Berlin Hayvanat Bahçesi, 1841 yılından beri anonim şirket.
Ancak kár amacı gütmediği için hissedarlara kár payı dağıtmıyor, sadece ömür boyu bahçeye bedava giriş imkanı sağlıyor. Knut denilen o mıncıklanası yaratık olmasaydı, bu bilgiler fazla ilginç olmayacaktı. Ancak Knut ile birlikte Almanya’da borsanın manzarası da değişti, Berlin Zoo bir anda Almanya’nın en değerli şirketi haline geldi. Geçen hafta hisseler 4660 Euro ile tavan yaptı. Günde 15 bin kişi Knut’u görmeye gidiyor, peluş Knut’lar acayip satıyor. Marka değeri tahminen 10-13 milyon Euro arasında. Ayı irileştikçe değeri düşecek tabii ama, şu anda öyle sükseli bir marka ki, Vanity Fair dergisi Annie Leibovitz’in kamerasından Knut ile DiCaprio’yu özel yeşil sayısına kapak yapıyor. Almanların ünlü süt kreması Baerenmarke kutusu üzerinde yıllardır kovadan süt döken boz ayının kutup ayısı ile değiştirilmesi isteniyor. Haribo yumuşak ayıcık şekerlerine Knut biçimlisini de ekliyor.
Densizin biri çıkıp da "Hayvanı uyutalım yaban ellerde büyümesin" demese, muhtemelen bugün Knut diye bir fenomen olmayacaktı.
Ancak Bild, hayvan hakları savunucusu Frank Albrecht’in lafını manşet yapınca, dünyanın en ünlü hayvan markası da doğmuş oldu. Aslında annesi Tosca’nın terk ettiği yavru kutup ayısının hayatı tehlikede filan değildi, kimsenin Knut’a kıyacağı yoktu. Ancak bu ihtimal ani bir histeri yarattı. Dünya basını Knut’un dramını yazıyor, Alman çocukları Knut ölmesin diye mektuplar döşeniyordu. Birkaç gün sonra Berlin Hayvanat Bahçesi Knut’u gün ışığına çıkarınca bir ziyaretçi akınıdır başladı.
Hatta AB’nin Berlin’deki 50. yıl şenlikleri Knut’un gölgesinde kalınca, Berlin Zoo’nun müdürü "Bizim Knut, büyük hayvanların şovunu çaldı" diyecek kadar da ileri gitti. Çünkü o hafta sonu, günlük ziyaretçi sayısı 20 bine dayanmıştı.
Knut’un ne büyük bir talih olduğu geçen hafta iyice anlaşıldı. Yıllardır kimsenin yüz vermediği hayvanat bahçesi hisseleri borsada tavan yaptı.
Kurulduğu 1841’den bu yana asla kár etmeyen bir anonim şirket olan Berlin Zoo’nun hisse senetleri bir iki hafta içinde yüzde 112’lik artışla 4460 Euro’ya dayandı. Almanya’nın borsa değeri en yüksek şirketi olan Porsche’nin (1195 Euro) hisse fiyatlarını dörde katlayarak.
Geçtiğimiz yıllarda sürekli zarar eden şirketin hissedarları gayet kanaatkár. Hisse senedine 500 Euro ödedikten sonra bahçeye ömür boyu bedava giriş hakkıyla yetiniyorlar. Aslında bahçe turu hissedarlara toptan bedava da değil, akvaryuma parasız giriş ailenin elindeki hisse cinsine bağlı. Bahçeye giriş imtiyazı miras yoluyla ailenin diğer fertlerine de geçiyor. Zaten Knut ortaya çıkmadan önce hisseler borsada değil sadece Berlinli ailelerin üyeleri arasında el değiştiriyordu.
Borsadaki trendi anormal olarak değerlendiren analistler, bu ilginin nedenini de tam çözebilmiş değil. Yani yatırımcı, Berlin Zoo AG’nin kazancı yükseldiği için mi hisse senedi alıyor, yoksa bu alımlar tamamen Knut’un şirinliği karşısında duygusal nedenlerden mi kaynaklanıyor.
