Paylaş
Hakaret, şiddet… Tam bir Türk klasiği yani. Boşanmamak için pişmanlık ve özürden başka her yolu deniyor.
Karısını, kızını sokak ortasında çok rahat hırpalayabiliyor. Kimse de tık yok, aile kavgası ya (!)
Kocanın şiddetine karşı dur demesi için karakola giden kadına polisin verdiği cevap, “Bizim yapacağımız bir şey yok. Şikâyetin savcılığa gönderilecek ve dava açılacak.” oluyor.
Anlayacağınız polise yaptığınız her şikâyet için savcılık dosya açıyor ve siz mütemadiyen ifade veriyorsunuz. Bu zaman zarfında şiddet gösteren taraf serbest tabii…
Koruma karanına rağmen kocanın tacizleri devam ediyorsa ikinci bir koruma kararı çıkıyor ama koca yine serbest.
Komşular “Karı-koca kavgası” diyerek karışmak istemiyor, polis “Elimizden bir şey gelmez.” diyerek karışmıyor. Peki, ne yapacak bu kadın?
Ne yapıyor söyleyeyim; geçen gün elinde taş, “Yeter Ayşe Abla! En azından çocuklarım rahat eder. Madem kimse bir şey yapamıyor, ben yapayım.” diyerek elinde taşla sokaktan geçmesini bekliyordu kocasının.
Bir kadını, bu denli yalnız ve çaresiz bırakmak niye? Hadi polisin yetkisi yok, komşular da korkuyor; peki ya devlet?
Ben Fatma Hanım’a çağrı yapmak istiyorum buradan; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun teröre karşı açtığı savaşı, siz de Aile’den yani ‘Kadın’dan Sorumlu Bakan olarak erkek terörüne karşı açabilirsiniz.
Varsa bir engel, birlikte kaldıralım; paylaşın, yanınızda duralım ama lütfen artık bir şeyler yapın.
Paylaş