Sol partiye oy verir miyim?

Bundan 5-6 sene önce bu soruya “kesinlikle hayır.” derdim.

Ama şimdi “Eşitlik ve adalet vaat edebiliyorsa sol partiye oy verebilirim.” diyorum. Yalnız HDP’yi CHP’den daha yakın gördüğümü ifade etmeden geçemeyeceğim.

Bizim sol partilerle mazimiz pek hoş değildir ama geçmişi resetleyebilir, yaşananları sil baştan alabilirim. Tabii bunu kendi adıma söyleyebilirim. Zira genel olarak geçmişi kurcalamadan yaşayamayan bir toplumuz.

Önüne arkasına “ama”ları koymadan, “Bu kadarıyla yetin” diyerek kırıntıları göstermeden özgürlüğümü garantiliyor mu önce ona bakarım.

Durun! Hemen “Tek derdiniz kendi özgürlüğünüz. Bir başkasının özgürlüğü veya sıkıntılarına karşı duyarsızsınız. Ülkede bu kadar sorun varken neyin derdindesiniz? ” suçlamasına geçip “Ülkemizdeki ve dünyadaki bütün olumsuzlukların tek müsebbibi olarak bizi görüp işin kolayına gitmeyin.

Her ne kadar duyarsız biri olmadığımı düşünsem de kendimi “daha duyarlı olabilmek adına” muhasebeye çekerim.

“Başörtüm şahane, gerisinden bana ne?” demeyi insan olma onuruna aykırı görürüm.

Karşımdakinin korkularını anlayamasam da kendi korkularımla karşılaştırabilirim. Değerlerini kaybetme korkusunun ne anlama geldiğini, çocuğuna iyi bir gelecek sunma endişesinin ne demek olduğunu kestirebilirim.

Ülkemde yaşayan her bireyin tek derdinin daha çok kazanmak olmadığını, herkes için daha çok özgürlük adına özgürlüklerini rehin bırakabilecek insanların var olduğunu bilmek beni umutlandırır.

Yalnız; “Sizin tek derdiniz başörtüsü” diyenlere vicdanlarıyla cevap vermesini istediğim tek sorum var.

Ben ‘Din kavramı bahane edilerek kadınların özgürlüklerin sınırlanmasına HAYIR diyebiliyorsam.’

Sen ‘Laiklik kavramının bahane edilerek benim özgürlüklerimin sınırlanmasına da HAYIR diyebilecek misin?

Çünkü ben yasaklar nedeniyle çalışamayan kadınlara açılan ahlaksız kapıları biliyorum.

Sizin o “Özgürlükler umurlarında mı?” diye eleştirdiğiniz ‘burjuva başörtülülerin’ zaten yasaklarla derdi de yok. Onların tek derdi “marka” takılma özgürlüğüdür.

.....

Ülkemizdeki siyasi partiler adeta belirli bir alanı sahiplenmiş. Seçimler yaklaşırken karşı alandan oyuncu almakla “Ben her görüşe açığım.” mesajını vermekle alan genişletmiş sayıyor kendini.

Olmuyor sayın liderler olmuyor.

Yunanistan’daki seçimleri SYRIZA’nın kazanmasına şaşırmadım. Halka kendinizi – derdinizi anlatabilirseniz karşılığını muhakkak alırsınız. 1995 yılında Refah Partisi’nin zaferini unutmayalım.

O yıllardaki söylemler şu anda bir partiyi iktidar yapar mı? Kesinlikle Hayır.

Çünkü yıpranan, daha doğrusu “yıprattığımız” söylemlerin aksini söyleme günüdür bugün.