Paylaş
Lokman Ayva, 11 yaşında geçirdiği rahatsızlık sebebiyle görme engelli olmuş. 49 yaşında evli ve iki çocuk babası.
Boğaziçi mezunu. TBMM'ye girmiş ilk görme engelli milletvekilidir. Halen Türkiye Beyazay Derneği’nin Genel Başkanlığı’nı yürütmektedir.
Aşkı nasıl tanımlarsınız?
Sebep-sonuç ilişkisi değil aslında. İnsanlar genellikle aşkı bir insanın sesine ve fiziğine âşık olarak tanımlarlar ama bir insan rüyasında gördüğüne de âşık olabilir. Herhangi bir sebep olmadan da âşık olabilir. Aşk enteresan bir şeydir. Ben neye âşık oldum, derseniz; sebep olarak çok şey söyleyebilirim. Davranışları, bakış açısı, cinselliğiyle bir şekilde etkilemiştir beni. Belki arzular aşka dönüşmüştür. Arzuyla aşkı da karıştırmamak gerekiyor. Arzu, sevgi, aşk farklı şeyler.
KADINLAR, KENDİLERİNİ AŞIK OLMADIKLARINA İKNA EDİYORLAR.
Âşık oldunuz mu?
Baya oldum. Kör olduktan sonra, 13 yaşlarımda komşumuzun bir kızı vardı onu sevmiştim ilk olarak. Fakat kız benim farkımda bile değildi. Sonra ortaokul dönemimde âşık oldum ama okul başkanıydım ve bir sorumluluğum olduğu düşüncesiyle kendimi kapattım. Liseyi engelsiz okulda okudum ve tek engelli bendim. Şimdi birine âşık olsam ve bunu söylesem “Vay be! Bu çocuk hem kör hem kızların namusuna göz dikiyor.” diye düşünülecek kaygısıyla kendimi kapattım. Çünkü bizde aşk, namus kavramıyla eş düşünülüyor.
Üniversite yıllarında ne yaptınız?
Üniversiteye başladığımda baktım bunlar normal şeylermiş, kasılacak bir durum yokmuş. Konuştuğum çok kız oldu. Kızlarda o dönem bir şeyi fark ettim; ilişki ilerleyince kendilerini kapatıp âşık olmadıklarına dair kendilerini ikna ediyorlar ve duygularını bastırıyorlar.
ENGELLİ ERKEKLE EVLENMEK ONA BAKICILIK YAPMAK MIDIR?
Neden?
Çünkü engelli biriyle evlenmek zor. Sosyal sorumluluğu da fazla. Toplum, sağlıklı bir kadının engelli bir erkekle evlenmesini “Bakıcılık yapmak “ olarak görüyor. Dolayısıyla kızlar da bakıcılık yapmak istemiyorlardı.
İdeal kadın kavramınız nedir?
Bir kadın, kendisi gibi davranabiliyorsa ideal kadındır.
Fiziki özellik sizin için önemli midir?
Ben eskiden toplumun öğrettiği güzel kadın modelini düşünüyordum. Sonra onun saçma sapan bir şey olduğuna karar verdim. Sizin sevdiğiniz insan güzeldir.
İki boyutu var. Biri arzu meselesi diğeri de aşk meselesi. Arzu o kadar çok sevgi ve aşkla karıştırılır ki hani “Seni kimseye yar etmem!” söylemi vardır ya, bunu söyleten sevgi değildir arzudur. Bazen bu birbirine de girebiliyor, hem seviyor hem arzuluyor da olabilir.
TOPLUM ERKEĞE KÖTÜ MUAMELE YAPIYOR.
“Kimseye yar etmem!” düşüncesi birçok cinayete neden oluyor…
Evet, erkekler sevdiği kadın tarafından özel olmak istiyor. Kadın da ister ama erkekte bu istek daha yoğun. Kendimizin de farkında değiliz aslında. Toplum olarak ciddi yanlışlarımız var. Bir erkek bir kadını sevdiğinde ve kız gidip başkasıyla evlenince, erkeğin çevresi ona o kadar kötü muamele ediyor, o kadar kötü hissettiriyor ki… “Kız sana değer vermedi, sen ne değersiz bir adamsın!” diyor, dolayısıyla adam da kendini değersiz hissediyor. Bunu aşmadığımız sürece cinayetlerin önünü almamız çok zor.
