Ayşegül Domaniç Yelçe

“Yarın İçin Şimdi”

21 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

Yarın İçin Şimdi Derneği, Türkiye’deki gençlerin temsilcisi olarak ülkemizin çoğulcu, şeffaf, katılımcı bir demokrasi ile; ekolojik haklara saygılı, sürdürülebilir bir şekilde kalkınması için katkı sunmak vizyonu ile yürütüyor çalışmalarını.  

Kuruluş amacı gençlerin yaşadıkları sorunları ve beklentilerini tespit ederek sivil toplum, iş dünyası, kamu sektörü ve diğer paydaşların katılımıyla çözümler geliştirmek ve bu çözümlerin hayata geçirilmesinde aktif rol oynamak. Bu amaç doğrultusunda; gerektiğinde karar vericiler ile iletişim kurmak, toplumu bilgilendirerek kamuoyu oluşturmak ve uygulama sonuçlarını takip ederek her alanda gelişim yaşanmasını sağlayan bir sivil toplum örgütü olmak.  

Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal gelişimi için çağdaş gençlerin ekonomik, sosyal ve siyasal gelişimlerine katkı sunmayı; temel insan hak ve özgürlükleri ile cinsiyet ve fırsat eşitliği konusunda toplumda ortak bir bilinç oluşmasını sağlamayı hedefleyen Yarın İçin Şimdi Derneği’ nin ilk genel kurulu 5 Haziran’da gerçekleşti. Gençlerin yoğun ilgi ve katılımıyla tamamlanan Genel Kurul’da, Dernek Başkanlığı’ na Taylan Yıldız seçildi.  

Taylan Yıldız’ ın sözleriyle şöyle anlatılıyor Yarın İçin Şimdi Derneği’ nin niçin kurulduğu: 

Yarın için bir şeyler yapmak isteyen bizler, bir dernek kurduk. Derneğin mayasına umut ekledik, dostluk ekledik. Adına “Yarın İçin Şimdi” dedik. 

Liyakat odağında teknoloji ile iç içe özgürce düşünüp hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz daha güzel, daha mutlu ve daha yeşil bir ülke için bir araya geldik. 

‘Gençler bizim yarınımız’ dediler hep, ama onların bugünlerini unuttular. Şimdi, bugünden başlayarak, yarın için çalışma zamanı.” 

Taylan Yıldız, Evrim Kuran, Umut Yıldız, Tuğçe Taşçı, Cansu Çulha, Ece Eker, Umut Oğuz, İlayda Eskitaşçıoğlu, Ömer Serdar Özkan, Özgür Eker, Mehmet Ergül, Seren Anacoğlu, Tanzer Bilgen, Görkem Gökçe ve Gürman Timurhan gibi alanında uzman isimlerden oluşan Yarın İçin Şimdi Derneği kurucuları, daha iyi bir Türkiye için gençlerin aktif vatandaş olarak projeler yapmalarına ve çözüm üretmelerine yardımcı olmak için bir araya geldiklerini ifade ediyorlar.  

Yazının Devamını Oku

“Çevre Dostu Bin Okul”

19 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

İklim krizi tüm dünya medeniyetleri için en öncelikli sorunların başında geliyor. Dünya iklimi değişiyor ve insan faaliyetleriyle yükselen sıcaklıklar yine insanlar ve diğer canlıları artık her alanda tehdit ediyor. Bu duruma bir çözüm getirilmediği takdirde insanlar ve doğa kuraklık, deniz seviyelerinin yükselmesi ve çok sayıda canlı türünün tamamen yok olması gibi bir dizi felaket ve tahribatla yüzleşmek zorunda kalacak.  

Atıklar, çevre kirliliği ve ekolojik tahribat her ülkenin ortak sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bu etkenlere bağlı olarak, tüm ülkeler iklim değişikliği gibi pek çok çevre sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Doğal alanların korunması, çevre duyarlılığının oluşturulması ve dünyamızı hızla etkisine alan iklim değişikliğiyle mücadele artık dünyanın bir numaralı gündem maddesi haline gelmiş durumda.  

