Paylaş
ABD'li hukukçular şempanzelere yasal kişilik kazandırmak istiyor
ABD'de maymunların birey kabul edilmesini savunan hukukçular büyük bir davaya hazırlanıyor. İnsanın en yakın genetik akrabası olan belirli türdeki maymunların birer mülk olmaktan çıkarılıp, temel hak ve özgürlüklere, hatta insan gibi mutlu olma hakkına kavuşturulması için açılacak büyük davanın tarihi henüz belli değil. Hareket bir yandan zemin kazanırken, diğer yandan dirençle karşılaşıyor. Aynı köleliğe ve kadının birey olarak varoluşuna karşı gösterilen direniş gibi.
HERŞEY genetik şifrenin çözülme süreciyle başladı. İnsan ve şempanze DNA'sının yüzde 98 ortak özellik taşıdığı; insanla şempanze arasındaki genetik benzerliğin, at ile zebra, köpek ve tilki, hatta Afrika ve Asya fili arasındaki benzerlikten öteye gittiği anlaşılınca yeni bir hukuki mücadelenin temeli de atılmış oldu.
ABD'de 1993 yılında yayınlanan Büyük Maymun Projesi'nin yazarları Paola Cavalieri ve Peter Singer, orangutan, goril, şempanze ve pigme şempanzelere insanlarla eşit yasal haklar tanınması için mücadeleye başladılar.
Maymunlara eşitik projesi o günden bu yana çok sayıda taraftar topladı ve şimdi yeni bir aşamaya gelindi: Maymunların, özellikle de şempanzelerin birer birey olarak temel hak ve özgürlüklerden yararlandırılması. Yani şempanzelerin alınıp satılan bir meta olmaktan çıkarılması, yaşama hakkına kavuşturulması, deneylerde kullanılmasının ve işkencenin yasaklanması.
ABD'de şempanzelere kişilik hakkı tanınması hareketinin öncülüğünü yapan kişi Harvard Hukuk Fakültesi'nden Prof.Steven Wise. Geçen yıl yayınlanan ‘‘Rattling the Cage’’ (Kafesi Sarsmak) adlı kitabında Wise, şempanzeleri çocuklarla, doğmamış fetüsler ve zihinsel özürlülerle kıyaslıyor. Ve diyor ki; ‘Eğer bu kategorilerdeki insanların bedensel bütünlüğünü ve bedensel özgürlüğünü koruma hakkı varsa, o halde şempanzelerin de vardır.’ Çünkü şempanzeler de, kendi benliklerinin farkında, aynı insanoğlu gibi karmaşık duygulara ve ilişkilere sahip, işaretlerle iletişim kurabiliyor, matematiksel alanda sınırlı da olsa algılama gücüne sahipler. Demek ki, onların da çocuklar, otistikler ve özürlüler gibi koruma altında, yarı özerk bireyler olma hakkı var.
İNSAN NESLİNİ TÜKETİR
Wise ve Büyük Maymunlar Deklarasyonu adı verilen harekete katılan diğer hukukçular, savundukları davayı mahkemeye götürmeyi hedefliyorlar. Hareket içinde son derece dramatik planlar yapılıyor. Bir maymunun mahkemede ifade vermesi gibi. Hayvanın parmaklıklar ardındaki yaşamını işaret dili, ya da sentetik ses düzeniyle anlatması planlanıyor.
Ancak hukuki kamuoyu henüz buna hazır değil. Davadan olumlu bir sonuç çıkması şimdilik mümkün görünmüyor. Steven Wise ABD'deki sosyal ve entelektüel iklimin, 10 yıl içinde böyle bir davaya hazır hale gelebileceği düşüncesinde.
Şempanzelere tanınacak yasal haklar örnek teşkil edeceğinden diğer hayvan türleri için de benzer talepler gelmesinden endişe ediliyor. Muhaliflerin tezine göre dünya sonunda insan türü için yaşanmaz bir gezegen haline gelecek, bugünkü yaşam tarzı mutlaka değişecek, hayvanların mülkiyet hakkını kaybeden insan nesli tehlikeye girecek. Hayvanların etinden, sütünden, derisinden, balından tamamen yoksun kalabilecek.
KÖLELİK GİBİ
Primat uzmanı Frans de Waal şempanzelere kişilik hakkı tanınmasına, hele hele hayvanlarla kölelik arasında ilişki kurulmasına kesinlikle karşı çıkıyor. ‘Hak ve özgürlükler, sorumluluğu da içeren toplumsal bir sözleşmedir’ diyor. Ancak Büyük Maymunlar Deklarasyonu, şempanzeleri
cezai ehliyeti olmayan insan kategorisinde değerlendirdiği için ‘sorumluluk’ itirazı fazla önem taşımıyor. De Wal, maymunların kölelerle kıyaslanmasının insan neslini küçük düşürdüğünü de savunuyor, ancak esas olarak iki türün kıyaslaması söz konusu değil. Wise Harvard'da verdiği derslerde ve kitabında köleliğe ve hayvan haklarına karşı kullanılan retoriği kıyaslıyor sadece. Çünkü bir zamanlar kölelerin de duygulara sahip olmadığı, kendi başlarına yaşayamayacakları, okuma-yazma öğrenemeyecekleri söyleniyordu.
Hareketin en güçlü muhaliflerinden biri de hukukçu Richard Epstein. Chicago Üniversitesi'nden Prof.Epstein ‘Hayvanlarla insan arasındaki çizgi nereye kadar gidecek? Hangi hayvanlar kişilik haklarına kavuşacak. Bütün memeliler mi, otoburlar mı? Günün birinde bakterilerin de hakları olacak mı?’’ diyor.
Bakterilerin yaşam hakkı adına, diş fırçalamanın yasaklandığını düşünebiliyor musunuz?
Harvard Hayvan Hukuku kürsüsü
MAYMUNLARA kişilik hakkı için mücadele veren Steven Wise, bir zamanlar ceza avukatlığı yaparken Peter Singer'in ‘Animal Liberation’ adlı kitabından etkilenerek hayvan hukuku alanına geçmiş. Şu anda ülkenin önde gelen hayvan avukatlarından. Bir hayvan avukatı ne iş yapar diye merak ediyorsanız, sahip olduğu hayvanın hakkı ihlal edilen insanların davalarına bakıyor. Örneğin Massachussetts'de bir ailenin arka bahçede beslediği yedi koyun, komşunun köpeği tarafından telef ediliyor. Ailenin avukatlığını üstlenen Wise ‘manevi’ unsurları göz önünde bulundurarak koyunların piyasa değerinin üzerinde tazminat talebinde bulunuyor. The New York Times'daki açıklamasında şöyle diyor Wise, ‘Burada sözünü ettiğimiz koyunlar, eve girip çıkan, özel olarak çörek pişirilen koyunlardı. Onlar birer mülk değildi, aileyle aralarında duygusal bağ vardı.’
Hayvan avukatlığından daha da önemlisi, Wise Harvard Üniversitesi'nde hayvan hukuku alanında dersler veriyor. Kürsü geçen yıl açılmış. Yale, Georgetown ve birkaç üniversitede daha hayvan hukuku kürsüleri var. Bugün Amerika'da hayvan hukuku alanında çalışan yüzlerce avukat bulunuyor. Bu kişiler, hayvan haklarını savunan radikal grupların hukuki kolu olarak kabul ediliyor.
Paylaş