İmanın şartları kaçtır?

Biliyorum, gündemleri yoğun ama “Kadınlara ayar verme” mevzusuna biraz ara verip, ülkemiz insanı için daha elzem bir hususu gündeme getirmelerini ivedilikle talep ediyorum.

“Namus elden gidiyor!” diye bağırıp çağırıyorsunuz amma asıl Müslümanlık elden gidiyor, haberiniz yok. Durum vahim. Üstelik bu sorumlusu da Müslümanlar.

“İslam’da Kadın”ı konuşurken, tartışırken kadınların onurunu kırdığınızın farkında bile değilsiniz.

En basiti bir hoca efendinin sosyal medyada kendisine soru soran bir genç kızın onuruyla dalga geçmesini dahi sorgulayamıyoruz. “Allah, ‘Kardeşinizin kusurunu örtün.’ demiyor mu hocam? Peki, sizin yaptığınız şey nedir?” diyemiyoruz.

Bu genç kızın sorduğu sorular mı İslam’a zarar veriyor? Yoksa ağabeylerinin yaptıkları mı?

Nasıl mı? Anlatayım. Bizim bildiğimiz İmanın şartı altıdır. Yani bir insan; “Allah’a, Peygamberlere, Meleklere, Kitaplara, Ahiret gününe, Kaza ve Kadere iman ettim.” derse Müslüman’dır.

Fakat öyle hâle geldik ki yetmiyor. Çok Müslümanız ya, kesmiyor bizi… Yedincisini ekledik şartlara. “Yedinci şart nedir?” diye soracak olursanız, genel anlamıyla şöyle söyleyebiliriz: “İçinde bulunduğun grup veya cemaatin liderini ve sözlerini kayıtsız şartsız kabul edip, itaat etmek.” Kabul etmekle de iş bitmiyor, karşındakine de dikta edeceksin.

Eğer karşındaki kişi, ısrarla kabul etmiyor, bildiğini okuyorsa “Canın cehenneme!” diyeceksin. Zaten bayılıyoruz birbirimizi cehenneme göndermeye.

Dikkat edin, artık dilencilere para vermediğinizde “Allah cezanı versin!” diyor arkanızdan.

“Ümmetimin farklılığı rahmettir.” diyen bir peygamberin “farklılıklara tahammülü olmayan ümmeti” olduk. Ne ahlakımız benziyor Müslümana ne de hareketlerimiz.

Bir grup kendi arasında bu şekilde tartışırken diğerleri de “Bu nasıl İslam? Bunlar nasıl Müslüman?” diye hayretler içinde izliyor.

Madem yozlaşmayı konuşacağız, hodri meydan buradan başlayalım.

Var mısınız?