Türkiye’nin iklim değişikliği mücadelesi kapsamında, genç nesillerimizin bilinçlendirilmesi amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaokullarımızda müfredata ‘çevre eğitimi’ ve ‘iklim değişikliği’ dersleri eklenmiş bulunuyor. Ayrıca, iklim değişikliğini önlemek ve çevrenin korunması bilincini küçük yaşlardan itibaren öğrencilere aktarmak için, Cumhurbaşkanımız’ ın eşi Sayın Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan “Sıfır Atık Projesi” de yürütülmeye devam ediliyor. 

Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer, çevre sorunlarını sadece müfredatla çözemeyeceğimizi; iklim değişikliği, çevre bilinci, tasarruf ve çevreyi kirletmeme ile ilgili davranışları değiştirmenin gerektiğini belirtiyor ve okullarımızdaki öğrencilerin bu kültürle yetişmesinin amaçlandığını söylüyor. 

Okullarımızda çevre bilinci ile ilgili ilk adım 2015 yılında yedinci ve sekizinci sınıflarda seçmeli ders olarak okutulan ‘çevre eğitimi’ dersinde atıldı. Ardından müfredat güncellendi ve dersin adı ‘çevre eğitimi ve iklim değişikliği’ olarak değiştirilerek yedinci ve sekizinci sınıfların yanı sıra altıncı sınıflara da seçmeli ders olarak dahil edildi. İkinci adım olarak, öğretmenlerin uzaktan eğitim platformuyla eğitimlerini tamamlaması için geliştirilmiş bulunan Öğretmen Bilişim Ağı’ nda (OBA) 2021 ve 2022 yılı ara tatilinde, öğretmenlere ilk kez çevre eğitimi ve iklim değişikliği ile ilgili eğitim verildi. Bu eğitimin içeriği Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ nın ortak çalışmaları ile oluşturuldu.  

2022 yılının Ocak ayında “Temiz Okul ve Temiz Enerji” projesi devreye sokuldu. Proje kapsamında; su tasarrufundan güneş panelleri ile enerji üretimine, yağmur suyunun geri dönüşümünden atıkların değerlendirilmesine kadar çevre bilinci ile ilgili modelin okullarda uygulanmasına başlandı. Mart 2022’de, Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde, “Çevre Dostu Bin Okul” projesi başlatıldı. Bu proje kapsamında, öncelikle, tüm ilçelerde en az bir tane olmak üzere 1000 okul belirlendi. Ancak hedef 1000 okulla sınırlı değil. Hedef, 1000 okul ile başlayıp 57.108 okulun tamamının çevre dostu okullara dönüştürülmesi.  

Proje kapsamındaki tüm okullarda güneş enerjisi panelleri ve yağmur suyu depolama üniteleri kuruluyor. Depolanan yağmur sularının okulların bahçelerinde ve farklı yerlerinde kullanılması öngörülüyor. Söz konusu bin okulun tamamının kütüphaneleri sıfır atık kütüphanelerine dönüştürülüyor. Yani öğrenciler, öğretmenleri ile evlerinde veya okullarında kullanılmayan malzemelerin nasıl yeniden kullanıma sokulduğunu deneyimleyebilecekler. Yemekhaneler ve kantinlerdeki organik atıklar kompost makinayla gübreye dönüştürülecek. Çocuklar bu gübreyle okul bahçelerinde bitkiler yetiştirecekler.  

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, çevre bilincinin yerleşmesi ve çocuklara aktarılmasında Cumhurbaşkanımız’ ın eşi Sayın Emine Erdoğan himayesinde yürütülen

Yazının Devamını Oku

“Gençlikte Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algı Araştırması”

14 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

Yanındayız Derneği, evrensel insan hakları anlayışı çerçevesinde, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa neden olan her türlü engel ve önyargı ile mücadeleye; erkeklerin daha çok ve aktif katılımıyla sağlanacak farkındalık ile yasalarda, kurumlarda ve toplum hayatında gereken dönüşüme katkıda bulunmayı hedefliyor.  

