Paylaş
Bu soruyu çok düşündüm ve cevabımı şöyle buldum: “Paylaşmak arzusu”. Nasıl sevgiler paylaştıkça çoğalırsa, düşünceler de böyledir.
Yazılarıma olumlu veya olumsuz yorumların yapılması hiç önemli değil. Düşüncelerini benimle paylaşan her okurun bana kattığı çeşitlilik vardır. Yani benim için düşüncelerin paylaşılması önemlidir.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey’e atfen söylenilen sevgi (!) sözlerini eleştiren yazıma açıklık getirmek istedim.
Neden ve kim için yazdığımı bilin istedim. Biliyorum, ayarlarımızla fazla oynandı; kimsenin kimseye güvenmediği, inanmadığı ve samimiyetini sorguladığı günler yaşıyoruz ama yılmamak lazım.
Öncelikle ne anasını - babasını, evladını Tayyip Bey’e feda eden Ethem Bey’i, ne de kuru sıkı mermileri olan Yiğit Bey’i yakinen tanırım. Ben Tayyip Bey’i tanıdığımda bu arkadaşlar yoktu. Bizim zamanımızda sevgiler de böyle ifade edilmezdi.
Bu arkadaşlara tavsiyem; çok sevdikleri (!) Cumhurbaşkanının, kendi liderini nasıl sevdiğine bir bakmaları ve örnek almaları.
Bana inanmıyorlarsa gazete arşivlerini tarasınlar; Tayyip Bey’in rahmetli Erbakan Hoca’ya atfen bu tarz sevgi sözleri var mı baksınlar?
Bu arada merak edenler için yazayım; Tayyip Bey’i severim, saygı duyarım ama bu durumun kendisini eleştirmeme mani olduğu düşüncesine hiçbir zaman kapılmadım.
Ne Cumhurbaşkanı olması sevgimi arttırır ne de sıradan bir vatandaş olması sevgimi eksiltir.
KİM İÇİN YAZIYORUM?
Bugüne kadar okurlarım dışında “şu konuda yazı yazar mısın?” diye bir talep hiç olmadı. Ne karışanım var ne görüşenim. Acayip özgürüm anlayacağınız.
Aydın Bey’le şahsen tanışmıyorum. Ne Aydın Bey’e ne de başka birilerine şirin görünme gibi bir kaygım var; kaldı ki ben zaten şirin bir insanım.
Bugüne kadar ne siyasi duruşumu ne de düşüncelerimi maddi bir beklenti için bozdum. Bugün en küçük fikri ayrılıklarda birbirini “menfaat sağlamakla” itham edenleri gördükçe, beni onurlu bir insan olarak yetiştiren aileme teşekkür ediyorum.
Kimsenin niyetini okuyamadığım gibi, kimsenin de benimle ilgili ne niyeti olduğunu sorgulamıyorum. Doğrularıma göre yaşıyorum ve böyle yaşamaya da devam edeceğim.
Kapılarını bana açtığından dolayı Hürriyet ailesine her daim müteşekkir kalacağım. Beni olduğum gibi kabul edenleri ben de olduğu gibi kabul ediyorum. Ne geçmişin hatalarıyla ne de gelecek korkularıyla yön vermiyorum hayatıma.
Birilerinin inandığı doğrulara göre yaşamaktansa, kendi inandığım yanlışları yapmayı tercih ederim. Zira Allah’ın huzurunda vereceğim hesapta kimsenin beni kurtaramayacağına inanırım.
Sevginin de, nefretin de fazlasının zararlı olduğunu düşünüyor, sizlere de uzak durmanızı tavsiye ediyorum.
Paylaş