İLİŞKİLERDE KADINLAR CESUR, ERKEKLER KORKAK DAVRANIYOR.
Engelli erkekler genellikle engelli kadınlarla evlenmek istemiyor, neden sizce?
Engelli birinin sağlıklı biriyle evlenmesi üstünlüktür. Çobanın prensesle evlenmesi gibi algılanır. Toplumda da şöyle bir düşünce var. Sağlam biri engelli biriyle evlendiği zaman “Neyin eksikti de gittin engelli biriyle evlendin?” diyorlar. Engelli çocuğu olan aileler genel olarak yetim veya fakir ailenin sağlıklı kız çocuklarıyla evlendirmek istiyorlar.
Engelli bir insanın duygularının da engelli olduğunu düşünmek ve onun sadece engelli veya düşük gelirli bir ailenin çocuğunu sevmesini istemek çok yanlış. Hande Yener adlı sanatçımıza kendisine “Yeni aşk var mı?” diye sorulduğunda “Sakat mıyım? Kör müyüm?” “Neden sevgilim olmasın” cevabını vermişti hatırlarsanız.
Görme engellilerle ilgili şöyle bir tespit var: Görme engelli erkekler, sağlıklı kadınlarla evleniyor ama sağlıklı erkekler görme engelli kadınlarla evlenmiyor. Bu doğru bir tespit mi?
Böyle bir gözlem var, doğrudur. Erkekler korkaktır ve dış baskılara karşı zayıftırlar. Kadınlar daha cesurdur ve risk alabilirler. Bir de sosyal kuralları kadınlar üretiyor, erkekleri şekillendiren kadınlardır. Toplum baskılarını kadınlar absorbe edebiliyor. Erkeklerin yaptığı tek şey, kadınlar tarafından beğenilmeye çalışmaktır.
İNSAN ACIYACAĞI İNSANLA SEVİŞMEK İSTEMEZ.
Engelli biri engelli biriyle mi mutlu olur yoksa sağlıklı bireyle mi?
Bu sorunuza genelleyerek bir cevap vermem mümkün değil. Her insan kendine özeldir ama toplumumuzda genel olarak engelli birinin kendisi gibi engelli biriyle evlenmesi daha uygun görülür. Böyle evliliklerde o aileye toplumun bakışı çok farklıdır. Özel bir aile gibi görülür, saygı duyulan ama çok irtibatta olunmayan bir aile olur. Bir anlamda toplumdan izole edilir.
Peki, engelsiz birini engelli biriyle evlilikte ne korkutur?
Engelsiz olan, engelli partnerini incitmekten korkar. “Zamanla acır mıyım?” diye endişelenir çünkü acıyacağı bir insanla sevişme düşüncesi zordur. Duygu anlamında, haz anlamında eksik kalma korkusu olur.
Engel grupları içinde evlilik açısından en zor hangisidir?
İşitme engelliler, ilişkilerinde genel olarak kendilerini kapatıyorlar. Bir örnek vereyim. Yakinen tanıdığım bir kız vardı, engelsiz ve güzel bir kızdı. Bu kız “çok yakışıklı ama işitme engelli” bir gence âşık oldu. Ama erkek, kızı istemedi. Kız, olması için çok gayret gösterdi ama olmadı; sağlıklı bir iletişim kuramadılar. Muhtemelen kız, işitme engelli bir erkeğe nasıl davranacağını bilemedi, sesle yapılan cilveler işitme engelli biri için bir şey ifade etmez.
SEN ZAVALLISIN, HOŞLANILMAZ SADECE YARDIM EDİLİRSİN.
Evliliğinize karar verirken aşk mı mantık mı ön plandaydı sizin için?