Derneğin aktif savunuculuk konusundaki öncelikli hedefleri şöyle:

* Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin sonlandırılması,

* İnsan yaşamı ve onurunun temel hak olduğundan hareketle, kadına ve çocuğa yönelik bedensel, ruhsal, toplumsal ve ekonomik şiddetin son bulması doğrultusundaki mevcut çalışmaların desteklenmesi,

* Kadınların karar alma süreçlerine katılımının artırılması,

* Başta Medeni Kanun olmak üzere kadınların yasal kazanımlarının geliştirilmesinin yanı sıra; kadınların hiçbir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmadan siyasal, toplumsal ve ekonomik hayattaki tüm karar alma süreçlerinde yer almaları ve kadın milletvekili, bakan, yönetici oranlarının %50’ye çıkarılması için çalışılması, bu konudaki mevcut çalışmaların desteklenmesi,

* Ev emeğinin, çocuk yetiştirme ve yaşlı bakımının, kadın ve erkeğin ortak sorumluluğu haline getirilmesi için özellikle erkekleri hedefleyerek farkındalık oluşturacak kampanyalar, projeler üretilmesi, konu ile ilgili çalışmaların desteklenmesi,

* Toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının artırılması,

Yazının Devamını Oku

Değerli Büyüğüm, beni ben yapan Bilge Akıl Hocam’a veda

11 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

2014 yılında European Youth Parliament (Avrupa Gençler Parlamentosu) için bir konuşma yapmam istenmişti. Ve yapacağım konuşmanın konusu “Tekerlekli sandalyede bir kadının penceresinden: Aklın Engelleri ve Kalbin Sınırları (Barriers of the Mind and Limitations of the Heart: Through the window of “the lady in the wheelchair”) olarak belirlenmişti. 

O konuşmada hayatımızı geçirmek için önümüzde iki yol olduğunu söylemiştim. Ya yiyip içmek, mümkün olduğunca uzun yaşamak isteyecek ve kendimizi bu amaçla sınırlayarak kendi kendimiz için çizdiğimiz bu güven çemberinden dışarı çıkmayacaktık. Ve bu şekilde herhangi bir zorlanma ile, tabii ki yenilgiyle de, karşılaşmayacaktık. Ya da çemberin dışına adım adım çıkmayı deneyecektik. Bu durumda sendeleme, hatta düşme riskini almış olacaktık. Ancak ilk düştüğümüzde ayağa kalkmayı öğrenecek ve yolumuza devam edecektik. Böylece, her sendeleyip düştüğümüzde daha güçlü ve mutlu bir şekilde ayağa kalkmanın yolunu bulacaktık. Ve özgürleştiğimizi hissedecektik…  

Ben çemberin dışına çıkma cesaretini bulanlardanım. Bu cesareti kimden aldığımı soracak olursanız eğer, size yalnızca iki kişiden söz edebilirim. Öncelikle Sevgili Eşim ve her ikimizin de yaşamına büyük anlam katmış olan, bugün onun yanına uğurlayacağım Çok Değerli Sevgili Büyüğümüz Tarhan Erdem. 

Çoğunuzun bildiği gibi ben on sekiz yaşında evlendim. On dokuz yaşında, daha üniversite öğrencisiyken anne oldum. Bebeğim daha bir yaşına gelmeden, öğretmen olan annemin emekli olup onun bakımını üstlenmesi üzerine, çalışmaya karar verdim. Gazetelerde iş ilanlarına bakarken “Anadolu Yakası’ nda oturan, iyi İngilizce bilen Genel Müdür Sekreteri aranıyor” diye bir ilan gördüm. İlanda tecrübeden söz edilmiyordu. Hemen aradım ve görüşmeye gittim. Eleman, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. (Şişecam) tarafından Çayırova’ da yeni kurulmakta olan Cam Elyaf Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğü için aranıyordu. Öncelikle sonradan tanıyıp çok seveceğim iki müdürün İngilizce imtihanından geçtim. Ardından beni birlikte çalışacağım genel müdürle mülakata aldılar. Yani Tarhan Erdem’ le… 

Tarhan Bey, henüz öğrenci olmama ve tecrübesizliğime karşın bana inandı. 10 Şubat 1972’de Çayırova’ da göreve başladım. Tarhan Bey hiç korkutmadan, başarılı olacağıma inanarak ve beni de inandırarak, her şeyi öğretti bana. İlk günden verdiği inisiyatifleri ise gün geçtikçe çoğalttı.

