Ben size bir şey söyleyeyim mi, gerçekten bütün sıkı adamlar benim köylüm. Hakiki köylüm. Adanalı yani. Oradan o kadar acayip insanlar çıkıyor ki, bazen gözlerim yuvalarından fırlıyor, ‘‘Nasıl yani? Nasıl yapmış yani? Ne zaman yapmış yani?’’ oluyorum.
Şu anda karşı karşıya bulunduğunuz Adanalı profesör köylüm de (gerçekten köyü babamınkiyle yan yana) onlardan biri. Aynı zamanda okuldan, yani Tarsus Amerikan'dan da benim ağabeyim. Ama benim ona saygı duymam sadece yaş farkından kaynaklanan bir sosyal hiyerarşi sorunu değil. Ben böyle adamların önünde eğilirim. Bilgili, rahat, şefkatli, ileri görüşlü, açık kafalı... Daha ne olsun? Bir gece, bir yerlerde dünyanın en sıradan şeyiymiş gibi yanda okuyacaklarınızı anlattı. Dudağım uçukladı. ‘Bunları benim okurlarımla da paylaşır mısınız?’ dedim, ‘Neden olmasın’ dedi. Paylaştı...
Nereden aklınıza geldi de vazektomi yaptırdınız?
- İki çocuğumuz olduktan sonra, karı-koca en uygun doğum kontrol yöntemi ne olabilir diye araştırmaya başladık. Tüm yöntemlerin faydalarını ve zararlarını inceledik. Ben ikimiz için de en uygun yöntemin vazektomi olduğuna karar verdim. Ve bunu karıma söyledim...
O ne dedi?
- Önce biraz şaşırdı tabii...
E şaşırır tabii. Netice itibarıyla, vazektomi dediğimiz şey, erkeklerin kitleler halinde koştura koştura yaptırdıkları bir şey değil. O saksı başınıza nereden düştü, onu anlamaya çalışıyorum...
- Uygun ve yaşam boyu etkin bir koruma yöntemi... Saksı bu yüzden kafama düştü... İyi ki de düştü! Evet, Türk erkeklerinin koştura koştura yaptırdıkları bir şey değil ama ABD'de sıkça uygulanan bir yöntem!
Biri mi tavsiye etti? Bir yerlerde mi okudunuz? Yoksa daha önce yaptırmış bir arkadaşınız mı, ‘‘Yaptır faydalı bir şey’’ dedi?
- Önce yaptıran bir Amerikalı karı-koca arkadaşımla konuştum. Uzun uzun. Sonra konu hakkında yayınlar okudum. Artılarını, eksilerini tarttım. Yaptıran diğer tanıdıklarla konuştuktan sonra da, nihai karara vardım. Ama tabii eşimin iznini aldım. Karınızın onayı yoksa yapamıyorsunuz...
Durduk yerde canınızın yanmasını göze alarak bir işlem yaptırdınız...
- Canınız çok da yanmıyor. Sadece bir iki gün az bir sızı duyuyorsunuz. O da basit ağrı kesicilerle yok edilebiliyor...
Peki bu işleme nasıl bakıyorsunuz? Kendinize verdiğiniz bir ceza mı? Eşinize verdiğiniz bir hediye mi?
- Hem kendime, hem de eşime verdiğim bir büyük armağan gözüyle bakıyorum. Bir yerde insanın karısının rahatı kendi rahatıdır. Öyle değil mi?
Erkeklerin hayattaki en büyük takıntısı olan cinsellik fobisini nasıl aştınız? Ameliyat sırasında ‘‘Ya bir şey olur da, cinsel fonksiyonlarımı kaybedersem’’ diye korkmadınız mı?
- Bu olayın erkeğin cinselliğiyle uzaktan yakından alakası yok ki! İnsanların önce bunu anlaması gerekiyor. Yapılan operasyonda cinsel işlevinizle oynanmıyor. Sadece testislerinden gelen spermlerin önü kesiliyor. Diğer vücut salgılarının değil. Bu işlemi yaptırmış biriyle, yaptırmamış biri arasında hiçbir fark göremezsiniz...
İyi de bir erkek kendini kısırlaştırma kararını nasıl verir? Ne kadar kolay, ne kadar zor? Kaç ay, kaç gün, kaç hafta, aklının içinde gider gelir?
- Bu kararı vermek oldukça uzun sürebilir. Benim araştırmam, konuşmam ve yaptırmaya karar vermem aylarca sürdü. Evet, yaptırmak ve yaptırmamak arasında gidip gelen çok ince bir çizgi var...
