Paylaş
Alman pembe dizi yayınevi Cora, Sevgililer Günü nedeniyle 20 ülkede 7800 kadın ve erkek arasında bir anket yapmış. Bence anketin en çarpıcı yanı ev işi yapan erkeklerin romantik olup olmadığı sorusu. ABD'deki kadınlara göre hem de nasıl romantik, üstelik de erotik. Alman ve Norveçli kadınlar ise süpürge-faraşlı erkekleri, romantik değil, birer ‘‘hıyar’’ olarak görüyor.
İstanbul'da görülen bir tecavüz davasıydı. Yargıç, tecavüze uğrayan genç kızın kardeşi tanık olarak dinlenirken, ‘‘Kızım, böyle açık saçık gezersen sana da tecavüz ederler’’ diye çıkışmış; kendini bilen herkes bu sözler yüzünden şok geçirmişti.
Şimdi İtalya da benzer bir şok yaşıyor. Bizimkiyle aşağı yukarı aynı kafaya sahip yargıçlar heyeti, blucinli bir kadına tecavüz edilmesinin teknik yönden imkansız olduğuna karar vererek bütün İtalyan kadınlarını ayağa kaldırıyor. Çünkü mahkeme, tecavüze uğrayan Rosa adlı 18 yaşındaki kızın, üzerindeki blucini çıkararak saldırgana yardım etmiş olması gerektiğini düşünüyor.
Basın da koro halinde protestocu kadınlara katılıyor. La Stampa ‘‘Blucin tecavüz nedeni’’ diye başlık atıyor, bir başka gazete, gerekçeli kararı ‘‘Tecavüzcünün el kitabı’’ diye tanımlıyor. Hemen bütün kadın örgütleri, kadın milletvekilleri artık tecavüzün serbest bırakıldığını ve cinsel saldırıya uğrayan hiçbir kadının adalete başvuramayacağını savunuyor.
Bence bu konu Sevgililer Günü'yle çok yakından ilgili. Yılın 364 günü haksızlığa uğrayıp, bir gününde pohpohlanan kadınlar 14 Şubat'ta çiçek ve çikolataya boğuluyor. Sonra da İtalya örneğinde olduğu gibi, adalet nezdinde bile adaletsizliğe uğruyor. Çünkü adaleti de erkek kafası temsil ediyor.
Erkek haksızlığına başkaldırının bir başka örneği de geçen hafta Japonya da görüldü. Japonya kadınların el üstünde tutulduğu bir ülke değil, olay normal karşılanabilir ama, yine de pes.
Doğum kontrol hapını tam dokuz yıldır bekleten Japon Hükümeti'nin, iktidarsızlık ilacı Viagra'ya sadece altı ay içinde onay vermesi, Japon kadınlarını çileden çıkardı. Dünyanın en uysal kadınları bugüne kadar görülmemiş bir şekilde isyan ettiler. Doğum kontrol hapının onaylanması için oluşturulan baskı grubunun lideri Midori Aşida, ‘‘İhtiyar herifler ne isterse oluyor, biz kadınlar istedik mi olmuyor. Bu toplumu erkekler yönetiyor’’ diye kestirip attı. Büyük gazeteler de Sağlık Bakanlığı'nı çifte standart uygulamakla suçladılar. Japon kadınının, ABD'de 1960'da onaylanan haptan yoksun bırakılması, insan hakları ihlali olarak niteleniyor.
Sağlık Bakanlığı ise doğum kontrol hapına muhtemel yan etkileri nedeniyle izin vermediğini ileri sürüyor. Oysa ki, ABD'de Viagra kullanan 130 erkeğin öldüğü biliniyor. Üstelik bunların arasında bir de Japon var.
ROMANTİZM RAPORU
Cora'nın Romantizm Raporu'ne gelince; 14 Şubat günü erkek romantizminin test edileceği belirtiliyor. Tabii bir günlük testten geçmek kolay. Kadın-erkek ilişkileriyle ilgili bütün bildik anketlerde olduğu gibi, sorulara asla ve asla gerçeği yansıtmayan yanıtlar veriliyor. Örneğin Hollandalı erkeklerin sadece yüzde 5'i, romantik bir akşamın yatakta sonuçlanması gerektiğini söylüyor.
Bazı umutsuz durumlar da var. Japon kadınlarının yüzde 60'ı romantizmin erkeklerin işi olduğunu düşünüyor. Asla gerçekleşmeyecek bir beklenti.
Şöyle kuyruklu yalanlar da var: Anketin yapıldığı 20 ülke ortalamasına göre erkeklerin yüzde 58'i, karşı cins uğruna değişmeye hazır olduğunu belirtiyor.
Dediğim gibi anketin en çarpıcı yanı süpürge-faraş meselesi.
Paylaş