Cam Elyaf’ ta 1977’ye kadar süren birlikteliğimiz, Tarhan Bey’in milletvekili seçilmesi ile kısa bir sekteye uğradı. 12 Eylül 1980 darbesi sonucunda TBMM’ nin feshi üzerine   milletvekilliği süresi sona eren Tarhan Erdem, bir süre sonra Şişecam'a Koordinatör olarak atandı ve yine beraber çalışmaya başladık.
Bu fotoğraf birlikte gittiğimiz bir yemekte Sevgili Eşim Özer Yelçe tarafından çekilmişti. 

Tarhan Bey Konda Araştırma Şirketi’ ni kurduktan sonra ben de Şişecam’ dan ayrıldım ve Konda’ da hem kendisinin asistanı hem de ofis yöneticisi olarak göreve başladım. 1995 yılına kadar yine birlikte çalıştık. Ondan çok şey öğrendim. Ve öğrendiğim en önemli şey

Yazının Devamını Oku

Amaç çocukları mutlu etmek

7 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

Yaşına göre eğitim almak, ailesiyle birlikte yaşamak ve ailenin maddi manevi tüm imkanlarından yararlanabilmek, akranlarıyla koşup oynayabilmek ve özgüven duyabilmek, her çocuğun en doğal hakkı.  

Ancak ne yazık ki pek çok çocuk bu doğal haktan yararlanamıyor. Zira dünya üzerinde ortalama bir milyar yetim, öksüz, terk edilmiş veya sosyal yetim (anne babası yaşadığı halde sevgi ve ilgiye muhtaç) çocuk bulunuyor. Bu rakam çocuk nüfusunun %40’ına tekabül ediyor. Türkiye’ de ise, Yetim Vakfı’ nın 2020 yılında hazırladığı rapora göre; 22. 876.798 çocuktan 268.843'ü yetim, 81.239'u öksüz, 4.649 çocuk da hem annesiz hem de babasız. 

Yetim Vakfı; İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) bünyesinde, yetimler için yerinde ve aileye dönük hizmetler yürütmek amacıyla kurulmuş bulunuyor. Faaliyetlerine, her hicri yılın 15 Ramazan günü anılan Dünya Yetimler Günü'nde, 10 Haziran 2017 tarihinde başlayan Vakıf; yüzün üzerinde ülkede insani yardım, insan hakları ve insani diplomasi alanlarında faaliyet gösteren uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Vakıf; ‘yetim’ kavramının kapsamına öksüz, kayıp veya bulunmuş, sosyal yetim çocukları ve yetim annelerini de dahil ediyor. Sunduğu hizmetlerde yaş sınırı gözetmiyor ve yetimlerin ellerini çocukluklarından başlayarak hayata atılıp kendi ayakları üzerinde duracakları güne kadar bırakmıyor. 

Her koşulda, ihtiyacı olan tek bir yetimin bile yanında olmak için çaba sarf eden Yetim Vakfı; benimsediği ‘bütünsel eğitim modeli’ ile çocukların çok yönlü gelişimine öncülük ediyor. Yürüttüğü faaliyetlerde inanç, dil, ırk ve benzeri ayrımları gözetmeden ihtiyacın kendisine odaklanıyor. Hizmet ve yardımları ulaştırırken de yetimlik hassasiyetlerini ön planda tutuyor. 

Yetim Vakfı önümüzdeki bayramı ‘Bu Bayram Yetime Kurban’ sloganıyla karşılıyor. Bu sloganla 21 ülkede kurban kesilecek ve kurbanlar 400 bini aşkın yetim, öksüz ve sosyal yetimin sofrasına ulaşacak.  

