Paylaş
Çağımızın en önemli sağlık sorunu olan kanser dünya genelinde artmaya devam ediyor. Dünyada her yıl giderek daha fazla kişinin ölümüne sebep olan kanser; yaş, cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm insanları etkiliyor. Kanserde benzer seyir devam ettiği takdirde, 2040 yılında 29,5 milyon yeni vakanın ortaya çıkması bekleniyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bir alt kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (International Agency for Research on Cancer- IARC) tarafından 15 Aralık 2020’de küresel kanser yüküne ilişkin en son tahminler yayınlandı. Çevrimiçi erişilebilmekte olan GLOBOCAN (IARC Küresel Kanser Gözlem Evi’nin bir parçası) 2020 veri tabanı, 185 ülkede 36 belli kanser türü ve 2020 yılı için birleştirilmiş tüm kanser türleri için sıklık ve yaşam kaybı oranı tahminlerini içeriyor. Bu veriler ışığında, küresel kanser yükünün 2020 yılında 19,3 milyon yeni vakaya ve 10 milyon yaşam kaybına yükseldiği bildiriliyor.
Dünyada her beş kişiden biri yaşamı boyunca bir kez kansere yakalanıyor. Her 8 erkekten ve her 11 kadından biri kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor. Kanser teşhisi konduktan sonraki beş yıl içinde hayatta olan toplam kanser hastası sayısının ise, dünya genelinde (5 yıllık prevalans*) 50,6 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Yeni tanı konulan kanser vakalarının %60’ından, kansere bağlı ölümlerin ise %70’inden fazlasından sorumlu olan 10 kanser türü bulunuyor. Dünya genelinde meydana gelen en yaygın kanser, kadın meme kanseri (yeni vakaların %11,7’si). Bunu sırasıyla akciğer kanseri (%11,4), kolorektal kanser (%10), prostat kanseri (%7,3) ve mide kanseri (%5,6) takip ediyor. Kanser nedeniyle meydana gelen ölümlerin başta gelen sebebi ise akciğer kanseri (toplam kansere bağlı ölümlerin %18’i).
Dünyada erkekler arasında en sık görülen kanser türü olan akciğer kanseri, kadınlarda üçüncü sırada yer alıyor. Akciğer kanseri dünya çapında ve ülkemizde kanserden kaynaklanan ölümlerin en yaygın nedeni. Sigara kullanımı ise akciğer kanserinin en sık görülen sebebi. Günlük içilen sigara sayısı, sigara içme süresi, sigaraya başlama yaşı, dumanı derin çekme ve alınan nikotin oranına bağlı olarak kanser gelişme riski artıyor. Sigara dumanında
4 binden fazla kimyasal ve 70’den fazla kanser oluşumuna neden olan madde bulunduğu biliniyor. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalınması da akciğer kanseri riskini artırıyor. Kendileri sigara içmedikleri halde evde veya iş yerlerinde pasif olarak dumana maruz kalan kişilerde akciğer kanseri gelişme riski %20-30 oranında artıyor. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri olasılığı zamanla azalıyor ve sigara bırakıldıktan 10-20 yıl sonra hiç içmemişlerin düzeyine yaklaşıyor.
Akciğer kanserini en sık rastlanan belirtiler;
Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük
Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak
Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı
İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı
Ses kısıklığı
Nefes darlığı
Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları
olarak sıralanıyor.
Ancak akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikayetlerin ortaya çıkması birkaç yıl sürebildiğinden, hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebiliyor. Akciğer kanseri erken evrede saptandığında ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilebildiğinde ise daha uzun bir yaşam beklentisi sağlanabiliyor.
Ben sevgili eşimi 10 yıl önce, teşhisinden yalnızca dört buçuk ay sonra, kanser hastalığı nedeniyle kaybettim. Sigara tiryakisi olan eşim son zamanlarda artan öksürüğünü önemsememiş, benim tüm ısrarlarıma rağmen doktora görünmeyi reddetmişti. Ancak bir süre sonra -ağırlıklı olarak bel bölgesinde- başlayan ağrılar onu vücut taraması yaptırmaya ikna etmemizi sağladı. Ama ne yazık ki çok geç kalmıştık; zira sonuçlar metastaz kaynaklı kemik kanserine işaret ediyordu. Eşim metastazın neden kaynaklandığının belirlenebilmesi amacıyla hastaneye yatırıldı ve yapılan tetkikler sonucunda kanserin akciğerlerde başlamış olduğu tespit edildi. Oysaki sigarayı bırakabilmiş olsaydı, ya da hiç olmazsa düzenli check-up yaptırmayı ihmal etmeseydi hâlâ yaşıyor olabilirdi.
Covid-19 pandemisi döneminde hastalık bulaşmasından korkulması, geç hastane başvurularının en önemli sebebi. Bu nedenle pandemi sırasında hastaneye başvurmayanlar arasında, ileri evrede saptanan yeni tanı akciğer kanseri hastaları da bulunuyor.
Yukarıda da ifade etmiş olduğum gibi, tütün ürünleri akciğer kanserine neden olan birinci etken; üstelik, Covid-19’a yakalanma riskini 14 kat artırıyor. Bu sebeple tütün ürünlerinin kullanılmaması ya da bırakmak üzere uygun danışmanlık alınması öneriliyor.
Kasım ayı, dünya genelinde “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” olarak anılıyor. Neden bizler de bu farkındalıktan payımızı alıp yukarıdaki önerilere kulak vermeyelim?
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
* Belirli bir süre içinde bir hastalığın toplumda görülme sıklığını gösteren ölçüt
Not: Kanserle ilgili bilgilerimi tazelemek için T.C. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü web sitesinden yararlandım.
Paylaş