil Toplum Kuruluşları’nın güçlerini birleştirmelerini ve engellilerin haklarını hak ettikleri biçimde savunmalarını diliyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş