Paylaş
“…Pozitif düşünün, Allah yolunda olmaya çalışın. Cenab-ı Hak belki bunları tembih için bizi elekten geçiriyor. Mazlumiyet, mahkumiyet ve baskı psikolojisinin kendi lehimize değerlendirip dünyaya anlatmak zorundayız. İnsanlar muzluma, sebepsiz yere içeriye atılanlara, uygunsuz laflara muhatap haline getirilenlere acırlar, kapılarını aralarlar. Bu ruh hali iyi değerlendirilmelidir…” diyordu.
Fethullah Bey’i şahsen tanımam. Camiasının üst düzeyinde de şahsen tanıdığım birisi yoktur. Cemaate bağlı, uzun yıllardır tanıdığım ve masumiyetlerinden şüphe etmediğim arkadaşlarım var sadece.
Yaşananlardan sonra hiçbirine “hala orada ne işiniz var” demediğim gibi, demeyi de etik bulmuyorum. Liderlerini veya camialarını savunmalarına da kızmıyorum. Anlamaya çalışıyorum sadece. Mutlu değiller biliyorum. Konuşmak isterlerse konuşurum, istemezlerse yok sayarım.
Fethullah Bey, “Cenab-ı Hak bizi elekten geçiriyor diyor”, doğru söylüyor . Ülkemizde elekten geçmeyen siyasetçi, iş adamı, cemaat, kurum ve kuruluş yok denecek kadar azdır . Hepimiz bir şekilde geçtik o elekten çok şükür.
Zor zamanlarda arkasını dönüp gidenler canını acıtır insanın ama çok takılmamak-üzülmemek lazım neticede mühim olan Allah’ın eleğidir.
Fethullah Bey diyor ki, “Dünyaya anlatın yaşananları çünkü insanlar mazlumun yanında olurlar. Anlatın kapılarını aralarlar .” Ben de duyarlı bir insan olarak çağrıya kulak vermek istiyorum.
İstiyorum da cevap bekleyen küçük sorularım var;
Mesela; Mazlum tanımını neye göre yapacağız? Siz bir grup karşısında mazlum olduğunuzu iddia ederken, birkaç grup da sizin karşınızda mazlum olduğunu iddia ediyor. Aradaki ihtilafı nasıl çözeceğiz?
Mesela; Geçmiş zamanda cemaat mensuplarınıza (yasakların yoğun döneminde) “ siyasete bulaşmayın, hiçbir eyleme katılmayın, iktidara baş kaldırmayın” şeklinde nasihat ve tavsiyelerinde bulunurdunuz. Ne değişti?
......
Makamınız itibarıyla nefis muhasebesi yapıyor, yaşananların manevi boyutunu sorguluyorsunuzdur muhakkak.
Ülkenizden uzaklardasınız. Olur ya size bilgi veren cemaat mensuplarınız atlamıştır, gözden kaçmıştır diye size bir din kardeşiniz olarak bilgi vereyim.
Sizinkiler de can yaktı. Öyle tapeler, telefon dinlemeler, kamera kayıtları filan demeyeceğim.
Hani sizin canınız yandı ağladınız-beddua ettiniz. Biz duyduk, gördük, üzüldük.
Siz, bir iş sahibi olabilmek için önüne cemaatçi ya da partili olmak seçeneği sunulan insanların gözyaşlarını gördünüz mü?
Biz de bu ülkenin evladıyız diye haykıran çığlıklarını duydunuz mu?
Bugün camia olarak içinizde mazlum olanlarınız var elbette. Üzgünüm ama sizi bunların arasında göremiyorum.
Ne diyorum biliyor musunuz? Keşke hiç siyasete bulaşmasaydınız.
Bugün yaşadıklarınızın sorumlusu ve suçlusu olarak sadece iktidarı görmeyin.
Siz elinizdeki gücü yanlış kullandınız. Allah insanlara/iktidarlara güçle birlikte uzunca da bir mühlet verir.
Güç sahibi olduğumuzdaki tutumumuzla sınar bizi. Bir anlamda kaderimizi çizeriz davranışlarımızla.
Güç zaman içinde biz farkında olmadan el değiştirir. Karşımızdakini bize düşman veya dost yapan, elimizdeki gücü nasıl kullandığımızla ilgilidir.
Lütfen suçlu ararken bir düşünün.
Paylaş