Yetim Vakfı’nın kurban kampanyası yaptığı 21 ülke pek çok kriter göz önünde bulundurularak belirlenmiş bulunuyor. Bu ülkelerin seçimindeki en önemli etkeni ise, ülkedeki yetim çocukların tablosu oluşturuyor. Bu açıdan; dünya yetim nüfusunun önemli bir kısmını barındıran ve son dönem istatistiklerine göre dünyadaki her üç yetimden ikisinin bulunduğu Afrika kıtası, yapılan çalışmalarla öne çıkıyor. Afrika’yı yoksulluk ve doğal afetlerin fazlaca yaşandığı Güney ve Güneydoğu Asya ile savaş ve kaos ortamının milyonlarca çocuğu yetim bıraktığı Ortadoğu takip ediyor. Yine potansiyel kriz bölgeleri olarak öne çıkan Balkanlar ve Kafkasya da kurban kesim bölgeleri arasında yer alıyor.  

2021 yılı Kurban Bayramı’nda, Türkiye dahil 22 ülkede kurban kesimi gerçekleştirilmiş durumda. Bağışçıların desteğiyle 2.746 hisse kurban kesilerek, 137.150 kişiye ulaşılmış bulunuyor. Bu yıl ise, bu rakamı yaklaşık üç katına çıkararak, 400.000 kişiye ulaşılması hedefleniyor.  

Amaç çocukları mutlu etmek.

Yazının Devamını Oku

“Kozaları Yırtıp Uçma Zamanı!”

4 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

Sonunda yaz geldi, havalar ısındı. Artık biraz gezme zamanı. Bu Pazar iki tane şahane etkinlik var gitmek istediğim: Ulus Sporcular Parkı’nda Kelebek Festivali ve Kadıköy Süreyya Operası’nda Leyla Pınar’ı Anma Konseri.

“Kozaları Yırtıp Uçma Zamanı!” sloganı ile gerçekleştirilen Kelebek Festivali; Uluslararası Rotary 2420. Bölge Rotaract Kulübü tarafından düzenlenen, engelli-engelsiz ayrımı yapmadan bütün katılanları aynı platformda kaynaştıran, gün boyu sürecek bir etkinlik.  Kelebek Festivali’nde çocuklar müzikle, gösterilerle ve daha birçok etkinlikle keyifli bir gün yaşayacaklar.

İlk olarak 2008 yılında gerçekleştirilen, her yıl yaklaşık bin kişiyi ağırlayan Kelebek Festivali; bedensel, zihinsel, görme ve işitme engelliler için tüm gün engelleri ortadan kaldırmayı; hep birlikte engelsiz, eğlenceli bir gün geçirirken çocuklarımızın kozalarını yırtıp uçmalarını ve kendilerini tamamen özgür hissetmelerini sağlamayı hedefliyor. Rotaract Kulübü festivali şöyle tanımlıyor:

“Çocuklar balon, pamuk helva, mısır, dondurma gibi çocukluk zamanlarının en zevkli şeyleri ile ilgilenirken atmosferde mutluluk ve kaynaşma vardır. Görme engelliler ellerinde ve burunlarında hissettikleri renkler ile duvar boyama yaparlar. İşitsel engelliler perküsyonla, fiziksel engelliler dansla, zihinsel engelliler müzikle renk katarlar günümüze. Hayatın onlara çıkardığı engellere takılmayıp devam eden insanların başarı hikayelerini görürüz. Küçücük kusurlarına karşılık aslında kocaman güzel şeyleri olan insanlar büyüler bizi. Sahne gösterileri, fonda sürekli çalan müzik ile eğlence kokar Kelebek Festivali.”

5 Haziran Pazar akşamı 20:00’da ise Kadıköy Süreyya Operası’nda Leyla Pınar’ı Anma Konseri var. Geçen yıl kaybettiğimiz değerli klavsen virtüözü ve müzikolog Leyla Pınar aynı zamanda İstanbul Barok adlı topluluğun kurucusu ve müzik direktörü, Uluslararası İstanbul Barok Müzik Festivali'nin kurucusu idi. Türkiye’nin klasik müzik evrenine katkıları sayısızdır. Konserde İstanbul Barok topluluğu ve Leyla Pınar 5. Barok Şan Yarışması’nda derece alan sanatçıların yanı sıra şef Keysudar Sever yönetiminde Üsküdar Amerikan Lisesi Mezunlar Oda Korosu da sahne alıyor. Koroya solist olarak Serkan Dedemen org ile eşlik edecek. Konser, Alper Maral’in ve Noyan Çoşarer’in “Baştan Alıyorum” Bas blokflüt ve kaydedilmiş materyal için “Dünya Prömiyeri” ile sona erecek.

