Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

“....Bir Bayram Olmalı...”

Merhabalar sevgili okurlar. Bugün çocukluğuma dönmek, henüz engelimle tanışmadığım zamanlardaki bayram günlerini paylaşmak istiyorum sizlerle.

Haberin Devamı

Net olarak hatırladığım ilk Kurban Bayramı, 1959 yılınınki. O yıl Haziran’da kutlamıştık bu bayramı. Ben henüz 7, kardeşlerimin biri 5 diğeri ise 2 yaşındaydı. Annem Mithat Paşa Kız Enstitüsü’nde öğretmenlik yapıyordu o yıllarda. Bu yüzden, bayramlık elbiselerimiz okulun “Olgunlaşma” adı verilen dikiş-nakış bölümünde dikilmişti. Üçümüzün elbisesi bir örnekti; pembe organze kumaştan, fırfırlı ve kabarık etekli, üzeri minik yapma pembe çiçeklerle bezeli, içinde kendimizi prenses gibi hissettiğimiz elbiselerdi. Üçümüze de yeni ayakkabı alınmıştı. Bilekten bağlı, beyaz rugan ayakkabılar…

Annem erkenden kaldırmıştı bizi o sabah. “Babanız camiden dönmeden giyinip hazır olun, birlikte kahvaltı sofrasını hazırlayalım ve onu karşılayalım.” demişti bize. Üçümüzün de saçları uzundu; annem onları taramış, toplamış, kurdeleler takmıştı. Kapı çaldığında sevinçle koşup karşılamıştık babamı. Merkez Bankası’nda çalışıyordu babam. Bu yüzden olsa gerek, hiç kullanılmamış, gıcır gıcır iki buçuk liralık banknotlar vermişti bize bayram harçlığı olarak.
Sonra hep birlikte neşe içinde kahvaltımızı etmiş ve babamı bahçeye, kurbanımızı kesmeye gelen kasabın yanına yollamıştık. Tek üzüntümüz, bir süredir bahçemizde misafir olan sevimli kuzunun kesilecek olmasıydı. Çocuk kafalarımız ve yüreklerimiz bir türlü anlayamamıştı bunun gereğini.

Haberin Devamı

Öğle yemeğine anneannemlere gitmiştik. Anneannem beyaz dantel mendillerin içinde, bayram şekeri ile birlikte vermişti harçlıklarımızı.  Çok güzel yemek yapardı anneannem. Hepimiz bayılırdık onun yemeklerine, hele de tatlılarına… Hâlâ hatırlıyorum, harika bir peynir tatlısı yapmıştı o bayram. Yemekten sonra dayım beni ve 5 yaşındaki kardeşimi Şemsipaşa’daki “Bayram Yeri”ne (şimdiki adı ile, lunaparka) götürmüş, salıncaklara bindirmişti. Akşamüzeri eve dönerken, kanatlanıp uçacak kadar mutluyduk biz üç kardeş.

Annem, yanlış hatırlamıyorsam, 1962 yılında Haydarpaşa Lisesi’ne atandı. O vakte kadar bayramlık elbiselerimiz hep Olgunlaşma Enstitüsü’nde dikildi. 1972 yılına kadar hep anneannemlere gittik öğle yemeği için bayramlarda. Anneannem her bayram ayrı güzellikteki mendiller içinde verdi harçlıklarımızı. Babam, biz büyüyünceye kadar sürdürdü bayram harçlıklarımızı hiç kullanılmamış banknotlarla vermeyi. Merkez Bankası’ndan emekli oluncaya kadar da torunları ile devam ettirdi bu geleneğini. 1976 yılında annemi, 1991 yılında babamı kaybettim. 1992 yılında da amcamı kaybettikten sonra, bayramlarda elini öpeceğim kimse kalmadı. Ve çocukluğum, bir daha hiç geri gelmemek üzere terk etti beni…

Haberin Devamı

Bayramlar, soysal dayanışma, karşılıklı sevgi ve hoş görü ile saygının öne çıktığı özel günlerdir…   Bayram günü sevinç günüdür… Ve bu sevinç paylaştıkça çoğalır… Kanımca, bayram ziyaretlerinin asıl amacı da bu paylaşımdır. Bu yıl, bizim için çok önemli olan, biri dînî diğeri millî, iki bayramı birlikte kutluyoruz. Bu özel bayramda dilediklerimi Durdu Şahin’in şiiri ile aktarmak istiyorum sizlere:

“....Bir Bayram Olmalı...

Her kötülüğü unut diyen,
Bir bayram olmalı bu bayram.
Herkese vardır umut diyen,
Bir bayram olmalı bu bayram.

Güzelliklere alıştıran,
Hep güzellikte yarıştıran
Önce küsleri barıştıran,
Bir bayram olmalı bu bayram.

Kibri kökünden kurutan,
Doğruluğu en başta tutan,
Sabırla bizlere güç katan,
Bir bayram olmalı bu bayram.

Haberin Devamı

Öksüzü, yetimi güldüren,
Hayırlı olanı bildiren.
Gönüllerden has güller deren,
Bir bayram olmalı bu bayram.

Sevenlerin kucaklaştığı,
Sevdaların sancaklaştığı,
Zaferlerin çok yaklaştığı,
Bir bayram olmalı bu bayram.

Dostluğu, barışı getiren,
Kini, kindarlığı bitiren,
Sonsuz mutluluğa götüren,
Bir bayram olmalı bu bayram.”

Umarım, dileklerim gerçekleşir. Hepinize iyi bayramlar…

Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Yazarın Tüm Yazıları