Paylaş
Çok anlamsız ve şahsını zor duruma düşürecek bir açıklama olarak gördüm bu davranışı. İyi niyetle bile olsa Ecevit adına özür dileme hakkı sayın Davutoğlu’nun değildir.
Bugün “Bu kadına haddini bildirin” sözü için dönemin Başbakanı adına özür dilediğiniz zaman, yarın bir sonraki dönemin Başbakanının “Haddini bil, edepsiz kadın” sözü için özür istenebilir.
Siyaset zor iş vesselam…
Kurumuş Kalpler Ülkesi
Gezi’den sonra ülkemizde birçokşey değişti. Bir aklama ve suçlama yarışı, intikam paylaşımları almış başını gidiyor.
Yalnız dikkatimi çeken bir paylaşım var ki, her mahallenin ortak sloganı olma özelliğini koruyor.
“….Unutursam kalbim kurusun.”
Nasıl diyeceksiniz? Şöyle izah edeyim. Bir fotoğraf düşünün, Gezi Olayları’na atıfta bulunan ‘gerçi yaklaşan seçimler nedeniyle eski mağduriyetlere dayanan fotoğraflar da kullanılıyor’ altında meşhur slogan ‘Unutursam kalbim kurusun.’
Merak ettiğim ne biliyor musunuz? Kurumuş bir kalbin bize ne kazandıracağı?
Kalbinde barışı inşa edememiş bir insanın, ülkesinin barışı için ne yapabileceği?
Hangi mahalleden olursa olsun; kim olursa olsun bu ve bunun benzeri söylemleri terk etmemiz gerekiyor.
Yaşanmış haksızlıkları birbirimizin gözüne sokma yarışından vazgeçmeliyiz.
Kim daha Müslüman, kim daha vatansever sorgulamalarını terk etmeliyiz.
Bunu kendimiz için, yarınlarımız için yapmalıyız.
Fiziken ve ruhen öldürüyoruz birbirimizi. “Tacize hayır!” diye bağırıyoruz ama hem bedenen hem fikren taciz etmeye devam ediyoruz karşımızdakini.
Bir tarafta ‘Kalbim kurusun’ diye temennide bulunup diğer tarafta Allah’a “ülkemize ve kalplerimize huzur versin” diye dua etmekle olmuyor bu işler.
Paylaş