Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Güneş umuttan şimdi doğar

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Bugünkü yazıma Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Nehir Söyleşileri dizisi kapsamında, “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” adı ile, yayınlanan bir kitaptan söz ederek başlayacağım. Söyleşiyi yapan şair ve öykücü Mehmet Zaman Saçlıoğlu, söyleşi yapılan kişi ise Türkan Saylan.

 

“Eski bir söylence, Tanrı'nın otuz altı iyi insanın yüzü suyu hürmetine dünyayı yok etmekten vazgeçtiğini anlatır. Bu bir masaldır ama, dünyanın yaşanabilir bir yer olmayı erdemler sayesinde sürdürdüğü, gerçektir. Doğruluk, adalet, merhamet, iyilik, vefa, incelik, çalışkanlık, özveri gibi değerlerle karşılaştığımızda gözümüzün ışıyıp, içimizin ısınması, unutmaya başladığımız insani özümüzle karşılaştığımızı fark etmemizden kaynaklanıyor olmasın sakın?
Ya bu değerlerin hepsini birden bir insanda bulmak? İşte bu mucizedir ve bu yüzden de seyrek görünür. Türkan Saylan, seyrek bulunan bu tür insanlardandır.”

Haberin Devamı

 

diyerek tanıtıyor Saçlıoğlu Türkan Saylan’ı, kitabının arka kapağında.

 

Sayın Saçlıoğlu’nun kelimeleri ile “Ülkesinin, dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında olmayı hak ettiğine inanan, cehaletle, dogmayla, çıkar ilişkileriyle savaşmaktan geri durmayan bir aydın” olan Saylan, bakın neler söylüyor özürlüler konusunda:

 

Özürlüler konusu ülkemizde başlı başına bir sorun. Yapılacak çok şey var ama bir kaplumbağa hızıyla bile gitmiyor çalışmalar, devlet açısından bakıldığında. Devletimiz de, belediyelerimiz de, insanlarımız da özürlüleri sanki görmezden geliyor; kendi başlarının çaresine baksınlar dercesine ihmal ediyorlar. Bir ailenin özürlü bir çocuğu olursa, o zaman farkına varıyor yakınları ne kadar çok hizmetin eksik olduğunun. Toplum, özürlüleri gördüğünde de geleneksel bir acıma ve yardım duygusu ile eğiliyor soruna. Biraz bağış yapmakla üstüne düşen görevi yerine getirdiğini sanıyor. Halkımızın özürlüler konusunda bilinçlendirilmesi, onların yardıma muhtaç zavallılar değil, bu toplumun üretebilir, yaşamın her alanına katılabilir bireyleri olduğunun anlatılması gerekiyor.”

 

Haberin Devamı

Mehmet Zaman Saçlıoğlu, 7 Haziran-28 Temmuz 2003 tarihleri arasında gerçekleştirmiş bu söyleşiyi. 2011 yılında onikinci baskısı yapılmış kitabın. Ama, ne yazık ki, bizim özürlülere bakışımız hiç değişmemiş, geçen bu sürede.

 

Gelişmiş ülkelerde bu konuda örnek alınabilecek düzenlemeler yapılmış olduğunu ise yine bir örnekle anlatıyor Sayın Saylan.

 

“Benim torunum Almanya’da okuyor. İlkokula başlarken veliler çocukları için bir okul seçiyorlar. Orada, bizim devlet okullarımız ayarındaki bir okul yirmi öğrenci alıyor her sınıfa. Benim torunumun sınıfındaki yirmi öğrencinin on yedisi sağlıklı, üçü özürlü çocuklardan oluşuyordu. Biri Down sendromlu, biri ortopedik özürlü, biri de görme özürlü üç çocuk, öteki sağlıklı arkadaşlarıyla birlikte eğitim alıyorlar. Böylelikle çocuklar, özürlülerin de arkadaşları olduğunu, onların da kendileri gibi becerileri, yetenekleri, hakları olduğunu anlıyor ve özürlü arkadaşlarının yaşamdaki sorunlarını onlarla birlikte yaşamayı, yardımcı olmayı ve onları yadırgamamayı öğreniyorlar. Böyle büyümüş insanların çalışma yaşamında ve toplumsal ilişkilerde özürlülere bakışı bizdeki gibi acıma duygusuyla yüklü olmuyor. Bizim devletimizin zaman yitirmeden çeşitli önlemler alması,toplumsal düzeni özürlüleri de düşünerek planlaması ve bu konuda düşünce ve bilgi birikimi olanlardan yararlanması, en başta da üniversitelerin bu konuya ciddiyetle el atması gerekli.”

 

Haberin Devamı

Sayın Saylan çok doğru bir noktaya değinmiş bu sözleri ile. Benim oturduğum apartmanda bir komşum var. Komşumun yirmili yaşlarının sonlarında olan kızı konuşma özürlü. Çenesindeki, doğuştan gelen, bir bozukluk nedeni ile düzgün konuşamıyor. Aslında biraz sabır gösterip anlamaya çalışırsanız, çıkarıyorsunuz ne söylediğini. Ancak ilkokul beşinci sınıfı bitirinceye kadar okuyabilmiş. Okula gittiği yıllarda hep alay etmiş arkadaşları onunla. Bu yüzden, beşinci sınıftan sonra okula devam etmek istememiş. Oysa ki çok akıllı bir kız. İnternete girebilecek ölçüde bilgisayar kullanmayı kendi kendine öğrenmiş. Benden kendisine bilgisayar programlarını kullanmayı da öğretmemi istedi.

 

Haberin Devamı

Ülkemiz, ne yazık ki böyle çocuklarla dolu. Özürlüler İdaresi Başkanlığı birşeyler yapabilmek için çabalıyor. Ama yalnızca onların çabaları yetmez. Hepimize iş düşüyor; özellikle de anne ve babalara.... Özürlülere acımadan ama yardımlaşma isteği ile bakabilmeyi, en doğru ve en kolay şekilde, ancak onlar öğretebilirler çocuklarına. Mehmet Zaman Saçlıoğlu, 7 Haziran-mmuz 2003 arasında gerçekleştirdiği

Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Yazarın Tüm Yazıları