Paylaş
Et, mangal ve erkekler
Erkeklerin mangalda et pişirmeyi neden bu kadar sevdiği sonunda bilimsel olarak açıklandı. İki teoriden biri şöyle: Erkekler, avcı-toplayıcıların toplumsal ritüellerini yerine getirmeye devam ediyor. İkinci teoriye göre ise mangal eylemi kesinlikle ilkel bir davranış değil; Batılı erkeklerin paylaştığı yerel kültürel faktörlere bağlı bir gösteri.
İnsanı çapraz mangal dumanı altında bırakan yazlıkçı erkeklerin zekasından şüphe ediyorsanız, bu teoriye kesinlikle inanmayacaksınız. Türkiye'den Amerika'ya, İngiltere'den Avustralya'ya kadar mangal meraklısı bütün memleketlerde ille de atletle gerçekleştirilen bu eylem meğerse zeka gelişiminin göstergesiymiş.
Bu teoriyi ortaya atan kişi Amerikalı biyolog Craig Stanford. Avlanan Maymunlar adlı kitabında yazdığına göre, insan zekasının evrimi et pişirmeye dayanıyor. Ancak zekayı geliştiren şey etin besin değeri değil. Avlanma eyleminin de zeka gelişimiyle ilgisi yok. Aksi takdirde bütün etobur hayvanların, insanlar kadar zeki olması gerekirdi.
İnsanın ayrıcalığı, etin paylaşım ritüeliyle başlıyor. Tarih öncesi dönemde toplulukların sosyal dokusu bu ritüelle belirleniyor. Avlanıp eti elde eden erkeğin üstünlüğü tescilleniyor; erkek, cinsellik karşılığında eti takas ediyor. Zeka evriminin kökeninde de bu sosyal etkileşim yatıyor.
Aynı ritüel bugün de devam ediyor. Erkek mangal yakarak egemen güç olduğunu göstermeye çalışıyor.
Şempanze sürüleriyle modern avcı-toplayıcı toplulukları karşılaştırarak bu sonuca varan Stanford, ortaya attığı teorinin antropolojik kanıtları olmadığını da kabul ediyor.
Aslında teorinin pek de tutarlı olmadığını görmek için fazla kanıt aramaya gerek yok. Et pişirmek için çok daha kolay yollar çoktan bulunduğu halde, mangalı yakmak için bir takım gülünç hareketler yapan erkekler zeki değil, ancak ‘‘ilkel’’ olarak tanımlanabilir.
Nitekim Liverpool Üniversitesi'nden evrim psikolojisi uzmanı Prof.Robin Dunbar da Stanford'un teorisini kesinlikle reddediyor. Çünkü bu teoriye göre erkeklerin halen avcı-toplayıcıların beyin yapısına sahip olması gerekiyor. Yani bu durumda zeka evrimi söz konusu olamaz. Prof.Dunbar bugünün avcı-toplayıcı topluluklarında etin açık havada ateşte pişirildiğini ve bu işin hep kadınlar tarafından yapıldığını söylüyor. Mangalda et pişiren erkeklere ise sadece Batılı toplumlarda rastlanıyor. Prof. Dunbar, gelişmiş toplum erkeğinin mangal yakmasını, yerel kültürel faktörlere bağlı bir gösteri olarak kabul ediyor.
NEDEN ŞİMDİ
Prof. Dunbar, ‘‘Eğer mangal yakmak, erkeklerin evrim sürecinde günümüze kadar taşıdığı bir davranışsa, neden yüzyıllarca ara verip yakın geçmişte başladılar bu işe’’ sorusunu ortaya atıyor.
Gerçekten de Batı tarihinde, bahçe veya piknik alanlarına içki sofrası kurup ateşte et pişirmek gibi bir mangal kültürü yok. Hatta mangal sözcüğünün Batı dillerindeki karşılığı olan ‘‘barbekü’’ 17'inci yüzyılda bulunmuş. Guyana'daki Aravak yerlilerinin kullandığı ‘‘borbecu’’ sözcüğü, Fransız ve İspanyollar tarafından Avrupa'ya taşınmış. 18'inci Yüzyıl'dan itibaren de bütün köy ya da kasaba halkının toplu olarak katıldığı ortak bir ritüel olmuş mangal yakmak.
Bu toplu eğlence daha sonra yavaş yavaş kaybolurken, 1930'lardan itibaren Amerika'da, 1960'lardan sonra da İngiltere'de çekirdek ailelerin eğlencesi haline gelmiş. Böylece, aynı keyfi paylaşmayan komşuların geniz yakan kesif duman ve dayanılmaz et kokusuyla taciz edildiği dönem başlamış.
Biz de tam bu dönemi yaşıyoruz işte. Ancak yabancı kaynaklarda, Türk erkeğinin mangal aşkını evrimsel ve sosyolojik boyutlarıyla açıklayan bir araştırmaya rastlayamadım. Onun hikayesi apayrı olabilir.
Paylaş