Paylaş
Engelsiz Erişim Derneği, kurulduğu 2005 yılından bu yana, eşit, erişilebilir ve engelsiz yaşamın bir insan hakkı olduğu noktasındaki çizgisini korumayı sürdürüyor. Derneğin çizgisini ve çalışma esaslarını ortaya koyan yedi ilke benimsenmiş bulunuyor. Bu ilkeler:
· Engelsiz Yaşam ve engellenmişliklerin ortadan kaldırılması,
· Erişilebilirlik,
· Eşitlik ve ayrımcılığın her türüyle mücadele,
· Bir arada yaşam ve tecritle mücadele,
· Karar mekanizmalarının içinde yer alma mecburiyeti,
· Çözüm odaklı öneriler,
· Anti hiyerarşik yapılanma.
Derneğin adında bulunan iki kavramdan biri olan erişim, aslında engelsiz yaşamın temel yöntemi olarak kabul edilebilir. Erişilebilirlik herhangi bir alanda yapılan düzenlemenin engelli bireylerin de ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılması olarak tarif edilebilir. Erişilebilirlik örneklerinden bazıları; bir web sayfasındaki veya belgedeki resimlerin etiketlenmesi, bir otobüse rampa yapılması, bir filmde işaret dili ve sesli betimleme seçeneklerinin de bulunması, bir kitabın farklı formatlarının kullanıcıya sunulması şeklinde sıralanabilir Burada erişilebilirliği sağlayabilmek için ise, kişinin farklılıklarının bir anormallik ya da eksiklik olmadığının benimsenmesi gerekiyor. Bu içselleştirildiğinde; örneğin bir yazının mürekkep baskılı olarak okunması normal, Braille okunması ise anormal ve eksik bir durum olarak değil; farklı grupların farklı yöntemleri olarak kabul edilmiş oluyor.
Engelsiz Erişim Derneği, 4 Ocak Dünya Braille Günü’ nde Türkiye Noterler Birliği’ ne Braille mektup göndererek, Birlik’ ten körlerin imzalarının geçerliliğini tanımayan ayrımcı uygulamalarını durdurmalarını talep etti.
Dernek üyeleri farkındalıklarını sağlamak için de taleplerini, kendi yazılarının ve okur yazarlıklarının en somut kanıtı olan, Braille yazı ile kaleme aldılar. Yasa ve çözümlerin bilincinde olmalarına rağmen; ayrımcı olmayan, insan onurunu zedelemeyen çözümler yerine çözümsüzlükte diretmelerini kınadıklarını ifade ettiler. Çözüm yöntemlerini kullanmayıp, hizmette eşitsizlik ve ayrımcılık yaratan uygulamada ısrarcı olmalarını kabul etmediklerini bildirdiler.
Toplantılara, Adalet Bakanlığı’ nın ve hukukçuların görüşlerine, eylemlere, yasalara, davalara rağmen ayrımcı uygulamasını durdurmayan Noterler Birliği’ne; körlerin imzaları ve onurları için mücadeleyi bırakmayacaklarını hatırlatmak istediklerini söylediler.
Mektuplarında; körler olarak herkesin çoğu zaman 5 dakikada gerçekleştirdiği noter işlemlerinde sorun ile karşılaştıklarını, en basit bir işlem için bile saatlerce uğraşmak zorunda bırakıldıklarını, sanki daima hazır şahitlerle dolaşıyormuşlar gibi her işlem için kendilerinden şahit istendiğini, en basit noter işleminde bin bir kişiden şahitlik dilenmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler.
Ve tümü Braille olan mektuplarının üzerine mürekkep yazı ile sadece; “Tüm eğitim geçmişinize ve deneyiminize rağmen okur-yazarlığınız geçersizdir. İmzalarınız ancak iki kör şahitliğinde geçerli olacaktır.” yazarak gönderdiler.
Umarım mektupları işe yarar ve noterlerde körlere uygulanan bu ayrımcı tutumdan vazgeçilerek, onların imzalarının da geçerliliği kabul edilir.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş