11 Eylül'den sonra Ortadoğu petrolüne bağımlılık korkusu iyice artınca, üç büyük otomobil şirketi üzerindeki ‘‘ekonomik otomobil’’ baskısı da artmaya başladı.
Kongre km başına benzin sarfiyat limitlerini aşağı çekmek üzere tasarı hazırlıyor. Üç Büyükler ise ‘‘Ekonomik araç, daha küçük ve daha az güvenli olur, rekabet gücümüz de azalır’’ diye şiddetle itiraz ediyor.
AMERİKA'da otomobil satmak isteyen her büyük şirketin uyması gereken kuralı 1975 yılında Kongre koydu. Birkaç yıl sonra Araplar petrol ambargosuna başlayınca da uygulamaya geçirdi. Kısaca CAFE (Corporate Average Fuel Economy) diye anılan bu kural büyük üreticilerin bir yıl içinde piyasaya çıkardığı modellerin benzin harcamasına sınırlama getiriyor.
Bu kurala göre binek otoların litre başına 11.4 km, arazi aracı, pickup ve minivan grubu araçların ise litre başına 8.6 km tavanına ulaşması gerekiyor. Üreticinin her model için aynı standardı uygulama zorunluluğu yok. Ancak her kategorideki araç filosunun ortalama olarak bu tavanı tutturması şart.
Çevrecilerin de dahil olduğu baskı grupları km limitinin yukarı çekilmesi için yıllarca uğraştı. Amerikan otomotiv endüstrisinin Üç Büyükleri, yani GM, Ford ve DaimlerChrysler ise direndi.
OBEZİTEYLE SAVAŞ GİBİ
Ancak 11 Eylül sonrasında baskı dayanılmaz hale geldi. Çünkü terör saldırısından önce sadece çevreci gruplarla onların siyasi destekçileri daha temiz bir dünya adına mücadele veriyordu. 11 Eylül'den sonra ise enerji bağımlılığı bir ulusal güvenlik sorunu olarak gündeme geldi.
Kongre benzin tasarrufunda kararlı. Gerçek bir bağımsızlığın enerji özgürlüğünden geçtiği görüşü hakim. Senato Ticaret Komitesi'nin önümüzdeki iki hafta içinde km limitinin artırılması için bir tasarı vermesi bekleniyor. Bu hazırlık yüzünden derhal isyan bayrağını açan GM ve Ford, Chicago Otomobil Fuarı'nın açılışından önce basına yapılacak tanıtımda yeni modellerini göstermeme kararı aldılar.
Çünkü benzin fiyatları nispeten düşük, tüketici talebi de yerinde olduğu sürece şirketleri küçük araç üretmeye zorlamanın akılsızlık olduğunu iddia ediyorlar. GM Kuzey Amerika Bölümü Başkanı Robert Lutz, AP'ye açıklamasında şöyle diyor: ‘‘Sanki obeziteye karşı savaşmak için ulusal seferberlik başlatmış gibi davranıyorlar. Bu yaptıkları, obeziteyle savaşmak adına konfeksiyoncuları küçük elbise dikmeleri için zorlamaya benzer.’’
ARAZİ ARAÇLARI YAKTI
Birkaç yıl önce olsa Amerika'nın Üç Büyükleri belki bu kadar alınmayacaktı. Çünkü bir nesil önce arazi araçları özel kullanıma yönelikti. Bugün ise 4x4, pickup ve minivanlar, satışların yarısını oluşturuyor. Bu araçlar daha fazla benzin yaktığı için de benzin tasarrufu son 20 yılın en düşük düzeyine inmiş durumda.
11 Eylül'den sonra benzin tasarrufu için yapılan baskıların artmasına karşın, iki kategorideki araçların tamamı, Amerikan ekonomisinde kullanılan petrolün yüzde 41'ini tüketiyor.
Üç Büyükler'in Avrupalı ve Japon rakipleri karşısında büyük handikapları var. Avrupalılar CAFE limitlerini kesinlikle tanımıyor; diledikleri kadar savurgan araç üretip, sonra da cezasını ödüyorlar. CAFE standartlarını yıllardır ihlal eden BMW, Mercedes-Benz ve Porsche, bu cezaları yaptıkları işin bir parçası olarak görüyor. Örneğin BMW 2000 yılında 13.1 milyon dolar ceza ödedi.
Japonlar karşısındaki handikap ise teknolojik gerilik. Honda ve Toyota gibi tasarrufa yönelik yeni buluşlar geliştiremedikleri için 1980'lerde otomobillerde, 1990'larda da arazi araçlarında üstünlüğü Japonlara kaptırdılar.
Şimdi gündemde olan hücre yakıtı teknolojisinde Japonlara yetişmeleri çok zor. Gerçi Bush Yönetimi ürecilerin arkasında. Yönetim, hidrojen-oksijen karışımından elektrik üretip, atık olarak sadece su bırakan hücre yakıtı araştırmalarını sübvansiyonla desteklemek üzere uzun vadeli bir program başlatacağını açıkladı. Ancak bu programın da Clinton döneminde hazırlanan projelere benzeme tehlikesi mevcut. Clinton Yönetimi, 33 km'de bir litre benzin harcayan elektrikli otomobillerin üretimi için 10 yıllığına 1.5 milyar dolarlık sübvansiyon vaadinde bulunmuştu. Ancak o proje laboratuvarda kaldı. Bu arada Honda ve Toyota elektrikli süper otoları çoktan piyasaya çıkardılar da, yeni seri üzerinde çalışmalara başladılar bile.