Bu keyifli etkinliklerle keyifli bir Pazar geçirmeyi diliyorum.

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazının Devamını Oku

İş Ahlakı Bibliyografyası ve İş Ahlakı Sözlüğü

1 Haziran 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

2003 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD), iş ahlakı ve girişimcilik alanlarında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu. Girişimciliğin teşvik edilmesi ve iş ahlakının yaygınlaştırılması amacıyla gerçekleştirdiği eğitim ve yayın faaliyetleriyle iş dünyasında ahlaki bir duyarlılık oluşturmayı amaçlıyor.  

Türkiye’de iş dünyasının gündemine iş ahlakını taşıyan ilk kuruluşlardan olan İGİAD, bünyesinde; 300’den fazla iş insanı, akademisyen ve profesyonel çalışandan oluşan üye bulunduruyor. Dernek; uyguladığı insani geçim ücreti araştırması, verdiği girişimcilik ödülleri, düzenlediği iş ahlakı zirvesi ve yayımladığı iş ahlakı raporları ile kuruluşundan bugüne Türkiye’deki iş dünyasına önemli katkılar sağlamış durumda.  

İGİAD’ ın son dönemdeki en önemli çalışması, iş ahlakı faaliyetlerini geliştirmek amacıyla hazırlanan İş Ahlakı Bibliyografyası ve İş Ahlakı Sözlüğü. Zira iş yaşamında ideal olanı temsil eden iş ahlakı kavramı; akademisyen, profesyonel çalışan ve iş insanları başta olmak üzere toplumun birçok kesimini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir husus. İş yaşamını etkileyen, işletme içinde sergilenen her türlü davranışa yön veren iş ahlakı; toplumda geçerliliği olan ahlaki değerler ve normlar çerçevesinde şekilleniyor. Bu yönüyle iş ahlakı, iş hayatında karşılaşılan temel ahlaki açmazları engelleyen bir pusula görevi görüyor. Yani; kelimelerin, terimlerin ve kavramların anlamlarını doğru, güvenilir sistematik ve tarafsız bir biçimde ortaya koymak, araştırma yapılan alandaki ilmi birikimi keşfetmek ve ileriye taşımak açısından oldukça önemli.  

Alanında değerli hocaların kaleme aldığı 277 madde başlığı içeren İş Ahlakı Sözlüğü, iş ahlakı alanında Türkiye’de yapılan ilk sözlük çalışması. Madde sayısı, zengin içeriği ve anlaşılır üslubu ile özgün bir forma sahip olan Sözlük, ansiklopedik sözlük formuna sahip olmasıyla da bu alandaki bir boşluğu dolduruyor.  

İş ahlakı konusu Batı literatüründe, çoğunlukla felsefi akımlardan beslenen bir nitelik taşıyor. Bu durum Türkiye’deki iş ahlakı çalışmalarının üzerinde de etkisini gösteriyor. İGİAD tarafından hazırlanan Sözlük, Batı’ nın iş ahlakı kavramlarına sırtını dönmediği gibi, iş ahlakının Türk-İslam düşüncesindeki konumunu da vurgulayan bir yaklaşıma sahip.  

