Zaman makinesi gibi bir mekan...

Bir mekânı tanıtmak istiyorum sizlere. Nostalji severlere özellikle.

Haberin Devamı

Daha önce kardeşim arkadaşlarıyla gitmiş, anlata anlata bitiremedi. Biz de “Gidelim görelim.” dedik. Dedik ama öyle “Kafamıza esti, gidelim.” diyemiyorsunuz; randevu alacaksınız.

Biz de randevumuzu aldık ve üç arkadaş gittik. Kardeşim mekânı ve sahibini anlatınca yaşlı bir adamla karşılaşmayı umuyordum ama genç bir adamla karşılaştım. Hakan Günay; 38 yaşında, aslen Giresunlu ve İstanbul Bağcılar’da yaşayan enteresan bir vatandaş.

Haberin Devamı

92 m2’lik bir dükkâna adım attığımda, bir zaman makinesiyle geçmişe gittiğimi hissettim. Eski koltuklar, radyolar, televizyonlar, pikaplar, divanlar, dikiş makineleri vs. tam 250 parça eşya var.

Bir yandan közde pişirdiği kahvelerimizi içerken diğer yandan da hikâyesini dinledim.

Hakan Bey, küçük yaşta çalışmaya başlamış. Antika eşya toplamaya başlaması ise 1998 yılında patronu Süleyman Kolcu, evini taşırken el yapımı sallanan sandalyesini kendisine vermesiyle başlamış.

Haberin Devamı

“Sandalyeyi eve götürürken içimden “Dili olsa neler söylerdi?” diye geçirdim. Evime götürdüm sonra sandalyeye ‘Senin yalnız kalmaman lazım.’ diyerek radyo aldım. Radyo arızalandı, başka aldım. Sonra bunun beni mutlu ettiğini gördüm. Eşyaların yaşamı sona ererken onları kurtarıyor gibi hissettim kendimi. ‘Daha fazla hayat kurtarmam lazım’ diyerek şirket hayatımı bitirdim ve ufak bir mekân tuttum kendime. Beni tanıyanlar atmaya kıyamadıkları eski eşyalarını bana getirmeye başladılar. Böylelikle çoğaldık, büyüdük. İnsanlar bana verdiği eşyayı burada gelip görüyor, değer verildiğini gördükçe de mutlu oluyor. Burası bana yetmiyor, klasik arabam var sığdıramıyorum; daha geniş bir mekâna çıkacağım yakında.” diyor…

Haberin Devamı

Günay’ın, mekânla ilgili maddi beklentisi yok. Kuralları var, ister iki kişi gidin, ister sekiz kişi fark etmez siz mekândayken başka müşteri kabul etmiyor. İsterseniz bir çay için, bir saat oturun “Ne alırdınız?” diye kafanızda dikilen yok. Garson da yok zaten. Kendisi hizmet ediyor misafirlerine. Misafir diyorum çünkü müşteri-esnaf ilişkisinden ziyade misafir-ev sahibi ilişkisi var.

Yaptığı işi çok seviyor ve şöyle anlatıyor duygularını;

“Ben buraya gelen insanların küçücük bir obje ile nasıl maziye gittiklerini, geçmişe özlemlerini, hatıralarını görüyorum gözlerinde. İnsanlara neleri unuttuklarını göstermek ve bunu yaparken de kültürümüzün bir parçası olan közde çay ve kahve ikram etmek kimi zaman insanların anılarını dinlemek çok başka bir duygu.”

Haberin Devamı

Gitmek isteyenler için telefon numarası: 0533 162 89 27

Yazarın Tüm Yazıları