Paylaş
Bugün 30 Nisan… Benim için çok önemli bir gün… Bundan 45 yıl önce kaybettiğim annemin doğum günü ve bundan 5 yıl önce kaybettiğim çok sevgili kuzenimin ölüm yıldönümü… Onların birbirlerine olan sevgileri dışındaki ortak noktaları, her ikisinin de meme kanserinden vefat etmiş olmaları.
Meme kanseri kadın kanserleri arasında en fazla görülen ve akciğer kanserinden sonra en sık ölüm nedeni olan kanser türü. Tüm kadın kanserlerinin %24’ünü ve kanserden ölümlerin %14’ünü oluşturuyor. Her 8 kadından 1’inin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanma olasılığı bulunuyor. Meme kanseri nadir olarak erkeklerde de görülebiliyor. Her 100 kadına karşın 1 erkek meme kanseri tanısı alıyor.
Kanser, vücut hücrelerinin kontrol edilemez bir şekilde sürekli çoğalması neticesinde oluşuyor. Meme kanseri de meme dokusundaki süt kanallarında yer alan ve süt üretiminden sorumlu bulunan hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasına bağlı olarak gelişiyor. Meme kanseri varlığında, kanser hücreleri zaman içinde çoğalarak kitle oluşturuyor. Diğer kanser türlerine kıyasla daha yavaş gerçekleşen bu durumun ardından kanser hücreleri lenf nodlarına sonra da kan dolaşımı aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine sıçrayabiliyor. Çoğunlukla
50-70 yaşları arasında ortaya çıkan meme kanseri, 1. derece akrabalarında meme kanseri olanlarda daha sık görülüyor. Bu yüzden meme kanseri taraması büyük önem taşıyor. Meme kanseri belirtisi göstermese bile, 40 yaşına gelen tüm kadınların düzenli aralıklarla mamografi yaptırmaları öneriliyor.
Meme kanseri belirtileri arasında meme ucundan akıntı gelmesi, şekil bozukluğu, meme ve koltuk altı bölgesinde şişlik ve/veya kitle varlığı gibi semptomlar yer alıyor. Meme kanseri tedavi yöntemleri ise meme kanserinin teşhis edildiği evreye göre farklılık gösteriyor. Meme kanserinin tanısı ne kadar erken konulursa tedavi şansı da o kadar yüksek oluyor. Bu nedenle meme kanseri riskine karşı 20 yaşından sonra her kadının adet döneminin sona ermesinin ardından gelen ilk haftada elle meme muayenesi yapması gerekiyor.
Meme kanseri genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak oluşuyor. Ailede meme kanseri öyküsünün bulunması kişinin meme kanserine yakalanma riskini arttırıyor. Ayrıca;
* Radyasyona maruz kalmak
* Meyve ve sebze bakımından fakir diyet uygulamak
* Erken yaşta adet görmeye başlamak
* Menopoz döneminden sonra uzun süre hormon kullanmak
* Memede yağ dokusunun az olması
* Hiç emzirmemiş olmak
* Uzun süre boyunca doğum kontrol ilacı kullanmış olmak
* Obezite
meme kanserine neden olan risk faktörleri arasında yer alıyor.
İdeal kiloda kalmak ve dengeli beslenmek meme kanserinden korunmak için dikkat edilecekler listesinin başında yer alıyor. Araştırmalar, beslenmenin kanser tedavisi üzerinde
%3-40 etkisi olduğunu gösteriyor. Ayrıca, ideal kilonun kanserde en önemli nokta olduğu Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği tarafından da belirtilmiş bulunuyor. Meme kanseri tanısı almış ve tedavi olmuş hastaların kilo almaları ise hastalığın tekrarlama riskini arttırıyor.
Annem vefat ettiğinde 53 yaşına yeni girmişti. Ve ben o güne kadar çok az şey paylaşmıştım onunla. Benim annem edebiyat öğretmeniydi. Sabahtan öğlene kadar bir okulda, öğleden sonraları ise başka bir okulda çalışıyordu. Evdeki kısıtlı zamanını ise yemek, çamaşır, ütü gibi gündelik işler dolduruyordu. Yani biz çocuklarına yeterli zamanı ayırma olanağına sahip değildi.
Ben, çoğunuzun da bildiği gibi 18 yaşında evlendim. 19 yaşında da anne oldum. Bir yandan yüksek öğrenimime devam ederken bir yandan da çalıştım. Annemlerle aynı apartmanda oturuyorduk. Ama ben işten döndükten sonra ancak kızıma zaman ayırabiliyordum. Yani anneme yine hasrettim. Şimdi geriye dönüp o günleri yeniden yaşama şansım olsa, annemle geçireceğim zamana öncelik verirdim. Bunun ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Zira anne-kız olarak kendi annemle geçiremediğim zamanı bugün kendi kızımla geçirebiliyorum.
İnsan gençken bir gün yaşlanacağını, sevdiklerini çeşitli nedenlerle kaybedebileceğini düşünemiyor. Ama herkes bir gün sevdiği birine veda ettiğinde acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu yüzden vakit geçmeden sevdiklerimize zaman ayırmalı ve güzel anılar biriktirmeliyiz. Keşke benim de bugün neşeyle hatırlayacağım özel anlarım olsaydı canım annemle paylaştığım...
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Not: Bu yazıyı hazırlarken, meme kanseri konusundaki bilgilerimi tazelemek için Anadolu Sağlık Merkezi web sitesinden yararlandım.
Paylaş