Paylaş
Topluluk olarak sürdürülebilirliği odağına alarak faaliyet gösteren Sabancı Holding, daima, kültür ve sanata destek veren öncü ve örnek projelerin yanında yer alıyor. Holding’ in katkıları ile gerçekleştirilen ve 3 Eylül 2021 tarihinde Sabancı Müzesi’ nde ziyarete açılan “Dün Bugün İstanbul” sergisini 28 Kasım tarihine kadar görebilmek mümkün.
Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sanatçı Murat Germen’ in çağrısı ile buluşan, yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından geçmiş 22 sanatçıyı bir araya getiren Sergi, İstanbul’un dünü ve bugününü ortaya koyarken geleceğini de düşünmemizi sağlıyor.
Bu sergiden olabildiğince detaylı olarak söz etmek istiyorum sizlere. Ancak bugün konu ile ilgili olarak kendi açımdan çok önemli olduğunu düşündüğüm bir noktaya ağırlık vereceğim:
Erişilebilir bir sergi, erişilebilir bir İstanbul!
“Dün Bugün İstanbul” sergisi; bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’ na seçilen girişimlerden biri olan “Erişilebilir Her Şey” ile “Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi” nin ortak çalışması ve Sabancı Vakfı desteğiyle, görme ve işitme engelli bireyler için erişilebilir bir içerikle hazırlanmış. Tüm bilgi panoları Erişilebilir Her Şey uzmanları tarafından işaret diline çevrilmiş; ayrıca video, yerleştirme ve görsellerin sesli betimlendikleri kayıtlar gerçekleştirilmiş. Bu kapsamda aynı zamanda sergi alanı ve rotasının sesli betimlemeleri de hazırlanmış. Sonuçta, ziyaretçilerin QR kodu kullanarak ulaşabilecekleri tüm bu içeriklerle, sergi erişilebilir bir niteliğe kavuşmuş.
Sergiye eser veren, Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans Programı 2017 mezunu Didem Erbaş “İnsana Yuvasından Uzak” adını verdiği yapıtı ile İstanbul’daki evsizlerin ve göçmenlerin sığındığı alanlara atıfta bulunuyor. Sanatçı “Yuvasından Uzak” adını Sigmund Freud'un ‘tekinsiz’ (unheimlich/uncanny) kavramından almış. Bu kavramdan yola çıkarak bir tünel-sığınak modeli olarak tasarlanmış bulunan enstalasyon, borulardan alınmış silikon kalıplarla insan bedeni parçaları metaforu oluşturmayı amaçlıyor. Tünel-sığınak güvensiz barınaklar ve temel ihtiyaçların karşılanması gibi sorunların yanı sıra her şeyini kaybetmiş bir insanın varlığını nasıl sürdürebileceği sorusundan hareketle bir tür geçici alan yaratma çabasını hayata geçiriyor. Ve akla şu soruları getiriyor: Geçici barakalar gibi mekanlarda kişi kendi alanını yaratabilir mi? Birkaç metre karelik bir alanda korunaklı sınırlarını oluşturabilir mi? Anlık, rastlantısal buluntu nesnelerle oluşturulmuş geçici yapıların bıraktığı izlerin coğrafya ile kurduğu geçici bağlantı böylece sorgulanabilir mi?
Sanatçı bu eserinde metal konstrüksiyon, silikon kalıp, ses yerleştirme (dalga sesi), floresan lamba ve PVC şeffaf branda kullanmış. İnsana Yuvasından Uzak’ ın içerisinde bulunan ve dokunma hissi aracılığıyla ilişki kurmaya çalışan ten rengi kalıplar, dokunmak ile dokunmamak arasında kalan insanın gerginliğine işaret etmeyi amaçlıyor. Enstalasyonda kullanılan floresan lamba İstanbul’un yerüstü ve yeraltı yapılarının doğal olmayan ışığını, ses enstalasyonu ise insan kalabalığının içinde sesini duyuramayanları akla getiriyor.
Didem Erbaş “İnsana Evinden Uzak” adlı eserinin serginin erişilebilir bir içerikle hazırlanması sayesinde katmanlaşarak daha fazla kişiye ulaşmış olduğunu söylüyor. Sanatçı, işin erişilebilir olması açısından, enstalasyonunun (tünel) giriş ve çıkışını rampalarla erişilebilir duruma getirmiş. Ben de bu rampalar sayesinde tekerlekli sandalyemle tünele girip sanatçının bu eserle anlatmak istediklerini deneyimleme ve hatta eserin bir parçası olma şansını bulmuş oldum.
Bir sonraki yazımda hem büyük bir keyifle gezdiğim sergi ile ilgili bilgi vermeyi sürdürecek hem de sizlerle “Dün Bugün İstanbul” sergisini düzenleyen Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sanatçı Murat Germen ile yaptığım söyleşiyi paylaşacağım.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş