Paylaş
Dinimiz eşcinsel birliktelikleri tasvip etmiyor. Tamam, da aynı dinin yasakladığı ve cezai hükümleri olan birçok yasak varken ve kimsenin sesi çıkmazken LGBTİ’lere gösterilen bu tepki nedir?
Bu insanlar bu toplumda yaşıyor, her gün bu topraklarda yürüyor. Görmezden gelmek veya yok saymakla hiçbir şey yok olmuyor.
…
Yürüyüş için alınan önlemlerin, trans cinayetlerinin önlenmesi için alınmasının daha öncelikli insanlık görevimiz olduğuna inanıyorum.
Aynı topraklarda yaşadığımız (yaşam tarzını onaylamasak de) insanların en doğal hakkı olan yaşam hakkı elinden alınıyor, aileleri toplumdan dışlanıyor, öldürülüyorlar ve bu görmezden geliniyor. Çok değil, bu yılın başında, “Bugün benim en güzel günüm, çok mutluyum ama bugün benim için güzel bir gün daha olacak… Herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum. Ben artık yapamıyorum, bunu öğrendim. Herkesin istediği gibi istediği şeyi yapıyorum. Şu anda 24 yaşında olmam lazım ve 24 yaşımda hayatımı sonlandırıyorum. Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi, çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım, bana çok engel oldular ve beni çok mağdur ettiler. Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum.” diyerek intihar eden Trans Eylül Cansın cinayetini görmezden gelen bizler ve trans çetelerine karşı önlem almayan yetkililer, neye dayanarak bu kadar rahatız?
Haksız yere öldürülen veya hayatlarına son vermeye zorlanan insanların yardım çığlıkları oruçlarımıza zarar vermiyor da, yürümeleri mi zarar veriyor?
Eylül’ün inandığı Allah ile bizim inandığımız Allah aynı, farkında mısınız?
Paylaş