Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Biraz da kalp gözümüzle bakmaya çalışalım…

Merhabalar sevgili okurlar. 3 Şubat 2012 tarihli “Bir Kez Daha Düşünelim” başlıklı yazımda ‘evde bakım parası’ konusunu irdelemiştim.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde yeni bir e-posta aldım aynı konu ile ilgili olarak; bana daha önceleri de yazmış olan, görme engelli okurum Sevgili Sevgi Bulut göndermiş.
“Ben Uşak Defterdarlığı Vergi Dairesi’nde çalışıyorum. Benim bir mesai arkadaşım var, aynı zamanda da aynı serviste birlikte çalışıyoruz. İsmi Hasan Yanar. Devlet’e tüm gücüyle adeta kendini adayarak hizmet eden bir memurdur kendisi. Hasan Yanar'ın iki yetişkin ve engelli çocuğu var. Bu çocuklar ne konuşabiliyorlar, ne yürüyebiliyorlar, ne yemeklerini kendileri yiyebiliyorlar, ne tuvalete gidebiliyorlar, ne de akılları var. Yani bu çocuklarda aklınıza gelebilen tüm engeller var. Altlarına bez bağlanıyor.” diyerek başlamış yazmaya sevgili okurum ve şöyle devam etmiş:

“Sözü fazla uzatmayayım. Hasan Yanar çok gururlu bir insan. Devlete yük olmamak için evde bakım parasını almak istemiyordu. Bizim ısrarlarımızla yaklaşık 2 yıl önce başvurdu ve iki çocuğı için de evde bakım parası almaya başladı.
Evde iki engelli çocuk, çalışmayan eş ve bir de Hasan Yanar'ın babası yaşamakta.
Bu Ocak ayında Hasan Yanar Sosyal Hizmetler’ce arandı. Kendisine, maaşındaki 20 TL’lık  artış ile aile bireylerine düşen gelirin asgari ücretin 2/3'ünü aştığı ve bu nedenle her iki çocuğu için ödenen evde bakım parasının kesildiği söylendi. Bu nasıl bir kıstas akıl erdiremedim. Oysa ki, engelli insanların yaşayabilmeleri için o kadar pahalı ki hayat; hem onlar, hem de aileleri için…
Hasan Yanar evine aldığı çamaşır makinesini 3 yılda bir yenilemek zorunda, çocuklardan dolayı sürekli kullanıldığı için. Çocukları hasta olsa iki adım ötesindeki hastaneye götürebilmek için taksi tutmak zorunda. Eşi de çalışmıyor çünkü sürekli çocuklarıyla ilgilenmesi gerekiyor. İki çocuğa bu kadın nasıl yetsin bir yardım almadan?  Evleri kira. Gelir tek bir  maaş. Bir de onlarla birlikte yaşaması gereken Hasan Yanar'ın babası var.
Ayşegül Hanım, ben gerçekten devletin koyduğu 2/3'lük bu kıstası anlayabilmekte güçlük çekiyorum. Üstelik 10 TL, 20 TL geçti diye önceden kazanılmış hak geri alınıyor. Oysa sosyal devletin gereklerinden biri de engelli vatandaşına sahip çıkmasıdır. Bu evde bakım parasının verilmesi için konan aile bireylerinin gelirinin asgari ücretin 2/3'ünü aşmaması gibi kıstasların kesinlikle kaldırılması ve bu paranın bakıma muhtaç engelli sayısına göre ödenmesi gerekmektedir.”

Haberin Devamı

Sevgi Bulut’a duyarlılığı için teşekkür ediyorum. Arkadaşını düşünerek, onun yaşadıklarına üzülerek yazmış bana. Çözüm önerisi getirmeye çalışmış konuya. Gerçekten de bir çözüm getirilmesi şart bu konuya. Ancak ben, bu çözüm şöyle ya da böyle olmalıdır diyemem. Belki Sevgi Bulut’un önerisidir bu çözüm, belki de çok daha doğru ve iyi bir yol vardır. Konunun uzmanları, eminim ki, biraz da kalp gözleri ile bakarak bulacaklardır bunu. Yeter ki yürekten istesinler…

Haberin Devamı

Bildiğiniz gibi, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’nin bulunduğu binayı 27 Şubat tarihinde boşaltması isteniyordu. Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/90 esas sayılı kararı ile:
“27.02.2012 tarihinde yapılacak tahliye işlemine ilişkin uygulamanın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını” uygun gördü. Dernek, şimdilik binasından ayrılmadı. Dernek yöneticileri, kira sözleşmeleri yenileninceye dek mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyorlar ve kendilerini ifade edebilmek için Sayın Belediye Başkanımız ile görüşmek istiyorlar. Eminim ki bu görüşme yakında gerçekleşecek ve her şey yoluna girecek. Lütfen Siz de böyle düşünün ki, hep birlikte büyük bir sinerji yaratalım ve olumsuzun nasıl da olumluya dönüşebildiğini görelim.
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Yazarın Tüm Yazıları