Paylaş
“Eğitim Reformu Girişimi (ERG)”; çocuğun ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme nitelikli veri, yapıcı diyalog ve farklı görüşlerden ortak akıl oluşturarak katkı sağlayan bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir girişim. Yapısal dönüşümün ana unsurları ise; eğitimde karar süreçlerinin verilere dayalı olması, paydaşların katılımıyla gerçekleşmesi, her çocuğun kaliteli eğitime erişiminin güvence altına alınması.
2003 yılında kurulan ERG, Türkiye’nin önde gelen vakıflarının bir arada desteklediği bir girişim olmasıyla, Türkiye sivil toplumu için iyi bir örnek oluşturuyor. Çalışmalarını “Eğitim Gözlem Evi” ve” Eğitim Laboratuvarı” birimleriyle yürüten ERG, Öğretmen Ağı’ nın yürütücülüğünü de üstleniyor.
Eğitim Gözlem Evi, eğitim sistemimizin iyileştirilmesine ve karar süreçlerinin veriye dayalı olmasına katkı sunabilmek için nitelikli veri kaynağı olma amacıyla çalışıyor. Bu doğrultuda, eğitim politikalarının iyileştirilmesi için yapıcı görüşler sunuyor; öneriler geliştiriyor. Her yıl, eğitim alanındaki gelişmeleri izleyerek, “Eğitim İzleme Raporu” yayımlıyor. Aynı zamanda eğitim politikalarının süreç ve çıktılarını iyileştirmek, kamuoyunu bilgilendirmek için araştırma ve politika belgeleri hazırlıyor.
Eğitim Laboratuvarı ise; çeşitli uzmanlık alanlarından kişi, kurum ve kuruluşları eğitim zemininde bir araya getirerek farklı görüşlerden ortak bir akıl yaratmak amacıyla çalışıyor. Bu çalışmalar kapsamında; eğitimde fark yaratacak yenilikçi ve yaratıcı çözümler üretilmesinde, hayal gücü büyük önem taşıyor. Öğretmenlerin, eğitim alanında çalışan uzmanların, kurum ve kuruluşların bir araya getirilerek iyi örnek ve materyallerin paylaşıldığı etkinlikler, festivaller ve Eğitimde İyi Örnek Konferansı da Eğitim Laboratuvarı tarafından düzenleniyor. Eğitim Laboratuvarı’ nın diğer bir görevi ise, eğitimin farklı paydaşlarını bir araya getirerek ağ inşa etmek.
ERG çalışmalarını sadece üniversite öncesi eğitim odağında gerçekleştiriyor ve bu çalışmaları herhangi bir ideoloji, kurum ve kuruluştan bağımsız olarak, nesnel ve tarafsızca yürütüyor.
ERG’ nin; her yıl eğitim sistemimizdeki gelişmeleri yakından izlemek, öncelikli sorun alanlarını tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla hazırladığı Eğitim İzleme Raporları’ nın ilki 2008 yılında yayımlanmış bulunuyor. Eğitim İzleme Raporları’ nda öğrencilerin eğitimine ilişkin güncel veriler değerlendiriliyor, eğitime erişimin yaşanan acil durumlardan nasıl etkilendiği ve bunlara karşı ne tür önlemler alındığı tartışılıyor. Eğitime erişimi artırmaya yönelik hedefler ve uygulamalar değerlendiriliyor. Ayrıca, eğitime erişim için özel önlem gereken çocuklara yönelik çalışmalardan bulgulara yer veriliyor.
Örneğin, 2020 Yılı Raporu’ nda özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrencilere ilişkin MEB istatistiklerine bakıldığında; ortaöğretim kademesine kadar bir artış olduğuna, ancak ortaöğretime geçişle birlikte öğrenci sayısının azaldığına dikkat çekildiği görülüyor. Özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısının kademe yükseldikçe azalması, aslında, geçtiğimiz yıllarda da karşımıza çıkan bir olgu. Bu durum, özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmesi ve eğitim süreçlerinin dışında kalmaması için özel önlemlere ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyor. Erkek çocukların eğitime erişiminin kız çocuklarından fazla olması, özel gereksinimli çocuklara yönelik özel önlemlerin kız çocukların eğitimini sürdürebilmesini de kapsayacak şekilde planlanması gerektiğini gösteriyor.
“Covid-19 salgını, Türkiye’ de ve dünyada eğitim sistemlerinin kırılganlığını ve eğitim hakkının tüm çocuklar için güvence altında olmadığını daha da görünür kılmış bulunuyor. Eğitime erişimdeki eşitsizlikler; alınan tüm tedbirlere ve uygulamalara rağmen, özel önlem gereken çocuklar için biraz daha derinleşmiş durumda.
Covid-19 salgını sırasında uzaktan eğitim ile güvenli bir eğitim sağlamak ve bu durumdan güçlü bir şekilde çıkmak için Türkiye’nin eğitim sektörünü desteklemeyi hedefleyen Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi, Dünya Bankası finansmanıyla gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında hazırlanan raporda, MEB tarafından gerçekleştirilen “Eşitsizlik Analizi” çalışmasına da değinilerek bu çalışmada yer alan kritik bazı bulgulara yer veriliyor: Örneğin,
-Bağlantı, cihazlara erişim ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) online sistemine erişim konusunda değişik yoksulluk seviyeleri arasında büyük farklılıklar bulunuyor.
-İnternet erişiminin okul çağındaki çocukların bulunduğu yoksul hanelerde oldukça düşük (%39); üç veya daha fazla çocuğun bulunduğu hanelerde ise daha da düşük olduğu görülüyor.
-Özellikle büyük ve/veya düşük gelirli ailelerde bulunan kız öğrencilerden daha fazla ev işi yapması beklendiğinden, kız öğrenciler erkek öğrencilere kıyasla daha dezavantajlı olabiliyor.
Covid-19 salgını sürecinde, Millî Eğitim Bakanlığı’ nın yürüttüğü ve geliştirdiği erişim uygulamalarına karşın; içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitime dahi erişemeyen, erişme imkânı olsa bile yine içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitim araçlarını etkin izleyemeyen öğrenciler bulunuyor. Bu süreçte, öğrenciler arasındaki “Dijital uçurum”, var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirme riskini arttırmış durumda.
Sonuç olarak, içinde bulunduğumuz günlerde tüm öğrencilerin eğitim ve öğretime erişiminin sağlanabilmesi ve katılımının sürdürülebilmesi için bütünleşik politikalar ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
Paylaş