Global mutluluk palavraları

Global mutluluk araştırmalarına bir bakın. Hemen tamamında az gelişmiş Üçüncü Dünya ülkelerinin vatandaşları dünyanın en mutlu insanları çıkar.

Bu yılki birinci Bangladeş. Daha önce Nijerya vs... Anketçiler gidip sorar, "mutlu musun" diye, onlar da kanaatkár olduklarından "evet" derler. Ancak bu hoşnutluk hali son derece sübjektiftir, bilimsel bir gerçeklik değil. İşte bu nedenle Leicester Üniversitesi’nden analitik psikoloji uzmanı Adrian White’ın yaptığı araştırmanın sonucu daha makul görünüyor: Dünyanın en mutlu ülkesi Danimarka’dır, çünkü sağlık-eğitim-refah endeksi en yüksek ülke odur. White bu sonuca nasıl varıyor? UNESCO’dan CIA’ya yığınla kurum tarafından yapılmış, 178 ülkeden 80 bin kişinin verdiği cevapları kapsayan 100 araştırmayı alıyor, Danimarka’yı birinci, Burundi’yi de sonuncu çıkarıyor. Böylece adalet yerini buluyor. Sağlık, iyi bir eğitim ve refah mutluluk getirmez palavrası da sona eriyor.

Bangladeş denildiği zaman benim aklıma sel feláketleri, tepeleme insan dolu trenler ve bir de karılarının yüzüne kezzap atan kocalar gelir. Bunların tamamı da ölümcül vakalar.

Bangladeş’in bir diğer özelliği de, bu ülkeyi dünya ekonomik sisteminin içinden çekip çıkarmanız halinde, o entegre düzenek içinde hiçbir değişiklik olmamasıdır.

Ancak dünyanın en mutlu köşesini bulmak için 72 milletin girdisini çıktısını araştıran anketçiler nedense mütemadiyen Bangladeş’i birinci çıkarırlar. Mesela Nijerya da gözde birincilerden biridir. Hindistan da hep üst sıralardadır. Türkiye hep 50. sıralarda gezinir. Dünyanın en zengin ülkelerinden İsviçre ise dünyanın en bedbaht insanlarının yaşadığı yerdir.

Böylece, "parayla mutluluk olmuyor" sinyali gönderilir. Yoksul ülke insanlarının kolektif kimliğe dayalı bir kültür içinde yaşadıklarından daha mutlu oldukları mesajı verilir ve bu hesaba göre insanın emekli olunca gidip Bangladeş’e yerleşesi gelir.

Ya da Vanuatu’ya. Topu topu 209 bin nüfuslu bu takımada ülkesinin mutluluk gerekçesi daha makul. İngiliz düşünce kuruluşu Ulusal Ekonomi Vakfı’nın, ekolojik denge ile bireysel hoşnutluk halini kombine ederek hazırladığı Mutlu Gezegen Endeksi’ne göre dünyanın en fazla saadet vaat eden ülkesi Vanuatu. Çünkü devlet, insan yaşamının bağımlı olduğu doğal kaynakların sınırlarına saygı çerçevesinde sunulabilecek en iyi yaşam imkanını veriyor vatandaşlarına.

Batılı zengin ülkelerin bu endekste aşağıda kalması kaçınılmaz. Çünkü bu ülkelerin vatandaşları uzun ve tatminkar bir yaşamın bedelini, kaynakları tüketerek ödüyorlar. Gezegen Endeksi’ne göre en mutlu ülke olan Vanuatu ekonomik performans açısından ise GSYH ölçüsüyle 233 ülke arasında 207. sırada bulunuyor.

ŞAŞIRMAKTAN VAZGEÇEMİYORUZ

Bu yılın başlarında açıklanan "Dünya Mutluluk Araştırması"nda Bangladeş yine birinciydi. İsviçre ise aşağılarda süründüğü için bu şaşırtıcı sonuç gayet medyatik bir malzeme oldu. Yıllardır hep aynı sonuç çıktığı halde dünya medyası bu haberi yine "şaşırarak" verdi.

Ancak sonucun bu kadar şaşırtıcı olması, doğru olmamasından kaynaklanıyordu büyük ihtimalle. Leicester Üniversitesi’nden analitik sosyal psikoloji uzmanı Adrian White’ın hazırladığı "Dünya Mutluluk Haritası"na göre mutluluk sıralamasında Danimarka birinci, İsviçre ikinci, Avusturya ise üçüncü çıkıyordu. Haritada Bangladeş’i göremedim bile. Ancak diğer anketlerde hep mesut görünen Hindistan’ın 125. geldiğini söyleyebilirim.

Haritada sekizinci sırada görünen Butan ilginç bir vaka. Mutlakiyetle yönetilen ülkede "Gayri Safi Yurtiçi Mutluluk Endeksi" diye bir şey uydurulmuş. İnsanların mutluluğu bozulmasın diye pankreas güreşi yayınlayan kanal ve MTV yasaklanmış. Ayrıca plastik poşetler de yasakmış ülkede.

White’ın çalışması, UNESCO, CIA ve WHO gibi kurumların yaptığı, insanların mutluluk ve memnuniyet dozuyla ilgili 100 araştırmanın analizine dayanıyor. Mutluluk endeksi için esas alınan veriler ise sağlık, refah ve eğitim imkanları. Sonuç: Sağlıklı insanlar kendisini mutlu hissediyor, refah ve eşit eğitim fırsatı da mutluluğa mutluluk katıyor.

White’a göre mutluluk, sübjektif bir olgu. Bu nedenle de modern iktisat ve psikoloji biliminin uğraştığı bu alan, bireylerin anlık ruhsal gelgitleriyle ölçülendirilemez. Esas olan, bireyin genel olarak yaşamında bulduğu tatmindir. Modern yaşamın düş kırıklıkları, alınan her yaşla birlikte gelen korkular; sağlık, zenginlik ve eğitim fırsatının yanında gelip geçici ayrıntılardır.

Diğer araştırmalarda üst sıralarda görünen Çinli ve Japonların mutluluğu da kolektif kültüre bağlanırdı. Ancak Adrian White’ın mutluluk haritası, ekonomileri kadar nüfusları da büyük iki ülkeyi, Çin’i 82., Japonya’yı da 90. sıraya yerleştiriyor. Çünkü bireylerin mutluluğunda nüfus da rol oynuyor. Sosyal uyum içinde yaşayan, ulusal kimlik duygusu yüksek küçük nüfuslu ülkelerde mutluluk katsayısı da daha yüksek çıkıyor.

Serbest piyasa sistemi, aşırı rekabet nedeniyle güvensizlik duygusuna, dolayısıyla mutsuzluğa yol açmakla suçlanır. Ancak mutluluk haritasına bakınca Danimarka, İsviçre ve Avusturya’da kapitalizm ve bireyciliğin insanların kendisini mutlu hissetmesine hiç de engel teşkil etmediği sonucu çıkıyor. Tabii Avrupa ülkelerinde kapitalizme, sosyal demokrasi çeşnisinin katılmış olması da önemli bir etken. Nitekim bu etkenden görece yoksun olduğu için ABD, mutluluk haritasında 23. sırada görünüyor.

Niyetim kapitalizm ve bireyciliği pohpohlamak değil, sadece şunu söylemeye çalışıyorum: Şaşırtıcı olmayan sonucu, normal ve doğru kabul etmemek için bir neden var mı?
Yazarın Tüm Yazıları