Ayşe Özek Karasu: Anneler günü yasaklansın



Ayşe Özek KARASU
Haberin Devamı

Hayır ille de yasaklanmasın ama, en azından bir işe yarasın. Yani ekonomiyi canlandırmaktan öte bir işe yarasın. Örneğin toplu bir başkaldırının ilk kıvılcımını ateşlesin. Bugünkü Anneler Günü, işte böyle bir başkaldırının başlangıç noktası olacak. Dünya çapında tüm çocukların ateşli silahlardan korunması için Bir Milyar Anne yürüyüşünün startı bugün verilecek. Şu andan itibaren her gün, yeryüzünün herhangi bir köşesinde anneler, saraylara ve meclislere yürüyecek. Ve sayıları günbegün artarak milyarları bulacak, insanlık tarihindeki en geniş kitle hareketi olacak.

AJANSLARDA, ‘Okulun birinde Anneler Günü kutlaması yasaklandı’ başlığını görünce, ‘tamam’ dedim, işte beklenen haber geldi. Gana'da çocuğunu 15 dolara köle tüccarlarına satacak kadar aciz duruma düşen anneleri, ya da savaşlarda öldürülen çocukları düşünen birileri çıktı ve kutlamayı yasaklıyorlar.

Ama haber umduğum gibi çıkmadı. Yasaklama kararı yine ince bir düşüncenin ürünüydü, ancak acı çeken anne ve çocuklarla ilgisi yoktu. New York'taki pahalı bir ilkokul, gay ve lezbiyen çiftler tarafından evlat edinilen çocuklarla, tek ebeveynli çocuklar incinmesin diye, öğrencilerinin Anneler Günü'nü kutlamasını yasaklıyordu. Tenis yıldızı John McEnroe'nun da çocuklarını gönderdiği Rodeph Shalom Day School adlı bu okul, gelecek ayki Babalar Günü'nü de kutlamama kararı almıştı.

Bir anne ile bir babayı içeren, aktivite düşkünü klasik aile kategorisini temsil eden tüm veliler tabii ki, bu karara tepki gösterdi. Yılda 40 bin dolar ödedikleri okulun geleneksel aile yapısını dikkate almak yerine, bir takım marjinal insanların çocuklarına incelik göstermesine tahammül edemediler.

Okulun müdürü Cindi Samson, velilere yasaklama kararını duyuran bir not yollamıştı. Toplumdaki aile tipinin giderek değişime uğradığı, bazı ailelerde iki baba, bazılarında iki anne bulunduğu, bu nedenle de çocukların duygusal dünyasına saygı göstermek gerektiği belirtiliyordu mektupta.

Karara karşı çıkan bir anne ise tepkisini şöyle dile getiriyordu: ‘‘Anormal koşullarda yaşayan bir çocuğun ihtiyaçlarına karşı duyarlılık göstermenin başka yolları da vardır. Bunun için, geleneksel aile değerlerini aşağılamak gerekmez.’’

SİLAHLARA HAYIR

ABD, geleneksel aile yapısından gelen çocukların baba tabancasıyla okula gidip cinayetler işlediği bir ülke. Sonsuz fırsatlar ve refaha karşın, çocukların silahlara kurban gidebildiği bir ülke. İşte bu nedenle geçen yılki Bir Milyon Anne kampanyasında, milyonu aşkın anne, silah yasalarının çocukları koruyacak şekilde düzenlenmesi için ülkenin dört bir yanında yürüdü. Sadece Washington'da yürüyen annelerin sayısı 750 bini buldu.

Bu kampanyada elde edilen başarı yeni bir kampanya için ilham verdi. Hareketin Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında ABD sınırlarını aşarak yeryüzüne yayılması amaçlandı.

Bugün startı verilen kampanyanın adı Bir Milyar Anne yürüyüşü, ancak bu hareket tek bir protesto gösterisi şeklinde gerçekleşmeyecek. Önümüzdeki bir yıl boyunca çeşitli ülkelerde yapılacak gösterilerle, dünya liderlerinden, silah üreticileri ve tüccarlarından ‘silahları çocuklardan uzak tutmaları’ istenecek.

ÇARŞAF VE TOPUKLU PABUÇ

Anneler, büyükanneler ve geleceğin anneleri adına hazırlanan Bir Milyar Anne bildirisi, bütün kıtaları kucaklayan şu satırlarla dünyaya sesleniyor:

Tabanca ve diğer silahların yaydığı şiddetin kurbanı olan çocukların yasını tutuyor, onların anısını derin bir kederle yüreğimizde yaşatıyoruz. Toplumların en genç bireylerini korumaktan aciz kalmasından derin endişe duyan biz anneler, büyükanneler ve müstakbel anneler, bugünkü ve gelecek nesiller adına sesimizi yükseltiyoruz.

O hayatların acımasızca yok edilmesini protesto için yürüyeceğiz.

Aklı başında yasalar çıkarılması için, dünyanın her yerinde başkanların ve kralların saraylarına, meclis ve belediye binalarına, köy karakollarına kadar yürüyeceğiz.

Sokaklarda, okullarda, kilise ve camilerde, büyük şirketlerin yönetim kurulu salonlarında, seçim merkezlerinde yürüyeceğiz.

Ayaklarımızla, koltuk değenekleriyle, tekerlekli sandalyelerle, otobüslerde, trenlerde ve uçaklarda ve eşek sırtında ve siberuzayda yürüyeceğiz.

Çizmelerle ve yalınayak, spor ayakkabıları ve yüksek topuklularla, hamile elbiseleri, iş kıyafetleri ve gece elbiseleri içinde, şalvarlı, peçeli ve çarşaflı yürüyeceğiz.

Nerede, ne zaman ve nasıl olursa olsun, her şart ve fırsat altında yürüyeceğiz. Sabah, öğlen ve gece yürüyeceğiz.

Günler ve yıllar boyu yürümeye ve sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz, ta ki çocuklarımız güvenliğe kavuşuncaya kadar.

Türk anneleri 58, kızları 88'inci sırada

GELECEĞİN annelerine ne kadar önem veriyoruz? Yani kız çocuklarına ne kadar yatırım yapıyoruz? İşveç ve Finlandiya kadar değil, ancak Nijer'den hallice.

Ya bugünün annelerine yatırım; bu alanda da İsveç kadar değil, ancak Gine-Bissau'dan iyiyiz.

Çocuk gelişimi ve yardım alanında önde gelen kuruluşlardan olan Save the Children örgütü, kız çocuklarıyla annelere yatırım alanında yapılan araştırmalar sonucu iki endeks hazırladı.

94 ülkeyi kapsayan Anneler Endeksi'nde İsveç birinci sırada yer alıyor, Gine Bissau ise son sırada. Bu endekste Türkiye'nin yeri 58'inci sırada.

140 ülkeyi kapsayan Kız Çocuklar Endeksi'nde de İsveç, birinciliği Finlandiya ile paylaşıyor. Nijer ise son sırada bulunuyor. Bu endekste Türkiye'nin yeri 88'incilik.

Bill & Melinda Gates Vakfı ile David & Lucile Packard Vakfı'nın desteğiyle yayınlanan Dünya Annelerinin Durumu 2001 raporunda, dünyadaki 2 milyar anneyle çocuklarının sağlık, eğitim ve siyaset alanındaki statüsünü gösteren endeksler bulunuyor.

Yazarın Tüm Yazıları