Paylaş
Engelli çalışanların ve engelli yakını olan çalışanların yaşadığı sorunlara bakıldığında, çoğunun kurumlardan ve yapılan düzenlemelerin doğru uygulanamamasından kaynaklandığı görülüyor. Bunların en önemlilerinden biri de, bugünlerde sıkça dile getirilen, “bir kereye mahsus tayin hakkı”.
Kanunlarımızın konu ile ilgili maddeleri şöyle:
Devlet Memurları Kanunu Ek Madde 39: “Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede engelli olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dâhilinde kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır.”
Devlet Memurları Kanunu 72.Madde (Ek fıkra: 6/2/2014-6518/10 md.): “İlgili mevzuatı uyarınca verilecek rapora göre kendisi, eşi veya birinci derece kan hısımlığı bulunan bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri engelli olan memurların engellilik durumundan kaynaklanan yer değiştirme taleplerinin karşılanması için düzenlemeler yapılır.”
Devlet Memurlarının Yer Değiştirmesi Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik Değişikliği (16.08.2014 tarihli)
Ek Madde 3- “İlgili mevzuatına göre alınan sağlık kurulu raporunda en az yüzde kırk oranında engelli olduğu belirtilen memurlar ile ağır engelli raporlu eşi veya bakmakla yükümlü olduğu birinci derece kan hısımları bulunan memurlar engellilik durumundan kaynaklanan gerekçelere dayalı olarak yer değiştirme talebinde bulunabilir.
Bu kapsamdaki talepler bu Yönetmelikte yer alan kısıtlayıcı hükümlere tabi olmaksızın kurumların kadro imkânları ve teşkilat yapıları dikkate alınarak karşılanır ve bu haktan bir defadan fazla yararlanılamaz.
Memurun kendisinin veya birlikte yaşadığı eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının engellilik durumunun tedavisi sebebiyle yer değişikliğini talep etmesi halinde, yer değiştirme suretiyle atama yapılacak yerin, memurun ve bu fıkra kapsamındaki yakınlarının engellilik durumuna uygun olması esastır.
Engellilik durumu devam ettiği sürece kurumlarca isteği dışında memurun yeri değiştirilmez. Engellilik durumu ortadan kalkan memurlar hakkında bu Yönetmelikte yer alan diğer hükümler uygulanır."
Engelli olarak kamuya atananlar aday memurken tayin isteyemiyorlar. Bu nedenle şehir değişikliği yapan bir görme ya da yürüme engelli çalışanı düşündüğünüzde ne denli mağdur olduklarını tahmin etmek zor olmaz. Çoğu ailelerinden birini yanlarına alarak atandıkları yere gidiyor ve adaylıkları bitinceye dek bu şekilde çözüm buluyor. Adaylıklarının bitiminde ise “bir kereye mahsus tayin hakkı”ndan yararlanarak ailelerinin yanına dönmeyi bekliyorlar.
Engelli bir çocuğa sahip olan ailelerin durumunun daha da vahim olduğu görülüyor. Aldığım okur mektuplarından kısa bir özet yapmak gerekirse; engelli çocuğu olan aileler daha çok aile büyüklerinin yanında olmak istiyorlar. Çünkü aileye engelli bir çocuk katıldığında, maddi ve manevi zorluklar yaşıyorlar. Çoğunlukla; çalışan anneler çocuğa bakmak için işlerinden ayrılıyorlar. Bu durumda, devletimizin kadın istihdamını artırma önlemleri bu gibi aileler için işletilmemiş oluyor. Sonuç olarak, anne çocuğuna bakmak için istihdamdan uzaklaşıyor. Engelli çocuklarının bakımında aile büyüklerinden destek alabilen anneler ise çalışmaya devam edebiliyorlar. Engelli çocuk sahipleri bu nedenle aile büyüklerinin yanına ya da memleketlerine tayin istiyorlar.
Engelli ve engelli yakını olan kamu memur ve işçileri için yasal düzenlemeler yapılmış olmasına karşın bu sorunlar hala devam ediyor. Bu da demek oluyor ki, ya düzenlemelerde ya da bu düzenlemelerin işletilmesinde bir hata var.
