Üçüncü sayfacıların dayanılmaz terörü

Yok, bunlar bizim gazetelerin değil, İngiliz bulvar gazetelerinin üçüncü sayfaları. Özellikle de The Sun'ınki. Bizim üçüncü sayfalardan kan; The Sun'ın üçüncü sayfasından ise bal damlıyor.

1970 yılından beri, hep aynı sayfada üstsüz kız fotoğrafları kullanıyor The Sun. Bu kızlara itiraz edildiği noktada ise terör başlıyor. Bu fotoğraflar onlar için bir çeşit namus meselesi. Köşe güzellerini eleştirme özgürlüğü kesinlikle yok. Çünkü üstsüz kızlara dil uzatan bir kadın hemen yaşlı, çirkin ve şişman damgasını yiyor. Ne caydırıcı güç ama. Sıkıysa itiraz edin. Ama, şöyle bir gerçek de var; aslında kadınların çoğu köşe güzellerini umursamıyor.

Rebekah Wade, dünyada Sorbonne mezunu olan ilk ve tek bulvar gazetesi yayın yönetmeni. İyi eğitimli bir gazeteci.

Ancak kendisi biraz muzır.

Dünyanın en maço gazetelerinden biri sayılabilecek The Sun'ın yayın yönetmenliğini bir erkekten devraldıktan bir yıl sonra, tiraj kaybedince birden saldırganlaşıyor. Gazetenin 33 yılık namusu olan üçüncü sayfa güzeline dil uzatan eski bakan Clare Short'u kepaze ediyor. Üçüncü sayfayı pornografik bulan Short'un başını fotomontajla çıplak bir vücudun üstüne yerleştirdiği gibi, bir takım namlı üçüncü sayfa güzellerinin ağzından kadına hakaret ediyor. Bu kızlar, Short'un şişman, çirkin ve yaşlı olduğu için köşeye saldırıda bulunduğunu, kendilerinin ise genç ve güzel oldukları için onun gibi kapanmak zorunda olmadıklarını ilan ediyorlar.

Daha önce de köşe güzellerine musallat olan Short zaten uzun süredir İngiliz bulvar basınında ‘‘Zevk düşmanı’’ lakabıyla anılıyor. Üçüncü sayfa güzellerini yasaklatmak için meclise önerge verip bozguna uğradığı 1987 yılından beri tabloidler Short'a düşman.

Ancak Short'a yapılan muamele İngiliz basınında bir ilk değil. Daha önce de Avrupa Komisyonu'nun sosyal işlerden sorumlu üyesi Anna Diamantopulu, Daily Mail tarafından benzer bir davranışa maruz kalmıştı.

Yunanlı Diamantopulu bulunduğu mevki itibarıyla Clare Short'tan çok daha tehlikeli. Diamantopulu geçen yıl, AB ülkelerindeki gazetelerde, kadını cinsel obje konumuna indirgeyen ve cinsel ayrımcılık güden haber ve fotoğraflarla, reklamlara yayın yasağı getirilmesi için çalışma başlatmıştı. Ve bu bilgi ofisinden sızınca bulvar basınında büyük kıyamet kopmuştu.

Daily Mail gazetesi de Diamantopulu'nun başını, kırmızı erotik iç çamaşırlı bir bedenin üzerine monte etmiş ve kadına histerik demişti. Ancak bıyıklarından bira damlayan erkeklerin hoşlanacağı tarzda, kadın düşmanı esprilerden birini kapak sayfasına basıp, ‘‘Eğer Diamantopulu kazanırsa, bu tür şakaları okuyamazsınız’’ diye yazmıştı.

Erkeklerin mahrum kalacağı o müthiş espri de şu: ‘‘Otomobiller neden beş viteslidir? Kadınlar en azından birini bulabilsin diye.’’

Tabii Diamantopulu da aynı Short gibi bozguna uğradı. AB Komisyonu'ndan hemen, biz sansürcü değiliz, kimseyi çıplak kızlardan mahrum etmeyiz türünden açıklamalar geldi. Eh yasaklamak kolay değil tabii, The Sun'ın 3.5 milyon, en yakın rakibi Daily Mirror'un da 2 milyon tirajı var.

