Paylaş
Daha önce de yazdığım gibi, bir süre önce evimi taşıdım ben. Bu yüzden, Ziraat Bankası Kızıltoprak Şubesi’ne kadar arabayla gittim. Bankanın yakınlarında arabadan inip tekerlekli sandalyeme geçtim. Oraya kadar bana şoförlük yapan arkadaşım ise, arabayı park edebileceği bir yer aramak üzere ayrıldı yanımdan. Ziraat Bankası Kızıltoprak Şubesi yakın bir tarihe kadar tadilâtta idi. Doğrusunu isterseniz, bu fırsattan yararlanarak engelli dostu bir banka şubesi hazırlayacaklarından emindim. Ama bugün karşılaştığım manzara yanıldığımı gösterdi bana.
Bankanın girişi yine merdivenli. Herhangi bir rampa konulmamış. Girişteki çiçeklik kaldırılarak merdivenler yana doğru genişletilmiş. Ama bu genişlemenin tekerlekli sandalye girişi için hiçbir katkısı yok. Ben sokaktan geçenlerin yardımı ile içeriye girdim. Şubenin içinde de engelliler adına hiçbir düzenleme yapılmamış. Bankolar çok yüksek. Tekerlekli sandalyedeki bir kişinin banka memuru ile yüz yüze gelebilmesi mümkün değil. Yine de bir banka memuru benimle özel olarak ilgilendi ve gerekli evrakı bankonun dışına çıkıp yanıma gelerek imzalattı bana.
Bana yardımcı olan memura teşekkür edip, yine etraftan yardım alarak ayrıldım bankadan. İkinci durağım bağlı olduğum Aile Hekimliği idi. Hekimliğin bulunduğu binaya geldiğimde gözlerime inanamadım. Merdivenli bina girişinin bir yönüne sözüm ona bir rampa konulmuş. Ancak bu rampadan ancak bir kedi çıkabilir. Tabii içeriye giremedim. Arabayı park edip yanıma gelen arkadaşım doktora çıkıp benim yerime ricada bulundu. Doktor beni telefonla aradı ve ilaçlarım zar-zor yazıldı.
Üçüncü durağım ise, doğal olarak, eczaneydi. Ama bu kez de, eczaneye girebilmek için geçebileceğimiz düz yolun önüne araç park edilmişti. Biraz ileriye çekmesini rica etmek için araç sahibini aradık ama bulamadık. İskemlemi kaldırımdan atlatmaya çalışırlarken az daha düşüyordum. Aracın bulunamayan sahibi ise biz fotoğraf çekerken hesap sormak için yanımızda bitiverdi.
Sizce biz Türkiye olarak engelli yolun neresindeyiz?
ENGELLİ YOLUN NERESİNDEYİZ / FOTO GALERİ
Biz engelliler, tıpkı diğer vatandaşlar gibi, sahip olduğumuz haklardan yararlanmak istiyoruz.
Hakkımız olanı yardımla almak istemiyoruz. Ama ne yazık ki Mehter Marşı’na eşlik eder gibi iki ileri bir geri gidiyoruz sanki bu konuda. Hatta bazı durumlarda bir ileri, bir geriye bile varabiliyor bu gidiş. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın engellilik konusunda ne kadar büyük bir özveri ile çalıştığını çok yakından biliyorum. Ama sonuç ortada işte… Yalnızca tek bir bakanlığın çalışması, ne kadar özverili olursa olsun, yetmiyor. Tüm kurum ve kuruluşların yanı sıra halkın da destek vermesi gerekiyor engelli yolun aşılması yönündeki çabaya.
Türkiye’nin hak temelli çalışan sayılı sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, ikinci kez, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sokağa terk edilmek isteniyor.
Ülkemizde, çoğunluğu kalıtımsal olan ve bugün için tedavisi olmayan nadir hastalıklar grubundan sayılan yaklaşık 100.000 kas hastasına yönelik çalışmalar yapan Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, mülkiyeti kendisine ait olan binadan sebepsiz tahliye edilmek isteniyor. Kiracısı olduğu 572m2 lik arsadaki kendi binasında 1991’den beri faaliyetlerini sürdüren dernek, 2010 yılında da İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tahliye edilmek istenmiş, yoğun kamuoyu baskısı karşısında Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “bir yanlışlık olduğunu, bir hasta derneğinin yer gösterilmesizin sokağa terk edilemeyeceğini” söyleyerek tahliyeyi durdurmuştu.
Dernek binasının üzerinde bulunduğu arsa 1991 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan kiralanmış. Kiralanan bu arsa üzerinde, kas hastaları ve engelliler için kamusal yarar sağlayan ve tamamı ücretsiz olan hizmetlerin gerçekleştirildiği dernek binası bulunuyor. Söz konusu bina içerisinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi, Mesleki Rehabilitasyon Birimi, Toplantı Salonu, Bilişim Kütüphanesi bulunan bodrum üzerinde üç kattan oluşuyor. Bina derneğin üyeleri ve duyarlı dostları tarafından yapılmış ve yine Bakırköy Belediyesi’nin desteği ile geliştirilmiş. Bina üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin hiçbir katkısı bulunmuyor.
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği; WAMDA (Dünya Kas Hastalıkları Birliği), EAMDA (Avrupa Kas Hastalıkları Birliği), TREAT-NMD, Dünya ALS/MND Birliği ve CEE-GN (Orta & Doğu Avrupa Genetik Ağı) gibi, konularında dünya çapında büyük organizasyonların da üyesi. 31 yıldan bu yana özverili, bilimsel ve ilkeli yaklaşımı ile insan hayatı için çok kutsal sayılabilecek çalışmalar sürdüren bu derneğin kiracısı olduğu yerden çıkartılmaya zorlanmasının, başta kas hastaları olmak üzere tüm engelliler, sivil toplum örgütleri ve toplumun duyarlı kesimleri tarafından büyük üzüntü ve tepkiyle karşılanacağı şüphesiz. Böyle bir durumun kamu vicdanını derinden yaralayacağı da kesin bir gerçek.
Şimdi tekrar soruyorum: Sizce biz Türkiye olarak engelli yolun neresindeyiz?..
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş