Paylaş
Nilo adıyla tanınan sanatçı Nilüfer Tokay’ ın yeni kişisel sergisi “Güncem”, geçtiğimiz günlerde, Ortaköy’ de bulunan tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’ nın büyüleyici atmosferinde ziyarete açıldı.
Eserlerinde her zaman “insan” ı baz alan Nilo; korkular, endişeler, olumsuz anılar nedeniyle kişilerin kendilerini mutluluk, başarı, maddi ve manevi zenginlik gibi birçok şeyden mahrum etmelerinin kendisini çok etkilediğini dile getiriyor. Nilo; ailenin, yakın çevrenin, yaşanan olayların ve bunların nasıl algılandığının kişiyi inşa ettiğine inanıyor. Sanatçı; bu sayede kişinin zihnine yerleşen düşüncelerin duyguları, duyguların da davranışları oluşturduğuna ve tüm bunları değiştirmenin elimizde olduğuna dikkat çekiyor. Çocukluktan itibaren şartlanılan, “bu üzülecek şeydir” yaftası yapıştırılan olaylara yeni başlıklar atmak gerektiğini, hem fiziksel hem de ruhsal iyileşmenin ancak bu şekilde mümkün olabileceğini ifade eden sanatçı bunun için üç kural olduğunu söylüyor: Kabullenmek, değiştirmek, uzaklaşmak… “Güncem” başlıklı kişisel sergisinde de bu yaklaşımla yola çıkan Nilo; geçmişte sergilenmiş eserlerini bambaşka yerleştirmelerle, yepyeni kompozisyonların içinde sunarak, herkesi kendi hikayesini yeniden yazmaya davet ediyor. “Yaşamınızın yönetmeni sizsiniz, istemediğiniz bölümleri değiştirmek, onları yeniden kurgulamak elinizde!” diyor.
Serginin giriş salonunda, havada baştan başa salonu kat eden dev film şeritleri karşılıyor ziyaretçileri. Bu şeritlerden sanatçının daha önce yaptığı resimlerin dijital baskıları yani “Günce” sinden alınmış anlar, anılar sarkıyor. Aynı salondaki “oturarak selfie çeken figür”, günümüzün hastalığı olan ‘egoyu parlatma’ çılgınlığı ile dalga geçiyor gibi görünse de aslında “Dış görünüşümüzle uğraşmayı bırakıp kendi içimize bakmamız ve asıl özümüzü görmemiz gerekiyor.” mesajını vermek istiyor Nilo.
Sanatçı, eserlerini sergileyeceği mekânın seçiminde de çok doğru bir karar vermiş. Hüsrev Kethüda Hamamı 1550 tarihinde Sadrazam Kara Ahmet Paşa’nın kethüdası tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş. 1980’lerin ilk yarısına kadar özgün işleviyle kullanılan yapı, 2001 yılında yapılan restorasyon sonrası lokanta ve bar olarak hizmet vermeye başlamış. 2011 yılında geçirdiği ikinci restorasyon sonrası tekrar özgün haline kavuşan yapı, 2017 yılı itibariyle Beşiktaş Belediyesi’ne devredilmiş.
ki kare bölümden oluşan yapıda iki de kubbe bulunuyor. Klasik Osmanlı Mimarisinin bir örneği olan taş hamamda, on üç ayrı odacık var. Beşiktaş’ın bir elin parmaklarını geçmeyen 16. yüzyıl yapıları arasında öne çıkan Hüsrev Kethüda Hamamı, halk arasında Ortaköy Hamamı olarak biliniyor. Yapı; Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi, Sinan Paşa Camii ve Yahya Efendi Türbesi ile birlikte Beşiktaş’ta Mimar Sinan’ın tasarladığı dört eserden biri olma özelliğini taşıyor. Nilo, söz konusu on üç küçük odayı eserlerini sergilemekte büyük bir ustalıkla kullanmış. Taş duvarların büyüsü eserlere yansımış, eserlerde vurgulanan duygu ve düşünceler ise adeta bu duvarlar arasındaki yaşanmışlıklarla bütünleşmiş.
Bu özel sergiyi, adeta bir psikoloji kitabının sayfaları arasında geziniyormuş gibi, büyük bir keyifle gezdim. Sadece sanatla değil psikoloji ile ilgilenenlere de 28 Mayıs 2022 tarihine kadar devam edecek olan “Güncem” sergisini kaçırmamalarını öneriyorum.
Bana gelince, Nilo’ nun bir sonraki sergisini heyecanla bekliyor olacağım…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş