Son dönemlerin tartışmalı biyo-yakıtı etanol, ABD’yi ulusal bir felaketten kurtarabilir. Enerji oburu motorlu araçlarını beslemek uğruna mısır rekoltesini etanol üretimine akıttıkları için obeziteden kitlesel ölümleri önleyebilirler.
Etanol piyasasının aşırı talebi yüzünden artan mısır fiyatı, geçen hafta 4 dolara dayandı. Bu tarihi bir rekor. Hayvancılığın temel yem maddesi mısır olduğu için et, süt ve süt ürünleri fiyatları artmaya, kişi başına tüketim azalmaya başladı. Bu eğilim belki gelecekte obezitenin önünü alabilir, ancak dünyanın Amerikan mısırıyla beslenen yoksul bölgeleri obez değil. Onlar gelecekte aç kalabilirler. Bu nedenle Fidel Castro, ABD’deki etanol çılgınlığına "uluslararası soykırım" diyor. Hayrettir, Amerikan ve İngiliz basını da Castro’nun etanol fikirlerini haklı buluyor.
Hani felaket filmlerinde kader ağlarını yavaş yavaş örer, birbiriyle alakasız görünen olaylar zinciri dünyayı kıyamete sürükler. Ne bileyim mesela yerkürenin rotasyonu şaşırır, kuşlar da rotadan çıkıp Londra’da Big Ben’e, New York’ta Özgürlük Heykeli’ne çarpar, sonra dünya ansızın yeni bir buzul çağına girer.
Bu senaryoların hiçbiri abartılı değil.
Gelecekte ne yiyip içeceğimizi ilgilendiren son haberler de tam bir felaket filmi ritminde gelişiyor. Bir yanda tarım ürünlerini döllendirmesi gereken milyonlarca arı esrarengiz biçimde sırra kadem basıyor. Sadece ABD’de arıların polen taşıyarak döllenmesini sağladığı tarım ürünlerinin değeri 12-14 milyar dolar civarında. Kayıp arılar yüzünden panik başlıyor.
Diğer yanda, ABD’nin etanol üretimindeki çılgınca tırmanış yüzünden mısıra olan talep arttığı için yakında temel gıda fiyatlarında global enflasyon yaşanacağı, yoksul dünyanın iyice açlığa sürükleneceği haberleri geliyor.
Amerikan yönetimi, petrolde dışa bağımlılığı azaltmak için biyo-etanol üretimini teşvik ettikçe tarımsal üretim hızla yakıt alanına kayıyor. Son 10 yıldır Amerikan piyasasında 2 dolar seviyesinde seyreden mısır fiyatı geçen hafta 4 dolara dayanıyor. Ömründe bu fiyata mısır satmamış çiftçi bayram ediyor. Traktör, tohum ve gübre satıcıları da öyle.
Ancak diğer yanda hayvancılar kan ağlamaya başlıyor. Çünkü mısır, hayvancılığın can damarı. Yem fiyatları fırlıyor. Et, süt ve süt ürünleri ile tavuk fiyatları da öyle. Toptan fiyatlardaki bu artışın yakın gelecekte tüketiciye yansıması bekleniyor. ABD en çok tavuk tüketiyor ve yem maliyeti şu an yüzde 40 artmış durumda.
Bitmedi, mısır ekimindeki altın madenini gören çiftçiler hızla buğday, soya ve pamuk üretimini bırakıp mısıra yönelmeye başlıyor. Yani gelecekte buğday, soya ve pamuk sıkıntısı çekilecek, onlar da pahalılanacak.
Meksika da mısırdan etanol üretiyor, tortilla fiyatları ikiye katlanıyor. Bizde ekmek neyse, Meksika’da da tortilla o. Yiyecekleri onunla dürümlüyorlar. Fiyat katlanınca millet ayaklanıyor.
Brezilya şekerkamışından etanol üretiyor, şeker fiyatları katlanıyor.
BUSH YÖNETİMİNİN AHMAKÇA POLİTİKASI
Peki bunlar sadece Amerika’yı, Brezilya’yı ve Meksika’yı mı ilgilendiriyor?
Acaba Fidel Castro, "Etanol üretimi uluslararası soykırımdır" diye yazarken, ideolojik propaganda mı yapıyor, yoksa gerçeklere mi parmak basıyor? ABD ve diğer zengin ülkelerin yakıt ihtiyacının yüzde 15’ini bile karşılamayacak enerji uğruna dünyanın çok ihtiyaç duyduğu 500 milyon ton hububatın heba edileceğini yazıyor.
Castro ile nadiren hemfikir olan İngiliz The Economist dergisi, Küba liderine hak veriyor; "ABD bu ahmakça politikayı bırakmalıdır" diyor. Etanolün söylendiği kadar ucuz ve temiz bir yakıt olmadığını yazıyor. Çünkü etanolü üretmek için tüketilen enerjinin, bu yakıtın sağladığı enerjiden çok daha fazla olduğu hesaplanıyor.
Amerikan medyasında "Etanol üretimi yüzünden yakında temel gıda maddelerinin fiyatlarında enflasyon meydana gelecek, dünya iyice açlığa süreklenecek" diye haberler çıkmaya başlıyor. Wall Street Journal, ABD’de artan hububat fiyatlarının global düzeyde enflasyonu körükleyeceğini yazıyor.
New York Times’ta yer alan bir yorum şöyle: "Kısa vadeli kár uğruna tamamen mısır ekimine yönelmek trajik bir hatadır. Mısır biyo-yakıtı, kullandığımız petrolün çok küçük bir bölümünü ikame edecek, kayıplarımız enerjide elde edeceğimiz bağımsızlığı kat kat aşacaktır."
Gerçekten de etanol, ABD’deki yakıt tüketiminin ancak 3.5’ini karşılıyor. Ancak üretim her yıl yüzde 25’lik artış gösteriyor. Etanol esas olarak katkı maddesi olarak kullanılıyor, ancak hem benzin hem de etanolle çalışan araçların sayısı giderek artıyor. Etanol ABD’de geniş siyasi desteği bulunan tek alternatif enerji kaynağı. Otomotiv endüstrisi, global ısınmaya karşı yeşil yakıt baskısını üzerinden aldığı için etanolü seviyor. Petrol endüstrisi ise şimdilik sadece katkı maddesi olarak görüldüğü için etanolü seviyor. Eh, tarım sektörü de zaten memnun.
TARLA FİYATLARI İKİYE KATLANDI
ABD’de etanol üreticileri geçen yıl, bir önceki yıla oranla mısır alımlarını yüzde 34 oranında artırmış. Fortune dergisine göre mısır üreticisinin bu yılki toplam kárı yaklaşık 13 milyar dolara dayanacak ki, bu tarihi bir rekor. Ancak piyasa uzmanlarına göre 4 dolarlık mısır balonu patladığı takdirde çiftçi iflasları kaçınılmaz olacak. Çünkü tohumdan tarım ilacına bütün yatırımlar mısıra yönelmiş durumda. Tarla fiyatları da ikiye katlandı. Önümüzdeki yıllarda mısır fiyatları düşünce çiftçiler mortgage ödemelerini yerine getiremez hale gelecek.
Bush yönetimi, benzinin biyo-yakıtla takviyesi için çevre yönetmeliğini gerekçe gösteriyor ve etanol üretimine sübvansiyon uyguluyor. Bu uygulamanın gıda sektörünü zora soktuğunu kendisi de kabul ediyor. Tarım Bakanlığı, etanol patlaması nedeniyle mısıra olan talep yüzünden bu yılki sığır ve domuz eti ile tavuk üretiminde 455 bin tonluk azalma meydana geleceğini açıklıyor. Yani kişi başına düşen tüketim azalıyor.
Diyelim ki, ABD’nin daha az beslenmesinden bir zarar gelmez, olsa olsa daha az obez olurlar. Ancak dünya da Amerikan mısırından besleniyor, çünkü en büyük ihracatçı o. Mısır ihracatında ABD’nin ardından Çin geliyor ki, Çin’de de mısırdan biyo-etanol üretiliyor. Üstelik üreticiler devletin koyduğu sınırı umursamadığı için Çin’de de mısır fiyatları fırlıyor. Devlet 3 milyon ton mısırın etanole dönüştürülmesine izin verdiği halde geçen yılki rakam 16 milyon tonu buluyor.
İki büyük ihracatçı mısırını biyo-yakıta akıtırken, dünya çapında mısıra olan talebin 2010 yılına kadar yüzde 30 oranında artması bekleniyor.