Şiddet, Vikipedi, özgür ansiklopedide: “Bir kişi veya gruba yönelik; mağdurun bedensel bütünlüğüne, mallarına veya simgesel ve kültürel değerlerine zarar verecek şekildeki her türlü davranış” olarak tanımlanıyor.
Şiddet, Türkçe’ ye Arapça' dan geçmiş bir kelime; sertlik, katılık, zorluk anlamlarındaki "şdd" kökünden geliyor. İngilizce’ deki "violence" karşılığı kullanımı 20. yüzyıla ait. 1901 tarihli Kamûs-ı Türkî'de ise, "sertlik; sert, katı davranış, kaba kuvvet" anlamında tanımlanmış. Latince sert ya da acımasız kişilik anlamındaki Violentia ' dan Fransızca ve İngilizce gibi batı dillerine giren Violence, bir kişiye güç veya baskı uygulayarak isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırmak; zorlama, saldırı, kaba kuvvet, bedensel ya da psikolojik acı çektirme ve yaralama olarak tanımlanıyor. Bu açıdan bakıldığında, sözlü olarak yapılan zarar verici davranışlar bile şiddet başlığı altında değerlendirilebiliyor.
Haberin Devamı
Şiddet; farklı disiplinler tarafından ele alınmış bir konu ve zamana ve topluma göre değişen bir olgu olması nedenleriyle, ne olduğu konusunda herkes tarafından kabul gören bir tanım bulunmuyor.
Türk Dil Kurumu şiddet kelimesini, gücün derecesi ve karşıt görüşte olanlara kuvvet kullanma, olarak tanımlıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ ne göre şiddet; başka kişilere ve toplumlara fiziksel ve psikolojik baskı uygulamanın yanı sıra kişinin kendisine uyguladığı baskıyı da ifade ediyor. Bu baskıyı uygulamayan ancak baskı uygulanmasına aracı olan kişi de şiddet uygulayıcısı olarak kabul ediliyor.
Şiddet, altında 7 temel alan bulunduruyor:
Birinci alan fiziksel şiddet Fiziksel şiddet; ‘kaba kuvvettin korkutma, sindirme veya yaptırım aracı olarak kullanılması’ nı ifade ediyor. Fiziksel şiddet; tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, bireyin boğazını sıkmak, saçını çekmek, kesici veya delici aletlerle yaralamak ve bireye işkence yapmayı kapsamakta.
İkinci alan cinsel şiddet Cinsel şiddet, ‘mağdura olan yakınlığa bakılmaksızın, herhangi bir kişiye herhangi bir yerde cinsel eylemlerde bulunulması’ anlamına geliyor. Cinsel şiddet; bireyi cinsel ilişkiye zorlamak (tecavüz), başkalarıyla cinsel ilişkide bulunmasına zorlamak, bireyi kürtaja zorlamak, çocuk doğurmaya zorlamak, fuhuşa zorlamak, zorla evlendirmek, bireyi taciz etmek ve ensest ilişkiler yaşamayı kapsamakta.
Üçüncü alan psikolojik şiddet Psikolojik şiddet; ‘duyguların, duygusal ihtiyaçların baskı amacıyla tutarlı bir şekilde istismar edilmesi ve tehdit aracı olarak kullanılması’ anlamını taşıyor. Psikolojik şiddet; bağırmak, korkutmak, küfür etmek, tehdit etmek, hakaret etmek, eve kapatmak, küçük düşürmek, kıyaslama yapmak, giyimine ve görüştüğü kişilere karışmayı kapsamakta.
Dördüncü alan ekonomik şiddet Ekonomik şiddet; ‘bir kişiyi gerekli olan ekonomik olanaklardan mahrum bırakmak’ şeklinde ifade ediliyor. Ekonomik şiddet; para vermemek, kısıtlı para vermek, kişinin mallarını elinden almak, çalışmasına izin vermemek, çalışıyorsa kısıtlama getirmeyi kapsamakta.
Beşinci alan dijital şiddet Dijital şiddet; ‘herhangi bir teknolojik araçla bireyin kısıtlanması’ anlamına geliyor. Bireyin yaptıklarını kontrol etmek, rahatsız etmek, küçük düşürmek bu şiddet türü içerisinde. Dijital şiddet; sosyal medya hesaplarının şifrelerini almak, sosyal medyada beğendiği fotoğrafları, konuştuğu kişileri takip etmek, e-posta hesaplarını, cep telefonu kayıtlarını kontrol etmek ve tüm bunlardan yola çıkarak partnerden hesap sorulmasını kapsamakta.
Altıncı alan ısrarlı takip Israrlı takip; ‘kadına istemediği halde hediye göndermekten başlıyor, kadının kendi güvenliğinden endişe duymasına sebep olacak şekilde fiili davranışlarda bulunmaya kadar uzanıyor.’ Israrlı takip; bireyi sürekli telefonla aramak, aradığında ulaşma isteği duymak, sürekli mesaj atmak, istemediği zaman ve mekânda karşısına çıkmak, istemediği halde hediye göndermek ve sürekli sosyal medya hesaplarından rahatsız etmeyi kapsamakta.