Geçen yılki bulvar ayaklanmasına katılanlar arasında Alman Bild gazetesi de vardı. Birinci sayfasında muhteşem bir sarışının çıplak fotoğrafını basan Bild, ‘‘AB, birinci sayfadaki güzel kızları yasaklamak istiyor’’ diye başlık atmıştı. Bild, günün üstsüzünü birinci sayfasında kullanıyor.

Oysa AB'nin herhangi bir yayını sansürlemesi o kadar kolay bir iş değil. Yasaklama kararı komisyondan geçse bile, önce üye ülkelerin hükümetleri, sonra da Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor ki, bu organların hiçbirinde kadın çoğunluğu söz konusu değil.

KİMİN UMURUNDA

Gazetelerin herhangi bir köşesinde üstsüz fotoğraf yayınlanması umurumda değil. Kadınların çoğunun umurunda değil. Hatta erkeklerin de çok fazla umurunda değil.

İngiltere'de bir gazetecilik okulu öğrencisinin yaptığı araştırma bu sonucu açıkça ortaya koyuyor. Üçüncü sayfa güzellerini master tez konusu olarak seçen Jo Ash adlı kız öğrenci, internet üzerinden binlerce kişiye ulaşarak köşe güzelleri hakkında ne düşündüklerini soruyor. Sonuç ilginç: Kadınlar, üstsüz fotoğraflardan nefret etmiyor, erkeklerin tamamı da pek öyle bayılmıyor. İnsanlar köşe güzelini İngiliz kültürünün bir parçası olarak görüyor.

REBEKAH WADE DÖNEK Mİ, YOKSA ONUN DA MI UMURUNDA DEĞİL

Bu şartlar altında The Sun'ın 34 yaşındaki kadın yayın yönetmeni Rebekah Wade'in son bir yıllık icraatı da, toplumsal trende uygun görünüyor. Göreve gelir gelmez ilk iş üçüncü sayfa güzelini kaldıracağı iddia edilen Wade geleneği aynen devam ettiriyor. Köşe güzellerine karşı toplu bir kadın hareketi olmadığına göre, kaldırması için gerçekten bir neden yok.

Ancak Wade'in bir de yönetmenlik öncesi icraatı var. İşte o dönemde The Sun'ın iki numarası olan Wade, üçüncü sayfaya itiraz eden kesimde yer alıyor. Kadın Gazeteciler Grubu’nun kurucusu ve eski başkanı olan Wade, kadınlarla ilgili haber ve fotoğrafların erkek bakış açısıyla yayınlandığını, kadınların medyada çok düşük düzeyde temsil edildiğini savunan bir rapor sunuyor.

O dönemde The Sun'ın pazar gazetesi News of The World'un yayın yönetmeni olan Wade, çok cüretkar bir iş daha yapıyor. Cinsel suç işleyenlerin, sübyancıların fotoğraflarını polisten alıp tek tek basıyor. Ancak zanlıların teşhir edilmesi, bazı mahallelerde insanların sapık avına çıkmasına yol açtığı için yoğun eleştiri alıyor.

Rebekah, The Sun'ın başına geçtikten sonra erkek kalemler kışkırtıcı yazılar döşeniyor, bakalım köşe güzelini kaldırabilecek misin diye. O ise hiç umursamıyor. Tabloid düşmanı ciddi gazete The Observer'dan kadın meslektaşı Victoria Coren ise Wade'in üçüncü sayfa formatına devam etmesini şöyle destekliyor:

‘‘O resimleri hiç umursamıyorum, kız arkadaşlarım da umursamıyor. Göğüslerimin kapalı kumaşlar ardında kaldığı genç kızlık yıllarımda o resimler bana gerçekten müstehcen görünürdü. Ancak o günden bu yana, ikinci derecede önemli cinsel organım plajlarda sergilendi, doktorlar elledi, tabii birkaç erkek de yakından gördü. Ve artık umursamaz oldum, eninde sonunda meme işte. Üçüncü sayfaya karşı çıkmayı ben de isterdim ama artık enerjim yok. Sanırım Rebekah Wade de aynı durumda.’’

Bence de öyle.
Yazarın Tüm Yazıları