Aşk derken; öyle Leyla ile Mecnun aşkı yoktu, zaten böyle kuvvetli aşklar üzerine kurulu çok evliliklerin olmadığı kanaatindeyim. Sevgi ve arzu üzerine kurulmuş bir evlilik diyebilirim. Evlilik kararında, kendini onun yanında iyi hissetmek, paylaşmaktan mutluluk duymak ve seni kızdırdığında “her şeye rağmen” onu affedebilecek kadar sevgi varsa evlilik iyi yürür diye düşünüyorum.
Kadınlarla ilişkilerinizde sizi en çok zorlayan neydi?
Ben namus kavramının yoğun olduğu bir anlayışta büyüdüm. Beğendiğim, âşık olduğum kızlara hoşlandığımı söylemekte bu anlamda zorlandım. Çünkü niyetiniz evlilik bile olsa “Namusumuza göz dikti.” olarak görülme ihtimaliniz var. Bir başka husus şu; engelli biri olarak söylüyorum bunu, bize insanlar genellikle yardım ederler, özellikle kadınlar daha çok yardımcı olurlar. Bazı kadınların yardım etme duygusunun altında iletişimde olmak, evlenmek ve zaman zaman tatmin olmak olduğunu hissederim. Ben bu niyete karşılık versem bu sefer “Bak, adama yardım ettim onun niyeti ne?” denilebiliyor. Bir arkadaşıma “Acaba bu kadın benden hoşlanıyor mu?” diye soracak olsam bakışı şöyle olurdu: “Sadece yardım ediyordur ayrıca sana o niyetle yaklaşır mı? Olur mu hiç öyle şey?” Yani bir anlamda “Sen zavallısın, hoşlanılmaz sadece yardım edilirsin.” diyor bana.
ÇAPKIN KADINLARI İLETİŞİMİNDEN ANLARIM.
Kadınları etkileyen yönünüzün ne olduğunu düşünürsünüz?
İyi konuşmamın olduğunu düşünüyorum, esprilerim iyidir. Kadınlar eğlenmeyi seviyorlar çünkü. Bir başka husus da, tahminime göre, güçlü ve tuttuğunu koparan biri olmam diye düşünürüm.
Çapkın mısınız?
Eh biraz. (Gülüyor.)
Eşinizle kıskançlık kavgalarınız oluyor mu?
Olmaz mı?
Peki, bir kadının çapkın olup olmadığını nasıl anlarsınız?
İletişiminden çok rahat anlarım.
Kadınlar hususunda gören erkekler mi, görmeyen erkekler mi daha çok yanılır?
Gören erkekler daha çok yanılırlar.
Neden?
Çünkü birbirlerini kandırma yöntemleri hep aynı. İnsanların sesleri yönetmesi, görüntü yönetmesinden daha zordur.
KADINLAR DAHA MERAKLI.
Kadınlarla mı, erkekler mi daha kolay anlaşıyorsunuz?
Kadınlarla, çünkü kadınların beni daha iyi anladığını düşünüyorum. Merak ettikleri çok şey oluyor.
Mesela neyi merak ediyorlar, ilginç bulduğunuz bir örnek verir misiniz?
Tabii. Bir kadın bana birlikte olmayı teklif etmişti mesela.
Neyi merak etmişti sizce?
Kadınlar, vücutlarına güvenmediği zaman cinsel hayatlarında kendilerini rahat hissetmezler. Görme engelli biriyle bu sorunu yaşamayacağı için birlikte olmak ister.
Peki, bu düşüncede olan bir kadın sadece birlikte mi olmak ister, evlilik düşünür mü?
Yok, sadece birlikteliği düşünür. Evlenmenin başka sosyal boyutları var. Ama eğer o kadın birliktelikten zevk aldıysa bunu evliliğe dönüştürmesi daha kolaydır.
Peki, böyle bir teklif, erkek açısından onur kırıcı değil mi sizce?
Yo değil, romantik bir kadındı.
Paylaş