Yedinci ve son şiddet alanı flört şiddeti Flört şiddeti; ‘evlilik birliği olmaksızın birlikte olduğunuz kişinin size karşı fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve dijital şiddet içeren davranışlarda bulunması’ olarak tanımlanıyor. Flört şiddeti: Seven adam kıskanır. Benden izin aldın mı? O mini etek ne, çabuk çıkar! Beni sinirlendirme, her şeyi babana anlatırım. Çabuk buraya gel! Düzgün yürü! Beceremezsin sen. Yapamazsın. Gece çevrimiçi olmuşsun? Aptalsın. Kiminle konuşuyorsun sabahtan beri? Gecenin bu saatinde ne işin var? Bana sesini yükseltme. Dayak yemeyi hak ediyorsun. Kimseye bir şey anlatma. Telefonunun şifresini ver. Ben git dersem gidebilirsin. Beni terk edersen intihar ederim. O kızı-erkeği Facebook’ tan sileceksin! gibi cümleleri kapsamakta.
Her birimiz bu dünyada var olan bireyler olarak, şiddet uygulayabileceğimiz gibi şiddet mağduru da olabiliriz. Şiddeti herkes uygulayabilir. Şiddet failinin eğitim durumu, hasta veya bağımlı olması herhangi bir ölçüt teşkil etmemekte. Şiddeti herkes uygulayabileceği gibi, herkes şiddet mağduru da olabiliyor.
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde şiddet haberlerinin sayısı, rahatsız edici bir şekilde, artmış durumda. Yalnızca insana özel bir durum olan şiddet davranışı, yalnızca fiziksel acı verme anlamında kullanılmıyor. Şiddetin farklı türleri bulunuyor. İnsanlık olarak her geçen gün birbirimize daha fazla şiddet uyguluyoruz. İnsanlık olarak bunu yapıyoruz çünkü şiddet uygulama durumu yalnızca insanların yaptığı bir durum olarak kabul ediliyor.
Haberin Devamı
Şiddet eğilimindeki artışla birlikte ortaya çıkan saldırgan davranışlar:
Genellikle evli kadın ve erkekler arasında görülüyor ve bu durum aile içi şiddetin yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor.
Bireyin hayatında yakın zamanda meydana gelen büyük değişikler strese ve iç gerilime neden olabiliyor. Bu doğrultuda gelişen içsel baskı hissi, öfke ve dürtüsellik gibi durumlar şiddet içeren davranışların ortaya çıkma riskini artırıyor.
16-25 yaş arası erkek bireylerin fazlaca bulunduğu ortamlarda saldırgan davranışların ve şiddet olaylarının gelişme riski daha yüksek oluyor.
Bireyin ruhsal gerilimini artıran olay ve kişiler, tehdit veya baskı altında olma durumu, can güvenliğinin tehlikede olması gibi koşullar da şiddet eğilimini artıran önemli noktalar arasında yer alıyor.
Ancak beni bu konuda en çok üzen ve endişelendiren husus, şiddetin çok küçük yaşlara kadar yaygınlaşmış oluşu.Daha birkaç gün önce, Gazetem Hürriyet’ te yayımlanan bir haberle, Kahramanmaraş'ta 4 yaşındaki Sultan Akgül’ ün, 14 yaşındaki amcasının oğlu tarafından boğazı kesilerek öldürüldüğünü öğrendik. Henüz kendisi de çocuk yaşta olan fail; sorgusunda Sultan’ı kendisine taş attığı için öldürdüğünü öne sürdüğü belirtilerek, tutuklandı. Yani, çocuklardan biri toprağın altına, diğeri ise demir parmaklıkların ardına girdi. Birinin hayatı henüz yaşamamışken sönerken, diğerinin hayatı da pembeleşmesi gereken yaşta karardı. Bu çok vahim ve üzerine dikkatlice düşünülmesi gereken bir durum…
Haberin Devamı
Psikolog Şebnem Pusa’ nın dediği gibi, “Unutmayın, şiddet varsa sevgi yoktur!”
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Not: Bu yazı, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’ ndeki Sevgili Psikoloji Öğretmenim Fatma (Ramazanoğlu) Torun Reid’ den aldığım ve bana halen de almaya devam ettiğim değerli bilgiler ile bana aşıladığı okuma ve araştırma zevki sayesinde kaleme alındı. Kendisine ne kadar teşekkür etsem az… Ayrıca, yazıyı hazırlarken; VM Medical Park Samsun Psikiyatri Bölümü’ nden Uzm. Dr. Zekeriya Bahçe’ nin konu ile ilgili makalesinden, Yankı Psikoloji web sitesinden ve Psikolog Şebnem Pusa’ nın “Şiddet Nedir, Şiddet Türleri Nelerdir?” başlıklı makalesinden yararlandım.