Peki ‘‘Ya bunun geri dönüşü olmazsa. Ömür boyu kısır kalırsam...’’ sorularının cevabını nasıl verdiniz?
- Bundan sonra çocuk yapmak istemediğinize dair net bir karar vermeniz gerekiyor. Her ne kadar 10 yıla kadar geri dönüşü var ise de, her geçen yıl aleyhinize işliyor. Bu nedenle hassas bir konu. Tam da bu yüzden bu kararı eşinizle ortak almanız gerekiyor. Zaten ABD'de doktorlar eşinizin yazılı iznini almadan bu operasyonu yapmıyorlar.
Genelikle kadınların sorumluluğudur ya doğum kontrolünü gerçekleştirmek. Yani nedense böyle algılanır. Siz bu sorumluluğu üzerine almış bir erkek, bir koca olarak kendinizle gurur duyuyor musunuz?
- Duyuyorum tabii. Dünyanın bütün yükünü kadınlar taşıyacak değil ya! Biraz olsun eşimin yükünü hafifleterek, doğru bir iş yaptığıma inanıyorum.
Operasyonda neler yaşadınız? Öncesinde, sırasında ve sonrasında?
- Doktorun muayenehanesinde yapıldı. Ameliyat edilecek bölgenin temizlenmesi, lokal anestezi, doktor ve hemşireyle Hindistan'daki nüfus artışı konuşulurken olay bitti! Hepsi hepsi yarım saat!
Göze aldığınız şeyin bedeli ne oldu? Karınız benim kadar hassas çıktı mı?! Ben, benim için böyle bir şey yapan erkekten etkilenirim. O da etkilendi mi?
- Bedel deyince akla hep olumsuz şeyler gelir. Bu olayda herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Evet, eşim etkilendi. Çok da memnun oldu.
Yeni cinsel hayatınızda bir farklılaşma söz konusu mu?
- Elbette. Gebe kalma endişesi yaşamadığımız için eşler arasında bir rahatlama söz konusu...
Bir Adanalı olarak bu konuda nasıl bu kadar rahat konuşuyorsunuz? Aynı zamanda bir bilim adamı, bir hoca, bir profesör olmanızın bunda etkisi var mı?
- Ben vazektomi hakkında kendi arkadaş çevremde rahatça konuşur ve insanları ikna etmeye çalışırım. En büyük desteği de hep kadınlardan aldım. Ne var ki, bugüne kadar ne kadınları ne de kocalarını ikna edebilmiş değilim! Biraz da şaşırıyorum buna. Bilim adamı mevzuuna gelince, sanırım yanıtı evet. Eğitilmiş insanların örnek olması ve doğru yolları göstermeleri gerekir diye düşünüyorum...
Peki neden bu ameliyat sırasında kendinizi Türk doktorlarına emanet etmediniz?
- Tamamen tesadüf. O sıralara ABD'de eğitimimi sürdürüyordum. Türkiye'ye dönmeden bu işi bitirmek istedim. Ama ülkemizde de rahatlıkla yaptırabilirdim.
Bu işi yaptırmış biri olarak Türk erkeklerine söyleyebileceğiniz ekstradan bir şey var mı?
- Bu yöntemin hiçbir sakıncası yok. Hele hele erkeklikle hiçbir ilgisi yok! Tüplerini bağlatsan da hálá erkeksin!
Vazektomi nedir?
Sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişinin cerrahi yönetmelerle kalıcı olarak bozulması işlemidir. Bu işlem sonrasında ejakülasyon esnasında boşalan sıvının dış görünüşünde hiç bir değişiklik olmaz. Ancak sıvıda sperm hücreleri olmadığından gebelik oluşmaz.
Bu yöntemle sperm kanallarında ciddi hasar oluştuğundan tüplerin eski haline getirilmesi çok zordur.
Koruyuculuk oranı yüzde 100'e yakındır.
Ve koruma süresi ömür boyudur.
İleride çocuk sahibi olmak isteyip istemediği konusunda kararsız olan erkeklerde uygulanmaz.
Erkeğin eşinin rızası şarttır.
Yaşam şartlarındaki değişiklik nedeniyle yeniden çocuk sahibi olmak istendiğinde tekrar operasyon gerektirir. Bu operasyonlar maliyeti yüksek ve başarı şansı düşük operasyonlardır.