Özgül Öğrenme Güçlüğü

Özgül Öğrenme Güçlüğü; bireylerin “okuma, yazma, dinleme, anlama, kendini ifade etme ya da matematik alanında yaşıtlarına ve zekâsına göre beklenilenin önemli ölçüde altında olması” şeklinde tanımlanıyor. Özgül Öğrenme Güçlüğü, bu alanlardan herhangi birinde yaşanabileceği gibi birden fazla alanda da görülebiliyor. Okuma alanında güçlük anlamına gelen Disleksi, en sık rastlanılan Özgül Öğrenme Güçlüğü.

Özgül Öğrenme Güçlüğü’nün nedenleri henüz tam olarak bilinemiyorsa da merkezi sinir sisteminin işleyiş biçiminden kaynaklandığı ve yapısal olduğu düşünülüyor. Özgül Öğrenme Güçlüğü kesinlikle zekâ geriliği değil. Bu tanının konulabilmesi için çocuğun zekâ düzeyinin normal sınırda ya da üzerinde olması gerekiyor.

Özgül Öğrenme Güçlüğü yaşayan çocuklar, yaşıtlarından zihinsel düzeyde bir farklılıkları olmadığından, çoğu zaman yaşadıkları güçlüğün farkına varıyor ve kendilerini kötü hissediyorlar. Bu farkındalık okula gitme konusunda isteksizliğe, mutsuzluğa ve arkadaşlık ilişkilerinde bozulmalara neden olabiliyor. Bazı çocuklar, içinde bulundukları başarısızlık duygusundan dolayı, kendilerini ifade ederken daha hırçın ya da saldırgan davranışlar sergileyebiliyorlar. Bazı çocuklar ise, bunun tam tersine, içlerine kapanıyorlar. Böyle durumlarda psikolojik danışmanlık hizmeti alınması gerekiyor. 

Özgül Öğrenme Güçlüğü tanısı almış çocuklar:

-          Çoğu şeyi ters algılayabiliyorlar

-          Saati okumakta ve çizmekte zorlanıyorlar

-          Okurken kelimeleri yanlış heceliyorlar

-          Sesli okumada çok zorlanıyorlar

-          Zaman kavramlarını öğrenirken sıkıntı yaşıyorlar

-          Ritmik saymalarda ve sıralı olan becerilerde sıkıntı yaşıyorlar

-          Okurken bazı kelimeleri atlıyorlar

-          Çarpım tablosunu ezberlemekte güçlük çekiyorlar

Özel Öğrenme Uzmanı Psikolog Ayça Uslu Pelin, “ Öğrenme; yaşam boyu süren, bilgiyi algılama, organize etme, depolama ve gerektiğinde bu bilgiyi geri üretmeyi içeren kapsamlı bir süreçtir. Öğrenme sadece yeni bir beceri kazanma ya da akademik alanda yetkinleşme olarak görülmemeli, sosyo-duygusal ve kişilik gelişimini de içeren bir kavram olarak düşünülmelidir. Bu süreçte yer alan, bireyin öğrenme deneyimlerinde ortaya çıkan kimi aksaklıklar kişinin tüm yaşam kalitesini etkileyebilmektedir.” diyor.

Öğrenme süreci sırasında bireyin bilgi kazanımının güçleşmesi ve öğrenme alanlarının etkin bir şekilde işlev görememesi durumu olarak da tanımlayabileceğimiz “Özgül Öğrenme Güçlüğü”nün erken tanı ve tedavisi büyük önem taşıyor. Yaşam boyu devam eden bir bozukluk olan Özgül Öğrenme Güçlüğü’nün tedavisi için normal bir okulda eğitimine devam eden çocukların aynı zamanda -bireysel olarak ya da grup halinde- özel bir eğitime de tabi tutulmaları gerekiyor. 

Türkiye Disleksi Vakfı ve İstanbul Medipol Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenledikleri “Özgül Öğrenme Güçlüğünün Geleceği” adlı Panel 23 Ekim 2016 tarihinde, İstanbul Medipol Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye Disleksi Vakfı ilgilenen herkesi bu Panel’e davet ediyor. Kayıt ve bilgi için <info@turkiyedisleksivakfi.org> adresine e-posta gönderilmesi gerekiyor.

Ayrıca, Gazi Üniversitesi ile Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği’nin 05.08.2015 tarihli protokolü çerçevesinde açılan “Disleksi Eğitici Eğitimi Sertifika Programı”;

15 Ekim–13 Kasım 2016 tarihleri arasında, Mutlukent Mahallesi Binses Sitesi 1980 Sokak No.7 Ümitköy-Ankara adresinde gerçekleştirilecek. 30 saatlik bu eğitim; cumartesi günleri 18.00–21.00, pazar günleri ise 13.00–16.00 saatleri arasında verilecek. Eğitimin amacı; eğitime katılan bursiyerlere öğrenme güçlüğü olan öğrencilerde kullanılan stratejiler hakkında bilgi vermek ve bu stratejilerin uygulamaları konusunda yeterlilik kazandırmak. Bu programa lisans ya da yüksek lisansını;

-          Özel Eğitim (işitme-görme-zihin)

-          Dil ve Konuşma Terapisi

-          Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik

-          Sınıf Öğretmenliği

-          Okul Öncesi Öğretmenliği

-          Çocuk Gelişimi

-          Öğretmenlik (tüm dallar)

bölümlerinde tamamlamış olanlar başvurabiliyor.

Bilgi ve başvuru için; <bilgi@disleksidernegi.com> adresine ya da 0312 481 37 73 no.lu telefona müracaat edilmesi gerekiyor.

Özel Öğrenme Güçlüğü olan çocukların anne ve babalarının çocuklarındaki bu güçlüğü kabul etmeleri ve çocuğu başarısızlığından dolayı suçlayıp yargılamamaları çok önemli. Anne ve babaların çocuklarını yapacakları işler konusunda yüreklendirmeleri ve desteklemeleri şart. Çocuğun kendini değerli bulması ve kendine güvenebilmesi için ebeveynlerinin ona bunu hissettirmeleri gerekiyor. Unutulmamalıdır ki eğitsel tedavi yavaş ilerleyen, sonuçları uzun zaman sonra alınabilecek bir tedavi. Bu yüzden sabırlı olmak, tedavi süresince çocuğun yapamadığı şeylere odaklanmak yerine olumlu değişimleri görmeye çalışmak ve bunları çocukla paylaşmak önem taşıyor.

Özel Öğrenme Güçlüğü olan çocukları diğer çocuklardan ayıran pek çok olumlu özellik de var. Einstein, Leonardo da Vinci, Edison, Mozart, Beethoven, Winston Churchill, Walt Disney, Louis Pasteur, Robin Williams gibi Özel Öğrenme Güçlüğü olan ama ilgi duyduğu, yetenekli olduğu alanda başarıya ulaşmış pek çok ünlü kişi bulunuyor.

Neden bizler de kendi çocuklarımızın eksiklerini görmekten vazgeçip özel yeteneklerini ortaya çıkarmak için çalışmayalım?..

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Not: Bu yazı için Madalyon Psikiyatri Merkezi ile Derin Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri web sitelerinden yararlanılmıştır.