Kutup ayısı rüzgarından faydalanmak isteyen hayvanat bahçesi, Knut’un marka tescili için de başvuruda bulundu. Kabul görür mü görmez mi zaman içinde belli olacak. Çünkü "Knut Knuddel" adını taşıyan bir peluş hayvan zaten var. O Knut bir tür geyik. Tabii o da şirin.
Tescilli olmasa da Knut şu anda sıkı bir marka. Bloomberg ajansı konuyu araştırıp, uzmanlardan görüş almış. Düsseldorf’taki bir danışmanlık firmasına göre, profesyonel marka yönetimi sayesinde değeri 10-13 milyon Euro’yu rahatlıkla bulabilir. Tabii irileştikçe marka değeri düşer. On kilo 60 santimlik Knut’un, yetişkin kutup ayısı ebadına gelince şimdiki kadar sevimli bulunmayacağı kesin, ancak ileri yaşlarında da merchandising sayesinde 100 milyon Euro getirebileceği hesaplanıyor.
Mesela Almanya’nın ünlü ayılı markası "Baerenmarke"nin değeri 200-300 milyon Euro civarında. Ancak bu değeri belirleyen faktör, kondanse süt markası için ne kadar reklam harcaması yapıldığına bağlı.
MARKA HAYVAN ETİK MİDİR
Londra’daki Black Pig reklam ajansının kreatif direktörü Steve Creamer ise Knut’a 15 milyon Euro civarında marka değeri biçiyor ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) 50 yıldır kullandığı panda logosu gibi bir potansiyel görüyor kutup ayısında. Creamer önemli bir soru da atıyor ortaya; "Bu marka değeri üzerinden kazanılan parayı bir şekilde doğal yaşamın korunması alanına aktarmadığımız takdirde, canlı hayvanları marka olarak kullanmanın bir etik sorunu olup olmadığını tartışmamız gerekir" diyor.
Nitekim Berlin Zoo, Knut sayesinde artan gelirin bir kısmını çevre ve doğa koruma projelerine aktaracağını söylüyor. Çünkü günlük ziyaretçi sayısı iki katına, 15 bine çıktı. Giriş ücreti 11 Euro. Çeşitli şehirlerden otobüs turları da düzenleniyor. Üç boy peluş Knut satılıyor. En küçüğü 11.95 Euro. Şu ana kadar 25 bin adet satmış. Tişörtten anahtarlığa, cep telefonu logosundan postere ve Knut şarkılarına kadar, diğer merchandising gelirleri de cabası.
Knut paylaşılamayan bir şöhret. Düsseldorf’taki bir hayvan PR ajansı da onun peşinde. Media Horse adını taşıyan firma geçen kasım ayında kurulmuş. Almanya’daki çeşitli hayvanat bahçelerinde sivrilen şöhretlerin halkla ilişkilerini yönetiyor. Mesela Köln hayvanat bahçesinde son derece acıklı bir hikayenin kahramanı olan fil yavrusu müşterileri arasında.
Firma yöneticisi Lena Pfote, Knut’u da portföyüne eklemek için girişimde bulunmuş, ancak Berlin Zoo’nun yöneticilerinden "Ayımızın fiziksel gelişimi bizim için şöhret statüsünden daha önemli" yanıtını almış. Reddedilmiş yani ama, numarayı yememiş; "Tabii bu çok yüce bir davranış. Ama iş büyük iş. Yoksa Annie Leibovitz uçağa atlayıp okyanusun öbür yakasından buralara gelmezdi" diyor.
Leibovitz’in çektiği Knut fotoğraflarının Vanity Fair’e kapak olmasını kastediyor. Derginin özel çevre sayısında Knut ile Leonardo DiCaprio fotomontajı kapakta yer alıyor.