Paylaş
Taksim Gezi Parkı’nda masum bir protesto gösterisi ile başlayan olaylar uygulanan yanlış politikalar nedeni ile içinden çıkılmaz bir hal aldı. Ve bu içinden çıkılmaz hal ülkemizdeki engelli bireylerin hiç de azımsanamayacak sayısının daha da artmasına zemin hazırlıyor.
Sayın Başbakan’ın Ankara ve İstanbul mitinglerindeki konuşmalarını dikkatle dinledim. Pek çok şey söyledi… Ancak Türk toplumunun, kendisi ile aynı fikirleri paylaşmayan kesimini “onlar”, “bunlar” ya da “marjinal gruplar” olarak adlandırması sanıyorum çoğu kişiyi yürekten yaraladı.
Yalnızca demokratik haklarını kullanmak isteyen ve bunu yaparken hiçbir şiddete başvurmayan “onlar” ya da “bunlar” iki günden beri polis şiddeti ile boğuşuyor. Uygulanan yoğun biber gazının bu vatandaşlarımız üzerindeki uzun vadeli etkisi henüz belli değil. Uzmanlar, biber gazının telafisi mümkün olmayan tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyorlar. Astım hastalarının ölümüne sebebiyet veren biber gazına maruz kalanların dokuları tahrip oluyor. Yine uzmanların görüşüne göre biber gazı geçici ya da kalıcı körlüğe neden olabiliyor. Ya¬pı¬lan bilimsel araştırmalar da, biber gazına sık ve yoğun şekilde maruz kalan kişilerde kanser belirtilerinin ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Yani, hem bu gazı uygulayanlar hem de üzerinde uygulananlar gelecekte kanser olma riski taşıyorlar.
Birçok vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet veren plastik mermi kullanımı ise, korkarım ki, daha da vahim olaylara neden olabilir. İşin daha da kötüsü o mermiyi kullanan polislerin ve yaralanan direnişçilerin ve ailelerinin hayat boyu yaşayacakları travma… Aslında Türk halkının büyük bir çoğunluğu benzer bir travmadan payını alacak gibi duruyor. Çünkü yaşananlar kolay kolay hazmedilecek gibi değil. Güzelim şehrimizde devlet halkıyla, kardeşler de birbirleriyle savaşıyorlar… Bu anlamsız savaşın hem bedenlerini hem de ruhlarını sakatlayabileceğini hiç getirmiyorlar akıllarına.
Engellilerimizin sayısını ve yaşanacak travmanın şiddetini daha da arttırmak istemiyorsak, bu duruma bir son vermeliyiz. Artık, birbirimize “onlar” ya da “bunlar” demeyi bırakıp “biz” olma zamanı... Gezi ruhunun da bize vermek istediği mesaj bu değil miydi aslında?..
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş