Viagra ve menopoz romantizmi

Geçen hafta Amerikan sinema gişelerinde tuhaf bir şey oldu. Tom Cruise'un oynadığı tipik Amerikan epiği Son Samuray, romantik bir komedi tarafından geçildi.

Bu tür destansı ve erkeksi büyük yapımlar hep bir numara olur ya, düşük bütçeli ve aşklı meşkli bir filmin gerisinde kalması yadırgandı. Üstelik Son Samuray'ı geçen yapım, iki geçkinin matrak aşk hikayesinden ibaret. Diane Keaton ile Jack Nicholson'ın oynadığı ‘‘Something's Gotta Give’’. Jack Nicholson tamam da, 57 yaşındaki Keaton'ın oynadığı aşık olunan kadın tipi Amerikan formatına biraz ters. İşte bu yüzden şimdi Amerikan medyasında yaşlı kadın şaşkınlığı yaşanıyor. Ve istatistikler ortaya dökülüyor. Efendim, 1990'larda bütün rollerin sadece yüzde 9'u 40'ını geçmiş kadınlara verilirken, geçen yıl bu oran yüzde 11'e çıkmış.

Türkiye'de henüz vizyona girmedi, görmedim ama film, Viagra, menopoz ve kalp krizi esprileriyle doluymuş. Diane Keaton 55 yaşında, yıllardır seks yapmamış bir senarist, Jack Nicholson ise 63 yaşında, kadın fatihi bir işadamı. Ve hayatında ilk kez olgun bir kadını gencine tercih ediyor. Kızının peşinden koşarken, annesine aşık oluyor.

Yani son olarak yarı yaşındaki Helen Hunt'la ‘‘Benden Bu Kadar’’da romantik bağlantı halinde gördüğümüz 66'lık Nicholson nihayet perdede kendi yaşını canlandırıyor. Viagra desteğinden kalp tutmasına, yaşına uygun her motif mevcut. Yirmilik, otuzluk kadın oyuncular karşısındaki çakı gibi Nicholson'ın o kedi Garfield gülüşü yerli yerinde durmasına karşın, anlaşılan karizma aynı karizma değil.

Hollywood'da erkek aktörlerin raf ömrü kadınlara göre daha uzun, hani neredeyse son kullanma tarihleri yok. Kırkını geçmiş kadın oyuncular anne, müşfik hemşire, canayakın komşu, çörek pişiren teyze gibi yan rollere itilirken, erkekler bir ayağı çukura bakan yaşlarda da olsa hep jönü oynarlar. Sadece Jack Nicholson değil, Robert de Niro, Robert Redford, Sean Connery, Clint Eastwood ilelebet jöndür. Kim Basinger gibi seksi bir sarışın olsa da kadın oyuncular 40'ları aşınca aşk ortamında yadırganır.

Şimdi 57 yaşındaki Diane Keaton'ın esas kadını oynadığı bir filmin çekilmesi yetmiyormuş gibi, bir de bu filmin hafta sonunda Son Samuray'ı geçmesi, Amerikan medyasında şaşkınlık yarattı. Gerçi Som Samuray bir hafta önce vizyona girmişti. İlk haftasonu 24 milyon dolarlık gişeden sonra ikinci haftasonu ancak 14 milyon dolara ulaşabildi. Aynı gün vizyona giren Something's Gotta Give ise 17 milyon dolarla gişe birincisi oldu. Tabii 17 milyon dolar Hollywood standartlarına göre müthiş bir meblağ değil, ancak Amerikalı yapımcılara göre üst yaşlardaki kadınlar en cimri kitleyi oluşturuyor. Bu şartlarda 17 milyon dolar iyi para.

Newsweek'ten New York Times'a bütün Amerikan medyasında filmin eleştirileri ‘‘yaşlı kadın’’ faktöründe odaklanıyor. Konu sadece Diane Keaton değil. Şu anda İngiltere'de bir numara olan ve gerçek yaşam öyküsünden adapte edilen ‘‘Calendar Girls’’e de göndermeler yapılıyor. ABD'de bugünlerde vizyona girecek filmde 40-50 ve 60'lı yaşlardaki bir grup İngiliz kadın, lösemili bir hasta için para toplamak uğruna çıplak takvim yapıyor. Bu filmin de iyi gişe yapacağını tahmin eden medya, yaşı geçkin kadın oyuncularla ilgili birtakım istatistikler veriyor.

Örneğin araştırmalara göre, yaşı kırkı aşmış kadınlar, geçen yıl tüm sinema ve televizyon rollerinin yüzde 11'ini almış. Oysa bu oran 1990'larda yüzde 9'muş. Kırk ve üstü erkeklere gelince, onlar da geçen yıl tüm rollerin yüzde 26'sını kapmışlar. Yani iki cinsin geçkinleri arasında halen uçurum mevcut.

Mel Gibson ile Helen Hunt'ın oynadığı Kadınlar Ne İster'i de çeken yönetmen Meyers, 50'sini aşmış kadınlarla ilgili önyargıları yıkmaya çalıştığını söylüyor. ‘‘Kadınların belli bir yaştan sonra sanki görünmez olduğu daha az arzulandığı gibi yaygın bir kanı var. Filme şöyle bir bakın, kadının aslında yaşı ilerledikçe hiçbir şey kaybetmediğini göreceksiniz.’’

Diane Keaton ise sadece kadınlar değil erkeklerle ilgili önyargılara da karşı çıkıyor: ‘‘Filmlerdeki yaşlı erkeklerin sadece genç kadınlarla seks yapmak istemesi çok aptal bir klişe. Erkekleri böyle bir kategoriye yerleştirmek çok abes.’’

Görmediğim için çok iddialı konuşmak istemiyorum ama, galiba filmde yine de bir haksızlık var. Keaton'ın Nicholson'ı Keanu Reeves'e tercih etmesi. Jack Nicholson'ın anneyi tercih etmesine karşın, Nicholson'ın doktorunu oynayan Reeves, teyzesi yaşındaki Keaton'a meylediyor, ancak karşılık bulamıyor. Bu tercih haklı mı şimdi?
Yazarın Tüm Yazıları