Ayşe Özek Karasu: Medya kanalıyla terörizm



Ayşe Özek KARASU
Haberin Devamı

Amerika'da Nürnberg Dosyaları adı altında korkunç bir vaka yaşanıyor. Kürtaja ölümüne düşman aşırı dinci Hıristiyan bir grup, kürtaj kliniklerine girip çıkanların görüntülerini çekip, bunları internette Nürnberg Dosyaları diye yayınlıyor. Bu kişileri açıkça hedef gösteriyor. Sadece görüntüler değil, kürtaj yaptıran ve kliniklerde çalışanların isimleri de yayınlanıyor. Fanatiklerin öldürdüğü kişilerin isimlerinin üzeri çizilmiş. Diğerleri ise öylece savunmasız, açıkta bekliyor. Ve şimdi Amerika şunu tartışıyor: Bu terörizm midir, yoksa bir çeşit gazetecilik mi?

ONLARA göre şeytan, Tanrı'nın çocuklarını yiyor. ABD'nin dört bir köşesindeki tapınaklarında, yani kürtaj kliniklerinde her gün binlerce doğmamış canla besleniyor.

Bu fanatik inanca göre ortada binlerce cinayet olduğundan, ileride açılacak büyük dava için kanıt toplamak ve medya kanalıyla olayı dünyaya duyurmak gerekiyor. Bu nedenle de internette ‘The Christian Gallery News Service’ adlı bir haber sitesi oluşturulmuş. Sitenin mimarı Neal Horsley'e göre burada, fikir özgürlüğüyle ilgili anayasa maddelerinin güvencesi altında gazetecilik yapılıyor.

Federal yasayla güvence altına alınmış kürtaj haklarını savunan gruplar ise aynı fikirde değil. Çünkü internette resim ve isim yayınlamak suretiyle kürtaj karşıtı fanatiklere ‘öldürüleceklerin listesi’ sunulmuş oluyor. Yani bunun adı gazetecilik değil, terörizm. New Yorklu kürtaj doktoru Barnett Slepian'ın bir sapık tarafından öldürüldüğü ve kürtaj kliniklerinde defalarca katliamlar yapıldığı düşünülürse, terörizm iddiası daha doğru bir fikir gibi görünüyor.

Ölenlerin adları üzerine siyah renkte çizik atılması geri kalanları hedef tahtası haline getiriyor. Bu kadarla da kalmıyor. ‘Bebek kasaplığını destekleyenler’ başlığı altında, Bill ve Hillary Clinton'dan Bob Dole'a kadar sayısız politikacının, Jane Fonda ve Whoopi Goldberg gibi Hollywood yıldızlarının isimleri yer alıyor. Kürtajı serbest bırakan Yüksek Mahkeme yargıçlarıyla, klinik sahipleri ve çalışanlarının isimleri de ayrı başlıklar altında. 225 doktorun isimleri, arabalarının plakaları ve adresleriyle birlikte, çocuklarının hangi okula gittiği de verilen bilgiler arasında.

İnternetteki belgelere Nürnberg Dosyaları adının verilmesi İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Nürnberg davalarına dayanıyor. Bu davalarda delil yetersizliğinden birçok Nazi savaş suçlusu cezasız kaldığı için, şimdi kürtajcılarla ilgili mümkün olduğunca bol miktarda kanıt toplamaya çalışıyorlar. Potansiyel muhbirlere seslenerek, adı verilen suçlulara ait resim, video görüntüsü, oto plakası, ev ve iş adresi, bu kişilerin çocukları, eşleri ve arkadaşlarının isimleri, sosyal sigorta numarası, parmak izi kartı, sabıka kaydı gibi verilerin toplanması isteniyor.

Böylece hazırlanan dosyalar sayesinde günün birinde insanlık suçu işleyenlerin yargı önüne çıkarılması hesaplanıyor.

CANLI YAYIN

Ve şimdi kürtaj hakkını savunanları iyice ayaklandıracak başka bir proje başlatılıyor. Kliniklerin çevresinden webcam'ler aracılığıyla canlı yayın. İnternet kanalıyla başvuruda bulunacak gönüllülerin eline birer webcam verilecek ve görüntüler yayınlanacak. Yani dileyen sapık, Abortioncams.com'daki canlı görüntüyü izledikten sonra gidip rahatlıkla katliam yapabilir.

Bu arada gönüllülere şu uyarıda da bulunuluyor: ‘Şeytan, webcam projesinden nefret ettiği için onun gazabına uğrayabilirsiniz. Çünkü en sevdiği gıdadan mahrum kalacak!’ Hesaba göre kadınlar canlı yayından çekindikleri için bu proje caydırıcı rol oynayacak. Bir de ayrıca internet sitesinde pişman olanlar için günah çıkarma köşesi de bulunuyor.

YASALAR KORUYOR

Kadınların anayasal hakkına tecavüz edip, ölüm listeleri çıkararak gazetecilik yaptığını iddia eden Neal Horsley Tanrı'nın Ordusu adlı yeraltı örgütünün başında bulunuyor. Bu örgüt, tanrıtanımaz olduğu gerekçesiyle Amerikan Yönetimi'ne savaş ilan etmiş durumda. Eşcinselleri de hedef alan örgüt, kürtaj yaptıran kadınların mutlaka cezalandırılacağını savunuyor.

Bütün bu dehşet verici unsurlara rağmen örgüt, eylem değil ama fikir bazında yasaların koruması altında bulunuyor. Oregon'da görülen bir dava bu konuda örnek oluşturuyor. Aile planlamasını savunan bir grup, kürtaj yapan doktorların isimleriyle resimlerini ve diğer kişisel bilgileri yayınlayan Amerikan Yaşam Eylemcileri Koalisyonu (ACLA) adlı örgütü dava etmişti. Federal jüri davacıyı haklı bulmuş ve karşı tarafı 109 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum etmişti. Ancak bu karar geçen mart ayında Temyiz Mahkemesi tarafından bozuldu. Mahkemenin gerekçesi şöyleydi:

‘Herhangi bir şahsın, gelecekte, başka bir şahıştan zarar göreceği varsayımıyla fikir özgürlüğü cezalandırılamaz.’

Şimdi tarafların kozlarını Yüksek Mahkeme'de paylaşması bekleniyor.

FBI

ABD'deki kürtaj karşıtları FBI'ın çok sıkı takibi altında, ancak bugüne kadar hiçbir eylemci örnek teşkil edecek şekilde cezalandırılmadı. Son on yılda 7 cinayet ve 17 cinayete teşebbüs var. New York'ta Dr.Barnett Slepian'ı öldüren James Kopp Fransa'da yakalandı. ABD'ye iadesi için bürokratik süreç işlemeye başladı. İki kürtaj kliniğiyle birlikte bir gay barını bombalayan, Atlanta Olimpiyatları sırasında da bombalı eylem yapan beyaz ırkçı Eric Rudolph da halen FBI'ın en çok aranan 10 suçlu listesinde bulunuyor.

Kürtajcıları kovalayan Tanrı'nın Ordusu adlı örgütün mensuplarını sıkı takibe alan FBI'ın ajanları, bu kişileri sık sık ziyaret ediyor. Hatta bir seferinde örgüt üyesi Bob Lokey'in, ABD Başkanı'nın güvenliğini sağlamak amacıyla ziyaret edilip sorgulandığı biliniyor. Ancak bir eylem planı ortaya çıkarılamadığı sürece bu kişiler serbestçe dolaşabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları