NASA’nın, astronotlar yerçekimsiz ortamda yazabilsin diye 10 yılda 12 milyon dolarlık yatırımla değiştirilebilir kartuşlu tükenmez kalem yaptırdığını, buna karşılık Rus kozmonotların daha pratik davranıp adi kurşunkalem kullandığını ben yeni okudum.
Meğerse bu geyik 40 yıldır dilden dile dolaşırmış. Geyik diyorum, çünkü doğru değilmiş. Daha doğrusu böyle bir kalem var ama, NASA buna 12 milyon dolar harcayacak kadar ahmak değilmiş. Ayrıca Fisher marka uzay kalemini Ruslar da kullanıyormuş.
Rusların Soyuz uzay araçları, buzdolabı veya düdüklü tencere gibi çok eski marka evladiyelik külüstürlere benzer. 60’lardan kalma Soyuzlar, o hantal görünümlerine rağmen bugün hálá uzay seferine çıkıyor, gümbür gümbür yere iniyorlar. Kimsenin de burnu kanamıyor.
Amerikalıların uzay mekikleri ise daha ileri teknoloji ürünü olmalarına, tekerlek üstü iniş yapabilmelerine rağmen dökülüyor. Challenger ve Columbia faciaları malum.
İşte babayani Soyuzlar ile fiyakalı uzay mekikleri arasındaki bu zıtlık, "Amerikalılar işlevsiz lükse para harcar, Ruslar ise köhne yöntemlerle işini görür" mesajı veren uzay kalemi efsanesine hayli katkıda bulunmuş.
NASA’nın, Ruslarla uzay yarışına girdiği 60’larda tam 10 yıl vakit harcayıp 12 milyon dolara Fisher marka kalemi ürettiği bilgisine birçok kaynakta rastlamak mümkün. Bürokratik ahmaklık yüzünden hükümet fonlarının çarçur edilmesine örnek gösterilen bir vaka olarak.
Ancak işin doğrusu şu: Fisher marka meşhur kalem Paul Fisher adlı Amerikalı mühendis tarafından icat ediliyor. Fisher’in, yaklaşık iki yıl içinde 2 milyon dolarlık harcamayla geliştirdiği bu kalem uzayda olduğu gibi su altında, eksi 45 dereceden 200 dereceye her ısıda, yağlı ve ıslak yüzeyde ya da yukarı doğru dik vaziyette de yazabiliyor, raf ömrü de 100 yıldan fazla.
Paul Fisher, 1940’larda icat ettiği bilye uçlu kalemi, basınçlı kartuşla mükemmelleştiriyor; mürekkep, yerçekimi olmasa da tungstenden imal edilmiş bilyeye akıyor. Mürekkebi de özel, yoğun kauçukumsu. Oysa sıradan tükenmezlerde mürekkebin bilyeye yürümesi için yerçekimi gerekiyor.
NASA yoğun testlerden sonra 1967 yılında Apollo uçuşları için bu kalemlerden almaya başlıyor. Fisher marka uzay kalemi, Walter Cunningham yönetimindeki Apollo 7’yle 1967 yılında ilk uzay seferine çıkıyor ve o tarihten bu yana her sefere eşlik ediyor.
KURŞUNKALEM DEYİP GEÇMEYİN
1967 öncesinde astronotlar, bilye uçlu tükenmez kalemlerin yerçekimsiz ortamda yazmadığını fark edince mecburen kurşunkalem kullanılıyor. Ancak kalem tozunun uzay kapsülü içinde etrafa saçılması ya da kalem ucunun kırılıp elektronik cihazlara zarar vermesi ihtimali de tedirginlik yaratıyor.
Üstelik kurşunkalemler pahalıya da mal oluyor. 1965 yılında Gemini Projesi için Tycam Engineering Manufacturing şirketinden birim başına 128.89 dolara 34 adet mekanik kurşunkalem aldığı için savurganlıkla suçlanan NASA kalem açmazını nasıl çözeceğini düşünürken Paul Fisher ortaya çıkıyor. NASA, iki yıl uzun uzadıya testler yapıp iyice ikna olduktan sonra birim başına altı dolar ödeyip 400 adet Fisher tükenmez kalemi alıyor
Sovyetler Birliği de, 1969 yılında Soyuz seferlerinde kullanmak üzere 100 adet tükenmez ve 1000 kartuş alıyor. Bugün artık ıskartaya çıkarılmış bulunan MİR uzay istasyonunda da kozmonotlar Fisher’le yazıyor.
Hatta Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra paraya sıkışan Ruslar MİR’in masraflarını karşılayabilmek için 1998 yılında Fisher’in reklamına bile çıkıyorlar. MİR’le bağlantı kurarak reklamı yayınlayan Amerikan QVC alışveriş kanalındaki senaryo şu: MİR komutanı Anatoli Solovyev ile uçuş mühendisi Pavel Vinogradov uzay kalemi üzerine muhabbete dalıyor, ancak teknik bir problem nedeniyle sesleri duyulmuyor. Bunun üzerine tahtaya Fisher’le "QVC" yazıyorlar, sorun çözülüyor.
HAYAT KURTARAN KALEM
Fisher’in hayat kurtardığına dair bir hikaye de var. Hem de uzayda en büyük adımın atıldığı Apollo 11’in ayda yürüyüş seferinde. Rivayete göre Neil Armstrong ve Edwin Aldrin dünyaya dönmek üzere ay modülüne binerken, astronotlardan birinin sırtındaki yaşam destek çantası modülün motorunu harekete geçiren plastik kola takılıp mekanizmayı kırıyor. İki astronotun ana uzay aracına geçebilmesi için modülün mutlaka çalışması gerekiyor. Aldrin telsizden "Houston bir sorunumuz var" deyince, bir NASA uzmanı çözüm üretmek üzere merkez üste bulunan modülün kopyasındaki kolu kırıyor ve çeşitli alternatifleri denemeye başlıyor. Kol yerine geçecek bir çubuğu nereden bulabilirler diye düşünürken aklına uzay kalemi geliyor. Astronotlar kırılan kol yerine kalemi takıp motoru çalıştırmayı başarıyorlar ve Apollo’ya ulaşıp dünyaya dönebiliyorlar.
Dünyaya dönen Armstrong ve Aldrin’le birlikte karantinaya giren NASA’nın halkla ilişkiler yetkilisi John McLeish, bu hikayeyi astronotlardan dinliyor ve sonra Paul Fisher’e aktarıyor. İşte o gün bugündür, Fisher şirketinin tanıtımlarında hep şu ifade yer alıyor: "Fisher uzay kalemi olmasaydı, belki bugün Armstrong ve Aldrin hálá ayda olacaktı." UZAY KALEMİNİN MUCİDİ
Uzay kalemini yaratan Paul Fisher kamyon şoförlüğü, muhasebecilik ve rulman fabrikasında müdürlük gibi birçok iş yapmış. 1945 yılında, ürettiği tükenmezler mürekkep akıtıyor diye bir şirketin iş teklifini reddedip, 1948 yılında Fisher Pen’i kurmuş. Kendi tükenmezleri de önceleri akıtmış, 10 bin kalem çöpe gitmiş. "Bullet" (mermi) adı verilen o ilk tükenmezler bugün hálá çok satıyor. Şirketin bugün yıllık cirosu 8 milyon dolar. Uzay kalemlerinin fiyatı 3.50 ile 250 dolar arasında değişiyor. Titanyum-nitrat uçlu olanı 1000 dolar.