İş Ahlakı Bibliyografyası ve İş Ahlakı Sözlüğü, 16 Mayıs 2022 tarihinde, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Kampüsü’ nde akademisyen, araştırmacı ve iş insanlarının katıldığı bir program ile kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıda “İş Ahlakı, Bibliyografyası Web Sayfası” nın açıldığı müjdelendi. Hazırlanan web sitesi ile araştırmacılara tek bir platform üzerinde iş ahlakı eserlerini görüntüleyebilme fırsatı sunuluyor. Veri tabanı, kullanıcılara iş ahlakı kaynaklarını yazar, alan, konu, anahtar kelime ve yıl gibi parametrelere göre filtreleme olanağı sağlıyor. Bu sayede araştırmacılar, aramalarını istedikleri doğrultuda özelleştirebilme olanağı bulmuş oluyorlar. 9000’e yakın iş ahlakı eserine dil, tarih, yazar, sergi adı, kitap adı, sayfa sayısı ve benzeri bilgilerine “biblio.igiad.org.tr” adresli web sitesinden erişilebiliyor. 

İnanıyorum ki, İş Ahlakı Bibliyografyası ve İş Ahlakı Sözlüğü, iş ahlakı alanında yapılan çalışmaların nitelik ve nicelik bakımından gelişmesine önemli katkı sağlayacak… 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile… 

Yazının Devamını Oku

“Beyaz Güvercinler”

29 Mayıs 2022
Merhabalar sevgili okurlar.

 

Üniversite sınavı için geri sayım başladı. Öncelikle güzel ülkemizin dört bir yanından sınava katılacak tüm öğrencilere başarılar diliyorum. 

Üniversitelerimiz hem yeni giren hem de öğrenimine devam etmekte olan öğrenciler için farklı burs olanakları sunuyor. Ben bugün sizlere Kadir Has Üniversitesi’nin “Beyaz Güvercinler Burs Programı” ndan söz etmek istiyorum. 

Kadir Has Üniversitesi kuruluşundan bu yana dünya çapında bir araştırma üniversitesi haline gelerek hem ülkemize hem de tüm insanlığa katkı sağlayacak bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Üniversite; bu hedef doğrultusunda, Türkiye’de bir ilk olan “Proje Tabanlı Yeni Eğitim Modeli” ni hayata geçirmiş bulunuyor. Bu yeni eğitim modelinde, öğrenciler ezberleyerek değil deneyimleyerek öğreniyorlar. Kadir Has Üniversitesi; sadece bir tıkla ulaşılabilecek bilgileri ezberletmeye dayalı eğitim modelinin artık miadını doldurmuş olduğu inancıyla, öğrencilerinin beyinlerini bilgi yüklemek için değil bilgi üretmek için kullanmalarını amaçlıyor. 

Bu yaklaşımla öğretilecek tüm akademik konular birer projeye yönelik ve projeye uyarlanmış modüller içerisinde işleniyor. Ders planının ikinci yarı yılından başlayarak her dönem öğrencinin en az iki proje yapması, bu projelerdeki hedefe varacak şekilde alması gereken formasyonu sorgulaması ve o dönem içerisinde öğreneceği konularla bunu edinmesi sağlanıyor. Her proje için öğrencinin bir akademik mentoru, bir de sektörün önemli temsilcilerinde çalışan mühendis mentoru bulunuyor. Bu projelerin tanımlanmasında, yürütülmesinde ve değerlendirilerek notlanmasında programın endüstriyel paydaşları aktif olarak rol alıyorlar.  

“Beyaz Güvercinler Burs Programı” adını Kadir Has Üniversitesi Kurucusu ve ülkemizin en önemli hayırseverlerinden olan merhum Kadir Has’ ın öğrencileri için kullandığı “Beyaz Güvercinler” hitabından almış bulunuyor. Söz konusu Program, ülkemizin parlak zihinlerine Kadir Has Üniversitesi’ nde burslu eğitim görme şansı veriyor. Kadir Has Vakfı’nın ve bağışçılarının katkıları ile sürdürülen “Beyaz Güvercinler Burs Programı” kapsamında bursiyer öğrenciler; 

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup İstanbul dışında ikamet eden, başvuru sırasında 12. sınıfta eğitim-öğretimine devam eden ve YKS’ de ilgili puan türünde ilk 30 bine giren tüm başarılı öğrenciler “Beyaz Güvercinler Burs Programı” na başvurabiliyor. Program kapsamında;  

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi

Yazının Devamını Oku