“Engellilik Durumuna Bağlı Yer Değişikliği” ile ilgili olarak 2014 yılında yayınlanan Yönetmelik engelli ya da engelli çocuk sahibi memurlara, engellilik durumlarından kaynaklanan gerekçelere dayalı olarak, yer değiştirme talep etme hakkı veriyor. Ancak Yönetmelik’te; “Bu kapsamdaki talepler bu Yönetmelikte yer alan kısıtlayıcı hükümlere tabi olmaksızın kurumların kadro imkânları ve teşkilat yapıları dikkate alınarak karşılanır ve bu haktan bir defadan fazla yararlanılamaz,” ibaresi de yer alıyor.
Kanun koyucu bu cümlede bir yandan “Yönetmelikte yer alan kısıtlayıcı hükümlere tabi olmaksızın” derken, diğer yandan kendisi kısıtlayıcı hükümler koymuş bulunuyor; örneğin, bu hakkın bir kereye mahsus olması. Diyelim ki; aile memleketine atama istedi ve gitti. Hayatın bizlere ne getireceğini bilemeyiz. Şartlar değişebilir, aile, memlekette değil de erişkin engelli çocuğu ile daha sakin bir yerde yaşamak isteyebilir. Bunu, zihinsel engelli ya da otizmli çocuğu artık 20’li yaşlarını geçmiş ailelerde görüyoruz. Verilen atama hakkının bir kere ile sınırlı olması bu gibi aileleri zorda bırakıyor.
Bir diğer kısıtlama da, “ağır engellilik” şartı. Bu kısıtlamanın en büyük mağdurları orta ve hafif düzeydeki zihinsel engelliler. Bu çocukların bakımı ve eğitimi için anne ve babalar, aile büyüklerinin desteğine ihtiyaç duyabiliyorlar. Aldığım bir okur mektubunda baba “kızım 15 yaşında genç bir kız. Annesi de çalışıyor. Kızımızı evde yalnız bırakamıyoruz. Mesai saatleri içinde onu emanet edebileceğimiz kimse yok. Taciz, tecavüz haberlerini televizyonlarda izliyoruz. Bu şartlarda, kime ve nasıl güvenebiliriz? Bu nedenle memleketime tayin istedim ancak kızımın raporunda ağır engelli yazmadığı için kabul edilmedi. Annesi kızımıza bakmak için istifa etti. Böylece sıkıntılarımıza bir de geçim sorunu eklenmiş oldu.” Bu babanın mektubu yalnızca örneklerden biri.
Gelen okur mektuplarından, raporunda ağır engelli ibaresi bulunanların bile sorun yaşadıkları anlaşılıyor. Bunun nedeni ise, yönetmeliğin bir diğer kısıtlayıcı ifadesi: “kadro ve teşkilat yapısı uygunsa”. Size burada ihtiyacımız var ya da atanacağınız yerde kadro yok denilerek tayin hakkı verilmeyen engelli aileleri çok fazla. Yönetmeliğe uygun olarak en az % 40 oranında engeli bulunan ve işe annesi refakatinde tekerlekli sandalyesi ile gelip giden çalışanın memleketine tayin isteği bile reddedilebiliyor. Red gerekçesi olarak da, “engelin atama için yeterli şartları taşımadığı” öne sürülüyor.
Söz konusu düzenleme Şubat 2014’de Devlet Memurları Kanununa 72. Madde olarak eklendi. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam 28 Şubat 2014 tarihli demecinde: “Kendisi, eşi, birinci derecede yakını engelli olan memurlarımız, ailelerindeki engellilerin veya kendilerinin daha rahat şartlarda yaşayabilmeleri için bir ilden başka bir ile nakil talebinde bulunduklarında ilgili kuruluşlar bu talepleri karşılamak durumunda olacaklar,” demişti. Ancak kurumların, aradan geçen yaklaşık 2 yıllık süre içinde, kendisi engelli olan ya da ailesinde engelli bulunan çalışanların tayin taleplerini etkin biçimde karşılamadıkları görülüyor.
Bu talepler aslında çok insani talepler. Hayata tutunmak için özel çaba sarf eden engelli bireyler ve aileleri için geliştirilen politikaların, bu insani talepleri karşılayabilecek düzeyde ve uygulanabilir olması şart. Kısıtlamaların en aza indirilerek engellilerin daha kolay yaşamalarının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Sorunların çözülebilmesi için kurumlardan, zaten bir kereye mahsus olarak verilen atama hakkından yararlanma sürecinde – ki bence bu hakkın yalnızca bir kereye mahsus olması da yanlıştır – daha fazla inisiyatif kullanmaları bekleniyor.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş