Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Bugün O’nun doğum günü

Merhabalar sevgili okurlar. Bugün sizlerle eski günlere dönmek, yürüdüğüm, hattâ koştuğum günleri hatırlamak istiyorum.

Haberin Devamı

Çocukluğum, Üsküdar’ın İhsaniye Mahallesi’nde geçti. Evimiz Alt Sokak’taydı. O mahallede sokaklar denize paralel olarak, yüksekliklerine göre adlandırılmıştı. Okulum Üst Sokak’taydı. Bizim evin bulunduğu Alt Sokak’tan Üst Sokak’a geçilebilecek en kısa yol, oldukça uzun ve çok dik bir yokuştu. Aslında, belki de bir çeşit merdivendi, ama arnavut kaldırımı.  Ben, her gün, okula koşarak gider gelirdim o dik yokuştan. Yalnızca bir kere düştüm o yolda. Çok soğuk ve karlı bir gündü. Yokuşun basamakları buz tutmuştu. Kaydım, düştüm ve kaymaya devam ettim. Kendimi toparlayıp ayağa kalkabildiğimde, nerede ise, yolun yarısına gelmiştim.
Okulumda sayısız merdiven vardı. Her gün o merdivenleri defalarca iner çıkar, yorulmak nedir bilmezdim.

İlkokulu bitirdiğim yıl Feneryolu’na taşındık ve ben Üsküdar Amerikan Lisesi’ne (o yıllarda Üsküdar Amerikan Kız Lisesi) devam etmeye başladım. 1900’lü yılların başında inşa edilmiş bol merdivenli bir binada eğitim görüyorduk. Okulun bahçesi çok büyük ve kademeli idi, yani bahçe de merdivenliydi. 29 Temmuz 2011 tarihli yazımda; o yıllarda engelim olmadığı gibi, engelli olmak ve engelle yaşamak konusunda  herhangi bir fikre de sahip bulunmadığımı, bu nedenle ne okulumuzun bahçesine ne de binalarına, şimdiki gibi, engelli gözü ile bakamadığımı söylemiştim sizlere. O vakitler ben de diğer arkadaşlarım gibi gideceğim yere yürüyerek değil koşarak vardığım, merdivenleri teker teker değil üçer beşer çıktığım için, bir gün gelip de konferans salonuna çıkan merdivenleri aşamayacağım aklıma bile gelmezdi.

Haberin Devamı

Lise 1’den 2’ye geçtiğim yaz Özer’i tanıdım. Onu sevdim, o da beni. Çocuk yaşta, bir aile kurdum onunla. Onun yanında tamamladım öğrenimimi, onun yanında büyüdüm…
Kas hastası olduğumu öğrendiğimde yanımdaydı benim. Birlikte ağladık, birlikte kabullendik. Bundan sonraki yılları, bir gün tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalacağımı bilerek ama bu gerçeğe odaklanmayarak geçirdik.
Kızımızın da kas hastası olduğunu öğrendiğimizde ne kadar üzüldüğümüzü söylememe sanırım gerek yok. Ama bu gerçekle de yaşamayı öğrettik kendimize. Kızımızı, engelinin bilincinde engelsiz bir birey olarak yetiştirmeye çalıştık. Özer bir eş ve bir baba olarak hep yanımızdaydı. Desteği yaşamımızı engelsiz kılıyordu…

Haberin Devamı

13 Nisan O’nun doğum günü. Ama o yaşadığımız dünyada değil artık. Ancak, ben daha güzel bir yerde olduğunu düşünüyorum. Kim bilir, belki de uzun yıllardan sonra anne ve babalarımızla kutluyordur doğum gününü. Buna inanmak istiyorum… Ancak böyle kabullenebiliyorum yalnızlığımı. Her nerede ise beni duyduğunu biliyorum ve ona “İyi ki doğdun, iyi ki beni seçtin, iyi ki seni tanıma ve yaşamını paylaşma şansı verdin…” diyorum.

Kızımız ona bir doğum günü hediyesi verdi. Kars’daki bir köy okulunun öğrencilerini sevindirdi, babası adına. Bir gün sizler de isterseniz bizim olanaklarımızdan yoksun olan çocukları sevindirmek, www.birsilgibirkalem.org adresli web sitesinden yararlanabilirsiniz.

Haberin Devamı

Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Not: Koç Lisesi öğrencilerinin, Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde düzenledikleri şenlik 15 Nisan Pazar günü Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda gerçekleştiriliyor. Onlara destek olmalıyız.

 

Yazarın Tüm Yazıları