Paylaş
Bugün sizlere farklı bir konuda yazmak, müzikten söz etmek, istiyorum. Benim için, müzik ruhun sıradan bir gıdası değil, vazgeçemeyeceğim temel gıdası… En zor zamanlarımı müzik kolaylaştırmış, en büyük acılarımı müzik hafifletmiştir hep. Ben, müzik eşliğinde çalışır, müzik eşliğinde okur ve müzik eşliğinde yazarım. Dinlenirken ise, görüntülü müziği yeğlerim. Klasik batı müziği dinlemek istersem “Mezzo”, klasik Türk müziği dinlemek istersem “TRT Müzik” kanalını izlerim.
Geçtiğimiz günlerden birinde işlerimi bitirip de dinlenmek için oturduğumda, “Mezzo” kanalını açtım yine. Billur gibi bir ses, piyano eşliğinde, aryalar söylüyordu, Thomas Quasthoff…
Thomas Quasthoff Alman asıllı bir bas-bariton; ama ilk ününü söylediği romantik lietler ile kazanmış. Bach’ın kantatlarından, solo caz emprovizasyonlarına varan geniş bir repertuvara sahip. Quasthoff, 1959 yılında, Almanya’da, özürlü bir bebek olarak gelmiş dünyaya. Özürlü doğmasının nedeni ise, annesinin hamilelik dönemindeki mide bulantılarına karşı kullandığı “thalidomide” adlı ilaç.
Ünlü tenorun boyu, bacak kemiklerinin kısalığına bağlı olarak, 120 cm. dolaylarında; kolları ise yok denebilecek kadar kısa. Almanya’daki Hanover Konservatuvarı’na, konservatuvara girmek için gerekli olan üstün yeteneği yok sayılarak, piyano çalamadığı için kabul edilmemiş. O da, herhangi bir kuruma bağlı olmaksızın sürdürmüş müzik eğitimini. Müzik kariyeri başlamadan önce, altı yıl süre ile, NDR’de radyo sunuculuğu ve çeşitli televizyonlar için seslendirme çalışmaları yapmış.
Münih’teki ARD Enternasyonal Müzik Yarışması’nı kazanması, müzik kariyerinin kapılarını açmış Quasthoff’a. 1955 yılında katıldığı Oregon Bach Festivali ise Amerika ile tanıştırmış onu. Sonra da festivaller festivalleri, başarılar başarıları kovalamış…
Quastfoff’un dünyanın en ünlü müzik şirketleri için doldurduğu sayısız müzik kaydını ve kazandığı ödülleri tek tek saymak istemiyorum burada. Söylemek istediğim dehasını herşeye rağmen engelinin önüne geçirebilmiş olması.
Dehası engelinin önüne geçmiş bir başka ünlü müzisyen ise, Itzhak Perlman. Perlman, İsrail asıllı Amerikalı bir keman virtüözü ve orkestra şefi; adı genelde 20. Ve 21. yüzyılın önde gelen keman virtüözleri arasında anılıyor.
Perlman radyoda dinlediği bir klasik müzik konserinden sonra kemana ilgi duyuyor. ABD’ye gitmeden önce, Tel Aviv Müzik Akademisi’nde ilk müzik eğitimini alıyor. Eğitimine Juilliard School’da ünlü keman virtüözü Ivan Galamian ile devam ediyor. Tüm Amerikan halkı onu 1958’de katıldığı Ed Sullivan Show ile tanıyor. 1963 yılında Carnegie Hall’de ilk kez sahne alıyor. 1964 yılında kazandığı bir yarışmanın ardından da dünya turnelerine başlıyor ve böylece ünü tüm dünyaya yayılıyor.
Bütün bu başarıların sahibi olan Perlman 4 yaşında çocuk felcine yakalanmış. İyileşmek için büyük bir gayret göstererek koltuk değnekleriyle yürümeyi öğrenmiş. Bugün Perlman hareket edebilmek için genellikle koltuk değneklerini kullanmakla birlikte, evinin dışındayken ve otururken keman çalmak için elektrikli amigo scooter kullanıyor. O da Quasthoff gibi sayısız kayıt doldurmuş ve birçok ödül kazanmış bulunuyor.
Quastfoff ve Perlman engellerinin arkasına saklanmamış; yılmamış ve çalışmış. Biz, onların güzel müziğini dinleyerek huzur buluyor, mutlu oluyoruz. Kimbilir, belki onlara güç veren de müzik olmuştur…
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş