Paylaş
İnternetten kıyafet alışverişi yapma cesaretini göstermiş biri olarak yaşadıklarımı ve günde tam 60 bin ürün satışı yapan bir e-ticaret sitesini, Sefamerve’yi tanıtacağım. Oya ve Mehmet Metin Okur kardeşlerin ilişkileri en az başarıları kadar ilgi çekici. (Yazıyı okumak için tıklayın)
“İki Kafadar” bu hafta Balat’taydı. Muhteşem bir mekân ve hikâyesini kaleme almışlar. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Minikler ve anneleri için MinioKids adında bir mekanımız var. 23 Nisan da yaklaşırken güzel bir alternatif olur diye düşünüyorum.
ANNELERE VE ÇOCUKLARA RENKLİ DÜNYA
Bu hafta sizlerle arkadaşlarla toplandığımızda tartıştığımız bir konuyu paylaşmak istiyorum… Konu şu; “Anneler gerek arkadaş toplantılarına giderken çocuklarını yanına almalı mı, almamalı mı?”
Almalı diyenlerin savunduğu tez şöyle; “Çocuklarımız arkadaş olsun birlikte büyüsünler.”
Almamalı diyenlerin tezi ise; “Ayda yılda bir araya geliyoruz çocuklar olunca rahat olamıyoruz.”
İki tarafın da kendine göre haklı sebepleri var elbet. Siz de düşüncelerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Günümüz kadını çocuk sahibi olsa da sosyal hayattan kopmak istemiyor. Çalışan veya sosyal hayatta aktif olan anneler, çocuklarıyla geçirdikleri zamanın kaliteli olmasını önceliyor artık.
Bu ihtiyacı gözlemleyen bir anne, ilginç bir çözüm getirmiş olaya. Bugün size kendisini tanıtmak ve yaptığı işi anlatmak istiyorum.
Hale Gülsüm Söylemez, Endüstri Mühendisi ve genç bir anne. Çocuklarının gelişiminden ilham alarak, kendisi gibi mühendis olan kardeşleriyle birlikte bir projeyi hayata geçirmiş.
Başakşehir’de 400 m2 bahçeli bir villa kiralamış ve MinioKids adında şirin bir mekanı hizmete sunmuş. Köşeme sığmayacak kadar çok aktiviteleri var. Hepsi de birbirinden güzel birbirinden anlamlı.
Hale Hanım, MinioKids’i şöyle anlatıyor:
"Önceliğimiz; Şehir hayatının içinde güvenli bir ortamda hayal kurmak, çocuk olmak, kitabı sevmek, eğlenmek, mutlu olmak. Annelere ve çocuklara renkli bir dünya sunmak.
Birbirinden güzel kitapların, oyuncakların bulunduğu bir butiğimiz var. İki yıldır hizmet veriyoruz ve gelen talepler üzerine başka ilçelerde de açmayı planlıyoruz. Konu çocuk olunca çok hassas davranıyoruz elbette. Onların mutluluğu ve sağlığı çok önemli. Bizim kafemizdeki tüm ürünler unsuz, şekersiz glütensizdir.
Biz MinioKids’te neler yapıyoruz?
Akademik zorlamalar olmayan bir dünyaya giriyoruz… Şarkılar söylüyoruz, bahçede danslar ediyoruz, nefes alıyoruz… Ağaçlara, çiçeklere sarılıyoruz, çimleri suluyoruz.
Boyanıyoruz, kirleniyoruz, ıslanıyoruz, oynuyoruz… Top havuzlarından, plastik oyun alanlarından öteye gidiyoruz… Yan yatıp, çamura batıyoruz…
Yamuk-yumuk da olsa sanat etkinliklerini eve gönderiyoruz, üzerinde düzeltme yapmıyoruz. Çünkü her şeyin doğalını seviyoruz biz; tıpkı çocuklar gibi…
12 haftalık programlarla anne-çocuk oyun grupları yapıyoruz. Her hafta farklı bir tema kullanılarak hazırlanan oyunlar çocukların gelişimleri düşünülerek hazırlanıyor, çocuklar bu oyunları oynarken çok mutlu oluyor.
Yaz aylarının vazgeçilmezi, bahçe oyunlarımız var. Suyla oynamak, çamura batmak, çimene yatmak isteyen tüm çocuklar Bahçe Oyunları'nda her hafta değişen oyunlarla açık havada oyunlar oynuyorlar."
BALAT’A UZANAN ‘K’ LARIN HİKAYESİ
Dar ve uzun sokakları, tarih kokan evleri, oradan oraya koşturan çocukları ile samimiyetin simgesidir Balat. Yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu semt, artık kafeleri ile de misafir ediyor sizi.
“Artık” diyoruz çünkü bu semtte kafeler son 2-3 yıldır ön plana çıkmış durumda. Kafe Naftalin K. ise Balat’ın ilk kafesi olma özelliğini taşıyor ve zamanda yolculuk yapmak isteyenlerin buluşma noktası oluyor.
Örgü masa örtüleri, tarihi kahve fincanları, ev yapımı mis gibi kekleri, çörekleri, çaydanlıktan vazoları ile 80’lere merhaba der gibi..
Bundan üç yıl kadar önce mutluluklarına insanları ortak etmek isteyen bir çiftin yola çıkış hikâyesidir Kafe Naftalin K. adını “Güvelere karşı kullandığı kimyasal silahıdır anların” diyerek açıklıyorlar.
Bir antikacı dükkânı olarak kullanılan mekânı kafe yapmaya karar verdiklerinde en sevdikleri şeylerin
‘K’ ile başladığını fark etmişler ve böylelikle Naftalin K. ismini vermişler kendilerine.
Kedi, Kahvaltı, Kahve, Kafka, Keyif…
Franz Kafka o kadar işlemiş ki yaptıkları işe, menüyü istediğinizde Kafka’nın Milena’ya yazdığı kısa bir dörtlüğü görüyorsunuz eski bir mektup zarfı üzerinde.
Menü de bu zarf içerisinde geliyor. Kafka’yı az çok bilen biri iseniz biraz gülümsüyor, daha sonra bu aşk hikâyesini hüzünle bitiren ‘Ve sen gelmiyorsun, çünkü gelmeye kendin ihtiyaç duyana kadar bekliyorsun…’ dizeleri geliyor aklınıza.
Tavrı, konsepti, güler yüzlü çalışanları ve “Buranın efendisi biziz!” der gibi dolaşan kedileri ile size de soruyor Naftalin K.; “Sizin ‘K’nız hangisi?”
Paylaş