Başlık sert mi geldi? Yargı kararlarıyla web içeriğine aç kapa yapmanın Türkçesi budur ama.
Fikri mülkiyeti korsan eylemlerden korurken, bireylerin bilgilenme hakkını çiğnemenin Türkçesi. Blogger.com, korsan maç yayını yüzünden Diyarbakır’daki mahkeme tarafından kapatılıp beş gün sonra açıldı. Blogcular fikri hürriyetleri engelleniyor diye köpürüyor. Ama yetmez, bir de 70 milyon insanın bilgilenme hakkı engellendiği için köpürmeliler. Çağdaş hukuk devletlerinde yargının bilgilenme hakkını engelleyici karar alma yetkisi bulunmuyor. Korsanlıkla mücadele adına dahi olsa. Çünkü korsan sitelere karşı uluslararası bir yasal düzenleme yok henüz. Geçen ağustosta İtalya bunun örneğini yaşadı. İsveç kökenli Pirate Bay sitesine erişim, bir savcının girişimi sonucu engellendi. Ancak mahkeme erişim yasağını kaldırdı. Çünkü yasaklama AB müktesebatıyla uyumlu değildi. Sonuçta işgüzar savcı, Pirate Bay’den "Berlusconi’nin uşağı" diye hakaret işittiğiyle kaldı.
Pirate Bay tabii ki arsız bir site. Son derece kötü şöhreti olan, azılı bir BitTorrent izleme sitesi. Günde 2 milyon kişi ziyaret ediyor. Filmden müziğe hızlı aktarımlı dosya paylaşımı sağlıyor ve dünyanın dört bir yanındaki telif sahiplerinden uyarı alıyor.
Ama onlar, korsanlığa çanak tuttukları yetmezmiş gibi gelen uyarıları "tehdit mailleri" başlığı altında yayınlıyorlar. Mesela DreamWorks avukatları, "Shrek 2’nin telif ve fikri mülkiyet hakkı müvekkilimize aittir. DreamWorks’ün izni olmadan çoğaltılamaz, dağıtılamaz" diye mail atıyor, Pirate Bay şu yanıtı veriyor:
"İsveç, ABD’nin bir eyaleti değil, Avrupa’nın kuzeyinde bir ülkedir. Burada Amerikan yasaları geçmez. İsveç yasaları da kesinlikle ihlal edilmemektedir... Go f..k yourself."
Bilgisayar manyağı üç İsveçlinin kurduğu site gerçekten yasal, çünkü sıradan bir arama motoru gibi çalışıyor, yasadışı içeriği barındırmıyor, sadece malzemenin indirileceği yeri gösteriyor. Böylece dokunulmazlığını sağlıyor. Amerikan sinema endüstrisi bu site yüzünden milyarlarca dolar zarara girdiği iddiasında. Film stüdyolarını temsil eden Motion Picture Association of America (MPAA), Pirate Bay’in büyük paralar kırdığını söylüyor. Ancak Pirate Bay kurucuları sitenin kár etmediğini, reklam gelirinin harcamaları ancak karşıladığını, esas başka işlerden para kazandıklarını ileri sürüyor.
Microsoft, Apple, Warner Bros gibi dev şirketler de şikayet ve uyarı kuyruğuna girenlerden. Ama nafile. Geçen ocak ayında Türkiye’de de Pirate Bay aleyhinde dava açılıyor. Daha önce İsveç polisi, gruba baskın yapıyor, site iki gün kapalı kalıyor. Almanya, sitenin aşırı sağcılarla bağlantısı olduğunu iddia ediyor. Danimarka’da dava açılıyor. Ancak kimse Pirate Bay’e ilişemiyor.
İtalya da şansını deniyor. Geçen ağustos ayında. Bergamo Savcısı Giancarlo Mancusi, telif hakları ihlalinden soruşturma açıyor ve mahkeme internet servis sağlayıcılarının Pirate Bay erişimini bloke etmeleri yönünde karar alıyor.
Pirate Bay’ciler avukat tutup kararı temyize götürüyor. İtalyan temyiz mahkemesi kararı bozuyor, çünkü yabancı bir siteye erişimi engellemek AB müktesebatına aykırı. AB’nin E-Ticaret düzenlemesi, servis sağlayıcıların o ülke sınırları dışındaki web içeriğini engellemesini yasaklıyor.
Bu düzenlemeden rahatsız olan İtalya, geçen yıl çıkardığı bir yasayla, çocuk pornosu içeren sitelere erişim yolunu tıkamıştı. Ancak telif hakları ihlali söz konusu olduğunda, servis sağlayıcıların yasal hakları sınırlı.
Temyizi kazanan Pirate Bay, işgüzar savcı Giancarlo Mancusi’yi hedef alan bir blog yayınlıyor. Savcıyı, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’ye uşaklık etmekle suçluyor. Malum, Berlusconi aynı zamanda İtalya’nın en büyük medya grubu Mediaset’in patronu. Pirate Bay doğal olarak Berlusconi’nin çıkarlarını zedeliyor. Nitekim, İtalya’nın en büyük torrent sitesi Colombo-BT’yi kapattıran savcı da aynı savcı; Mancusi.
Savcıların sınır ötesi korsan sitelere karşı harekete geçmek için Sahteciliğe Karşı Ticaret Anlaşması’nı (ACTA) beklemeleri gerekiyor. Korsanlığa karşı uluslararası önlemleri düzenleyen ACTA halen ABD, AB ve Japonya arasında müzakere aşamasında. Yıl sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.
AÇ KAPA, AÇ KAPA
Şimdi düşünün, AB’nin mevcut hukuk normuyla sınır ötesi bir korsan sitesini bile kapatmak mümkün değilken, Türk mahkemeleri YouTube’a, Richard Dawkins’in sitesine erişimi yasaklıyor, korsan yayın yüzünden koca bir blog alemini karartıyor. Lig TV’deki maç yayınları korsan usulü izlendiği için mahkeme, Google tarafından sağlanan blogger.com ve blogspot.com erişimini engelleme kararı alıyor. Ancak bu karardan beş gün sonra deliller eksik olduğu gerekçesiyle yasak kaldırılıyor. Deliller gelene kadar! Yani deliller mahkemeye ulaşınca, muhtemelen yine kapatılacak. Bu böyle aç kapa, aç kapa sürüp gidecek.
Peki Digiturk’ün fikri mülkiyet hakkını korurken, bireylerin bilgilenme hakkını çiğneyebilir mi yargı?
Siber Haklar ve Özgürlükler Organizasyonu yöneticisi, hukukçu Doç. Dr. Yaman Akdeniz’in görüşü şöyle:
"Digiturk’ün korsanla mücadelesi çok doğaldır. Ama, erişim engelleme kararında ölçüsüzlük var. Mangal yaparken orman yakmaya benziyor. Verilen kararın ikincil hasarları üzerinde durulmamış. İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü açısından ve Anayasa’ya aykırılık konusunda bir inceleme yapılmamış."
Yasaklamaya temel oluşturan 5651 sayılı yasanın, meclisten iki saat içinde geçirildiğini, savcı ve hakimler tarafından da keyfi kullanıldığını söylüyor Akdeniz. Kaldı ki, yasanın amacı çocukları zararlı içerikten korumak. Yetişkinlerin bilgilenme hakkını engellemek değil.