Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Kan Gazları

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Sizler 16 Nisan tarihinde yayımlanan yazımı okurken ben yine Koç Üniversitesi Hastanesi’ne gidiyordum. Daha doğrusu gidiyormuşum... Zira bilincim tam olarak açık değildi. Açıkçası ne evden çıktığımı hatırlıyorum, ne araca bindiğimi, ne de evden hastaneye varan yolculuğumu…

Gözlerimi Koç Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’nde açtım o gün. Yüzümde oksijen maskesi vardı. Çocukluğuma dönmüştüm. Annemin yaşadığını sanıyor ve sürekli niçin yanımda olmadığını soruyordum. Ama kanımdaki oksijen seviyesi arttıkça yavaş yavaş her şeyi hatırlamaya başladım.

Bilinç kaybının nedeni kandaki karbondioksit oranının yükselmiş oluşuydu. Karbondioksit (CO2), kandaki oksijenlerin yerine bağlanarak boğucu etki yapan bir gaz. Nefes aldığımızda vücudumuz oksijen kullanıyor ve atık olarak karbondioksit üretiyor. Karbondioksitin normal seviyelerde solunmasının bize bir zararı yok. Ancak bu gazın büyük miktarlarda solunması kalıcı hasarlara neden olabiliyor, hatta ölüm ile sonuçlanabiliyor.

Haberin Devamı

Karbondioksit vücudumuzda meydana gelen reaksiyonlar sonucu ortaya çıkıyor. Solunum havası ile alınan oksijenle yer değiştiren karbondioksit tekrar akciğerler tarafından vücuttan atılıyor. Kan dolaşımında karbondioksit seviyesi akciğerler yanında böbrekler tarafından da ayarlanıyor.

Vücudumuzdaki tüm hücreler canlılıkları sürdükçe karbondioksit üretiyorlar. Üretilen karbondioksit solunum havasıyla dışarı atılamaz ise kan dolaşımındaki karbondioksit seviyesi artıyor. Kandaki oksijen - karbondioksit oranları kan gazı ölçümü ile belirleniyor. Kan gazı değerleri vücuttaki çeşitli fizyolojik ve patolojik durumlar hakkında bilgi vermesi açısından son derece önemli.

Yaşamımızın temel işlevlerinin yerine getirilmesini sağlayan oksijen en önemli kan gazlarının başında geliyor. Oksijen gazı düştüğünde doku ve organlar işlevlerini yitirmeye başlıyorlar. Organlardan birinin bile işlevsiz kalması çok tehlikeli sonuçlar meydana getirebiliyor. Oksijen düşüklüğü ayrıca şiddetli ağrılara neden olabiliyor; aynı zamanda midede bulantı hissi ve kusma gibi sonuçlar da doğurabiliyor.

Haberin Devamı

Kan gazında düşüş zaman içinde yavaş yavaş oluşabileceği gibi bir anda da, hiçbir nedene bağlı olmadan, ortaya çıkabiliyor. Bu durumda soluk alıp vermede zorluk, nefes darlığı ya da solunum yetersizliği gibi rahatsızlıklar da bir anda gündeme gelebiliyor.

16 Nisan’da, Koç Üniversitesi Hastanesi’nde beni bir süre acil serviste müşahede altında tuttuktan sonra odaya aldılar. Rahatsızlığımın ilâcı “bipap” adlı, solunum problemlerinin giderilmesinde kullanılan bir cihaz idi. Hemen adı geçen cihaza bağlandım ve tedavi sürecim başladı.

Bipap cihazını 15 saat boyunca kullandıktan sonra kanımdaki karbondioksit seviyesi olması gerekenin bile altına düştü. Beni hastanede birkaç gün misafir ettikten sonra, bipap cihazını geceleri altı gündüzleri ise dört saat kullanmak şartı ile on gün istirahat vererek taburcu ettiler. Bu süreçte beni kendi evimdeymişçesine rahat hissettiren Koç Üniversitesi Hastanesi’ne ve başta Hastane’nin Baş Hekim Yardımcısı Dr. Özgür Deniz Tezcan ve beni sağlığıma kavuşturan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Işıl Uzel olmak üzere tedavime destek veren tüm hastane personeline yürekten teşekkür ederim.

Haberin Devamı

Doktorların sözünü dinledim. Şimdilik sağlığım iyiye gidiyor gibi görünüyor. İnşallah giderek daha da iyi olacağım.

Lütfen dualarınızı eksik etmeyin…  

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları