Amerikalı iki ekonomi profesörü uzun bir araştırma sonunda çirkinlerin güzellere göre daha az kazandığını tespit etmişler. Tabii bu durum, hayatın büyük sırlarından biri değil.
Araştırmanın asıl şaşırtıcı yanı, iş piyasasındaki çirkin erkeklerin, çirkin kadınlara oranla daha fazla cezalandırılıyor olması. Çirkin erkekler, hoş erkeklere göre yüzde 10; çirkin kadınlar ise alımlı olanlara göre yüzde beş daha az kazanıyormuş...
ŞİMDİ bu yüzde beş ve 10'luk oranlara bakıp da, kadınların en azından çirkinlik kulvarında erkeklere göre daha avantajlı olduğunu zannetmeyin sakın. Çünkü bu oranlar kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Ekonomi profesörleri David Hamermesh ve Jeff Biddle, kadınlarla ilgili acı gerçeği, araştırmanın ilerleyen satırlarına sıkıştırıyor; kadın cinsinin en berbat görünen çoğunluk kısmının iş piyasasına dahi giremediğini belirtiyorlar.
ÇİRKİNSEN YANDIN
Bunlar topluca istatistik dışı kalıyor. Şu, güzellere göre yüzde beş daha az kazanan çirkinler azınlığı oluşturuyor.
Yine araştırmaya göre en gudubet evli kadınların uğradığı tek ceza iş bulamamak değil. Bunlar kocanın da en düşük kalitelisine çatıyor; eğitimsiz, para kazanma potansiyeli olmayan erkeklerle evleniyor, böylelikle ömür boyu çirkinliğin bedelini ödüyorlar.
Yani ‘‘çirkin şansı’’ diye bir mucize söz konusu değil. Ortada istatistikler olduğu için, ‘‘çirkinliğin cezasını çekmek’’ en azından Amerika açısından bilimsel bir gerçek.
Hamermesh ve Biddle şöyle bir önermeyle başlıyor araştırmaya:
‘‘Bazı insanlar daha çok kazandıkları için mi güzel olurlar, yoksa güzel oldukları için mi daha çok kazanırlar?’’ Ve ‘‘Çok kazananlar daha güzel olur’’ kısmını derhal ihtimal dışı bırakıyorlar. Çünkü parayla daha kaliteli kozmetik, daha çok estetik operasyon mümkün olmakla birlikte, çalışan genç kuşağın bu imkanlardan yararlanma oranı düşük. Kozmetiğin insanı ne kadar güzelleştirebileceği de ayrı bir tartışma konusu.
Çirkinlerin neden daha az kazandığını sorgulamak kimsenin aklına gelmeyebilir. Ancak iki ekonomist, işverenlerin neden güzelleri tercih ettiğini de uzun uzadıya ölçüp biçmişler. Film yıldızı veya modellerde tabii ki güzellik aranacak, ancak güzel bir otomobil tamircisinin ya da güzel bir öğretmenin kime ne faydası var diye uzun süre kafa patlatmışlar. Güzel insan sırf göze hoş göründüğü için mi, yoksa özgüveni daha fazla olduğundan daha iyi çalışır, daha üretken olur diye mi işe alınır diye soruşturmuşlar. Ve işverenin güzeli seyir amaçlı değil, verimlilik açısından tercih ettiği sonucuna varmışlar. Yani tezgahtarlık ve garsonluk gibi müşteriyle birebir ilişki gerektiren işlerde çirkinlerin istenmediğini saptamışlar.
ŞİŞMANLIK DAHA AYIP
Kadınların çirkinlikten de büyük baş belası ise şişmanlık. Bir başka ekonomist, Prof. John Cawley şişman kadınların, zayıflara oranla yüzde yedi daha az kazandığını tespit etmiş. Ancak zenci kadınlarda şişmanlık faktörünün neden rol oynamadığını bir türlü çözememiş. Erkekler ve siyah kadınlar söz konusu olduğunda şişmanlık, ücreti pek etkilemiyormuş. Şişmanlık siyah kadınlara daha çok yaraştığı için olsa gerek.
Beyaz kadınlarda şişmanlığın affedilmez bir suç olduğunu Monica Lewinsky vakası da kanıtlıyor.
Amerikan medyasına bakarsanız, kadının şişmanlığını koskoca başkanla işi pişirmesinden daha büyük bir ayıp zannedebilirsiniz. Monica'nın Oval Ofis'teki fazla mesaisine bir noktadan sonra hoşgörüyle bakıyor, ancak şişmanlığına asla katlanamıyorlar.
Uçkur davası çok gerilerde kaldı ama, Amerikan medyası hala Monica'nın tombulluğuyla uğraşıyor.
Yaşasaydı büyükanne rolüne çıkacaktı
İŞ piyasasında çirkin kadın ve erkekler aynı kötü muameleyi görüyor ama, şov ve medya dünyası özellikle kadınlara daha acımasız davranıyor. Örneğin televizyondaki erkek haber sunucuları yaşlanma, şişmanlama, kelleşme ve gözlük takma hakkına sahipken, bu hak kadınlara tanınmıyor. Araştırmalara göre dünya televizyonlarında 35 yaşın üzerinde kadın haber spikerine artık pek az rastlanıyor.
Hollywood'un erkek yıldızları da ne kadar yaşlanırsa yaşlansın jön rollerinde görünmeye devam ediyor. Sean Connery, Jack Nicholson ve Warren Beatty gibi büyük aktörler bugün kendilerinden 30 yaş küçük kadın oyuncuların karşısında romantik kahramanları canlandırıyorlar. Bu aktörlerin yaşıtı olan kadın yıldızlar ise artık büyükanne rollerine çıkıyorlar. Bugün hala güzelliğin evrensel simgesi olarak görülen Marilyn Monroe bile yaşasa büyük ihtimalle yaşlı kadın rollerini oynayacaktı.