ABD'de başkanlık seçimine bir yıl var. Kampanyanın müstakbel manzarası şimdiden belli.
Bir numaralı mesele, Irak. Demokratlar, Cumhuriyetçi Başkan Bush'u Irak konusunda yalan söylemek ve milleti kandırmakla suçluyor. Cumhuriyetçi cephe ise karşı tarafı ‘‘Teröristlere saldırdığı için Bush'a saldırmakla’’ suçluyor. Yani hayli çirkin bir kampanya olacak. Ancak medya yorumcularına göre kampanyayı daha da çirkinleştirecek başka bir mesele var: Gay evlilikleri.
Daha ilk bakışta şok edici bir karardı, ancak gölgesinin bu kadar uzun olacağı tahmin edilemezdi. ABD'nin Massachusetts eyaleti Yüksek Mahkemesi'nin alacağı bir kararın, seçim kampanyasında Irak kadar önemli bir konu olması beklenemezdi.
Mahkeme önceki hafta, eşcinsel çiftlere evlilik yasağının, eyalet anayasasına aykırı olduğuna karar verdi. İki birey sırf aynı cinsten oldukları gerekçesiyle, evliliğin yarar ve yükümlülüklerinden men edilemezdi. Çünkü evlenmek isteyen gay çiftler, nikah bağıyla yasal koruma altına girmek, miras hakkına kavuşmak istiyorlardı. Evliliğin ‘‘iki birey’’ arasındaki bir bağ olduğuna hükmeden mahkeme, eyalet meclisine nasıl bir uygulama yapılması gerektiğini empoze etmiyor, ancak gay evliliklerini bir şekilde yasal kılması için 180 günlük süre tanıyordu.
Bu kararla birlikte muhafazakar cephede alarm zilleri çalmaya başladı. O 180 gün içinde, eşcinsellerin ömür boyu sadakat yemini etmelerini engelleyecek yasal bir formülasyon bulmaları gerekiyordu. Çünkü gay ve lezbiyenler Massachusetts'te evlenmekle kalmayıp, nikah bağının diğer eyaletlerde de tanınması için harekete geçebilirlerdi.
Başkan George W.Bush'un Cumhuriyetçi Partisi içindeki koyu muhafazakar kanat, gay evliliklerini engellemek için anayasa değişikliğinin 2004 seçim kampanyasının öncelikli konusu haline getirilmesini istiyor.
Ve bu sağ kanat Bush'un gaylere karşı ortaya koyduğu performanstan pek memnun değil. Geçen temmuz ayında ABD Yüksek Mahkemesi, eşcinsel seksin yasaklanamayacağı yönünde bir karar alınca, fikri sorulan Bush, ‘‘Hepimiz günahkarız’’ diye başladığı konuşmasını şöyle bitirmişti: ‘‘Toplumun, bireylerin tercihlerine saygı göstermesi gerektiğini düşünüyorum.’’
Ancak son mahkeme kararından sonra Bush'un tepkisi daha sert oldu: ‘‘Evlilik, bir erkekle kadın arasındaki kutsal bir müessesedir. Mahkeme bu önemli prensibi ihlal ediyor. Evliliğin kutsallığını korumak için gerekli her türlü yasal önlemi alacağım.’’
Böylece Cumhuriyetçi Partili Temsilciler Meclisi üyesi Marilyn Musgrave'in geçen mayıs ayında Kongre'ye sunduğu anayasa değişikliği önergesi yeniden gündeme geldi. Musgrave'in değişiklik önergesine göre federal anayasa, evliliğin bir kadın ile erkek arasında yapılacağı şartını getiriyor ve bu şartı tüm eyalet anayasaları ve diğer kanunlar üzerinde geçerli kılıyordu.
Bush'un anayasa değişikliğinden yana tavır alıp almayacağı tabii ki seçmenin eğilimine bağlı. İkinci kez seçilmek için Irak savaşının haklılığını kanıtlamak zorunda olan Bush, bir yandan da gay evlilikleriyle ilgili toplumsal nabza göre şerbet vermek durumunda.
Son anketlere göre ABD'li yetişkinlerin yüzde 59'u gaylerin kilisede evlenmesine karşı çıkıyor. Protestanlar arasındaki oran ise yüzde 80. Bush'un siyasetteki bir numaralı akıl hocası Karl Rove'a göre 2000 yılındaki seçimde bu gruptan tam randıman alınamadı. Yani Protestanların 2004 yılında daha ehlileştirilmiş seçmenler haline getirilmesi gerekiyor.
Peki gayler arası evlilik federal anayasa eliyle yasaklanırsa ne olur? Liberal yorumculara göre devlet, bireyler arasındaki cinsel ilişkiye yeniden el atmış olur. Devleti yatak odasından çıkarmak yolunda alınan mesafe de boşa gider. Oysa uzun bir mücadele döneminden sonra evlilik, devleti ilgilendiren bir ‘‘müessese’’ olmaktan çıkıp bireyleri ilgilendiren bir ‘‘ilişki’’ haline gelmişti.
ABD'de eşcinsellik konusunda en bilgili yetkili Başkan Yardımcısı Dick Cheney. Bir lezbiyen babası olan Cheney, 2000 yılındaki başkanlık kampanyasında şöyle demişti: ‘‘İnsanlar istedikleri türde ilişki kurmakta özgür olmalı. Bu iş başka kimseyi ilgilendirmez. Evlilik konusunda ise her eyalet istediği yönde karar alır. Bu konuda federal bir politika gerekmiyor.’’
Şimdi bütün liberaller, aşırı muhazafazakarların Cheney'in sözlerine kulak vermesini istiyor.